Latince Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Dünyanın en eski dillerinden birisi olan ve günümüzde artık her ne kadar bilimsel isimlendirmede kullanılmasına rağmen ölü bir dil olan latince hakkında bilgiler.

latince

Klâsik iki Batı dilinden biridir (Öbürü Yunanca’dır). Ölü dillerdendir, yani konuşulan bir dil değildir; yalnız, okullarda, üniversitelerde öğretilir. Bundan dolayı «klasik dil» adını almıştır.

Çünkü birçok eski metinle klâsik devir edebiyatını anlamak, Lâtince bilmeye bağlıdır.

Lâtince, İtalya’nın Tevere vâdisindeki Latium bölgesinde konuşulan eski bir İtalya diliydi. Hind – Avrupa dilleri ailesindendir. Grekçe, Sanskritçe gibi, daha eski bir dilden gelir. Dilbilgisi, fiii çekimi bakımından, Türkçemize benzer. Lâtince, birçok Batı diline kelime vermiş, İtalyanca başta olmak üzere «Roman dilleri grubu» denilen Fransızca, İspanyolca, Romence gibi dilleri doğurmuştur.

Lâtince, esas bakımından Eski Romalılar’ın dili olmuştu. Yavaş yavaş Roma’nın egemenliği altında bulunan bütün milletlerin resmi dili halini aldı, Yunanca’yla birlikte, İlkçağ’ın en önemli dili oldu. Lâtince’nin gelişmesinde dört devre vardır. Birincisi, Roma Cumhuriyeti’nin sonlarına kadar sürer. İkincisi şair Livius Andronikos’la başlar, İmparator Augustos’un saltanatı ile birlikte sona erer. Bu devrede Lâtince en yüksek çağına ulaşmıştır. Üçüncü devre, imparatorluğun Doğu’ya taşınmasına, dördüncü devre ise V. yüzyılda imparatorluğun yıkılışına kadardır. Bu devirden itibaren, Lâtince, her ne kadar yaşayan bir dil olmakta devam ettiyse de asıl hizmeti bugünkü dillerin doğuşunu sağlamak olmuştur. Ondan sonra da Katolik kilisesinin resmî dili olarak kaldı. Ortaçağ’da üniversitelerde bilim dili olarak varlığını korudu. Fransa’da VII. Charles, I. François zamanlarında da hukuk dili Lâtince’ydi. Bugün Batı’ da, ilâhiyat (tanrıbilim) dalında gene Lâtince yürürlüktedir.

Advertisement

Lâtin Edebiyatı

Lâtince’nin en güzel verimi, edebiyat’dır. Ancak, bu edebiyat, başlangıcından beri akla, mantığa dayanan bir edebiyattı. Halk, kültürlü olmadığı için dil, bilim bakımından gelişememişti. Hukuk, hiciv, belâgat (güzel söz söyleme sanatı), tarih alanında güzel örnekler vermiştir; yani sanatın daha ziyade tatbikatla ilgili kollarında gelişmiştir.

M. Ö. III. yüzyılda Romalılar, Orta İtalya’ yı egemenlikleri altına aldılar. Yunanlılar’la teması artırdılar. Güney İtalya, bir Yunan sömürgesiydi. İlk Lâtince eser veren Livius Andronikos, bir Yunanlıydı: Taranto’da hapiste bulunan bu Yunanlı, Homeros (Omi-ros) un «Odysseia» sını Lâtince’ye çevirdi. Sonraları, Romalılar’ın zevkini okşıyacak ilk komedyalar yazılmaya başlandı. Sylla’nın ilk diktatörlüğü sırasında, ilk Pun (Pön) savaşları çağında nesir yolu da açıldı. Cato «An-nales» lerini bu devirde meydana getirdi. M.Ö. I. yüzyılda ise Cicero, Caesare, Sallustus gibi yazarlar, hatipler yetişti. Tiyatro alanında komedya yerini tragedyaya bıraktı. Vero-nalı Caius Valrius Catullus gibi, Lucrecio gibi şairler yetişti. Bunlardan sonra Ovidius, Horacio, Vergilius Lâtin edebiyatının yücelmesini sağladılar.


Leave A Reply