Kütahya Tarihi, Geçmişten Günümüze (Cumhuriyet Dönemine) Kütahya’nın Tarihi

0
Advertisement

Kütahya tarihi. Ege bölgesinin yemyeşil şehirlerinden birisi olan Kütahya’nın tarihi hakkında kısaca bilgiler. Kütahya’daki önemli tarihi yerler

Aizanoi Antik Kenti

Kütahya Çavdarhisar ilçe merkezinde yer alan Aizanoi Antik Kenti

Tarih çağlarında bölgenin Hitit egemenliğine girdiği kuşkulu olmakla birlikte Hitit etki alanında olduğu bilinmektedir. Büyük bir olasılıkla Kütahya Frigler döneminde Kotaiaion adıyla kuruldu. Frig egemenliğinden sonra Pers Kralı Büyük Kyros İÖ 546′ da tüm Anadolu ile birlikte Kütahya çevresini de ele geçirdi. İÖ 333’te Makedonya Kralı Büyük İskender tüm Anadolu gibi Kütahya’yı da Perslerin elinden aldı. Onun ölümünden (İÖ 323) sonra imparatorluğun parçalanması üzerine, komutanlarından Antigonos Monophtalmos’un yönetimine geçti. İÖ 278’de Bitinya Krallığı’na bağlanan bölge, daha sonra Bergama Krallığı’nın egemenliğine girdi. Bergama Kralı III. Attalos’un İÖ 133’te ölümüyle Kütahya’yı da içeren tüm ülkesi, vasiyeti üzerine Roma İmparatorluğuna bağlandı. Hristiyanlığın ilk iki yüzyılında Kütahya Bölgesi kovuşturmaya uğrayan Hristiyanların sığındığı yerlerden biri oldu. Bizans İmparatorluğu döneminde kent gelişti tepeye de bir kale yapıldı.

Malazgirt Savaşı‘nda (1071) Selçuklu Sultanı Alparslan’a yenilen Bizans İmparatoru Romanos Diogenes, rakipleri tarafından Kütahya’ya sürüldü ve gözleri oyuldu. Malazgirt Zaferi’nden sonra, 1075-1078 arasında Kütahya ve çevresi de Türklerin eline geçti. Birinci Haçlı Seferi’nde Kütahya da Bizanslıların eline geçti (1097). II. Kılıç Arslan 1182’de yeni bir fetih hareketine girişerek Uluborlu ve Kütahya’yı yeniden fethetti. Kılıç Arslan’ın oğulları arasındaki taht kavgalarından yararlanan Bizans, Kütahya’yı yeniden ele geçirdi. Aynı yıllarda, daha sonraki tarihlerde Kütahya’da bir beylik kuracak olan Germiyanlı aşireti başkanı Yakup Bey, Anadolu Selçuklu Devleti’nden ayrılarak bağımsızlığını ilan etti. Yakup Bey kısa zamanda beyliğin sınırlarım genişletti.

Germiyanoğlu Beyi, Süleyman Şah Karamanoğulları tehlikesine karşı Osmanlılarla işbirliği yapma yolunu seçti ve kızını Yıldırım Bayezit ile evlendirdi, düğün 1391’de yapıldı ve Kütahya, Simav, Emet ve Tavşanlı çeyiz olarak Osmanlılara verildi. Yıldırım Bayezit 1390’da Germiyanoğulları topraklarının tümünü Osmanlı ülkesine kattı. Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezit‘in yenilmesi üzerine Timur, Germiyanoğulları toprakları II. Yakup Bey’e verdi (1402). Savaştan sonra Kütahya’ya gelen Timur bir süre burada kaldı. Yıldırım Bayezit‘in şehzadeleri arasındaki taht kavgaları sırasında Karamanoğlu Mehmet Bey 1411’de Kütahya’yı ele geçirdi. Ancak kısa süre sonra kenti bırakmak zorunda kaldı. II. Yakup Bey, erkek çocuğu olmadığı için ülkesinin Osmanlı Devleti’ne verilmesini vasiyet etti ve ölümüyle de (1429) bu istek gerçekleşti.

Kütahya Osmanlı yönetimine geçince 1433-1451 arasında şehzade sancağı, 1451’de Anadolu Eyaleti’nin merkezi, 1543-1566 arasında yeniden şehzade sancağı, 1566’da yeniden eyalet merkezi oldu. Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa‘nın oğlu İbrahim Paşa 8 Mart 1833’te Kütahya’yı ele geçirdi. Osmanlı Devleti ile Mehmet Ali Paşa arasında 14 Mayıs 1833’te imzalanan “Kütahya Antlaşması”ndan sonra Mısır Ordusu kenti terk etti. 1896’da Anadolu demiryolundan Eskişehir-Kütahya-Konya hattı işletmeye açıldı.

İzmir’ in Yunanlılarca işgal edilmesi ve Anadolu’nun içlerine doğru ilerlemeye başlaması üzerine Kütahya’da 20 Eylül 1919’da Kuvayı Milliye örgütü kuruldu. Aynı yılın Ağustos ayında Yunanlılar bölgenin büyük bölümünü işgal ettiler. Çerkez Ethem’in ayaklanmasından oldukça zarar gören Kütahya, 10 Temmuz 1921’de başlayan “Eskişehir ve Kütahya Savaşları”nda 17 Temmuzda düşman kuvvetlerince işgal edildi. Bir yıl Yunan işgalinde kaldı. 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz sonucunda yenilgiye uğrayan Yunan kuvvetleri geri çekilmeye başlayınca Türk Ordusu 30 Ağustosta Kütahya’ya girdi. Kütahya Cumhuriyetin ilanından sonra il oldu.

Advertisement
Kütahya Kalesi

Kütahya Kalesi


Kaynak – 2

Milattan önce 3 bin yılına kadar uzanan bir tarihe sahip olan Kütahya’da hüküm sürmüş, bu topraklara tarih ve kültürlerini miras olarak bırakmış milletler arasında; Hititler, Frigyalar, Farslar, Makedonyalılar, Romalılar, Doğu Roma İmparatorluğu, Anadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu bulunmaktadır. Özellikle Frigler döneminde ilk örneklerini vererek ve günümüze miras kalan seramik ve çinicilik sanatı ile Kütahya, yalnızca ülkemizde değil, dünya çapında bir üne sahiptir. Şehrin sadece bu özelliği bile büyük bir çekim merkezi olmasına yeterlidir. Bu zengin tarih ve kültür mozaiğini şehrin her alanında görmenin mümkün olduğu Kütahya’da, doğal güzelliklerinden, alternatif turizm değerlerine kadar pek çok keşfedilmesi gereken nokta bulunmaktadır.

Kütahya Saat Kulesi 19. Yüzyılda dönemin valisi Fuat Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kütahya’nın merkezinde bulunan ve şehrin simgelerinden biri olmayı başarmış bu yapı, adeta Kütahyalıların buluşma noktası olmuştur. Kare planlı, iki katlı ve kesme taşlarla yapılmış bu saat kulesi şehri keşfe çıkmak için ideal noktalar arasındadır.

Şehir, doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihe ayna tutan pek çok değere de sahiptir. Bunlardan bir tanesi de Kütahya’nın Altıntaş ilçesine bağlı olan Çalköy’deki Zafertepe Anıtı’dır. Tarihi kararların alınıp, memleketin gidişatına şekil verilen bir yer olması nedeniyle özellikle yerli turistler tarafından büyük bir ilgi görmektedir. 1922 yılında gerçekleşen Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde; Atatürk’ün, “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” sözünü söylediği bu tepe, 1972 yılında tamamlanan anıtına kavuşmuş ve şehrin anılan değerleri arasında yerini almıştır.

Kütahya Çinili Camii

Kütahya Çinili Camii

Kütahya’daki Aizanoi Antik Kenti, şehre 57 kilometre uzaklıktaki Çavdarhisar ilçesinde bulunmaktadır. Antik kent, Frigya’ya bağlı yaşamış Aizanitislerin ana yerleşim alanını oluşturmaktadır. Bu tarihi kentteki ilk yerleşim milattan önce 3 bin yıllarına dayanmaktadır. Aizanoi Antik Kenti, Bergama Krallığı ile Bithinya arasında el değiştirmiş ve sonrasında da Roma İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. Tarihi şehirdeki, milattan sonra 2. Yüzyılda İmparator Hadrian zamanında yapımına başlanılan ve dünyanın en sağlam halde kalmayı başaran Zeus tapınağı, dünyadaki ilk borsa binası, antik dönemden kalan köprüler ve yapılan arkeolojik kazılar sonucunda günyüzüne çıkan; milattan sonra 400’lü yıllarda yapılan Sütunlu Yol muhakkak yakından görülmesi gereken tarihi değerlerdendir.


Leave A Reply