Neuralink nedir? Bilgisayarları beynimizle kontrol etmenin avantajları nelerdir? Neurolink nasıl çalışıyor? Yeni teknolojinin detayları.
Bilgisayarlar insanlığın yeni omurgası haline geldi. Ekonomilerimiz, işletmelerimiz, altyapımız ve pazarlarımız, küresel birbirine bağlılık paradigmasına bağımlıdır. Bu yalnızca makro düzeyde görülmez; bireyler için de geçerlidir.
Kaynak: pixabay.com
Telefonlarımız ve bilgisayarlarımız beynimiz için üçüncül bir katman görevi görür (limbik sistem ve neokorteks sırasıyla birincil ve ikincil katmanlardır). Bu cihazların görünmez hale gelmesi ve biyolojimize entegre edilmesi sadece zaman meselesidir.
Elon Musk’un şirketi Neuralink, bu boşluğu kapatmayı ve onlarla fiziksel olarak etkileşime girmeden bilgisayarlarla arayüz kurma olanağı sağlamayı amaçlıyor. Bu daha önce denendi, ancak cihazların çoğu yüksek bant genişliği sunmuyor (yani, düşük bir veri aktarım hızına sahipler).
Bu gelişen teknolojinin ayrıntılarına girmeden önce, şunu sormamız gerekir, bilgisayarları beynimizle kontrol etme yeteneği gerçekten gerekli mi?
Bilgisayarları neden beynimizle kontrol etmemiz gerekiyor?
İlk bakışta, bu gereksiz bir girişim gibi görünebilir, sürekli gelişen teknolojik bağımlılığımızın başka bir özelliği. Bununla birlikte, bu teknolojinin hayatını değiştiren bir etkisi olabilir, çünkü aşağıda özetlenen potansiyel faydalar açıkça görülmektedir.
Ağır motor bozukluğu olan insanlar için bilgisayar kontrolü
Belden aşağısı felçli olmak ve bir bilgisayarla çalışmak için yardıma ihtiyaç duymak, daha fazla hayal kırıklığına ve izolasyon duygularına yol açar. Bilgisayarlarla doğrudan bir bilişsel arayüz, kısmi veya tam felçten muzdarip hastalar için bir nimettir, bu da onları giderek daha bağımsız hale getirir ve onlara internet aracılığıyla geniş bir topluluk sağlar. Bu sadece iletişim için bir nimet değildir; bu çipler sonunda omurgaya bağlı yaralanmaları olan hastalara hareketlerini eski haline getirerek yardımcı olabilir!
Alzheimer ve Parkinson hastalığı gibi nörolojik hastalıkların zayıflatılmasında bile yardımcı olabilir.
Kaynak: pixabay.com
Beyni Anlamak
Beynimiz muhtemelen bu evrende karşılaştığımız en karmaşık makinedir. Kafatasımızın içinde oturan ve aynı anda binlerce biyolojik işlevi yöneten 3 kiloluk bir maddedir.
Bu karmaşıklık göz önüne alındığında, beyin hakkında anıların nasıl saklandığı ve geri alındığı gibi cevaplanmamış birkaç soru var. Bilinç nedir? Bu arayüzler birkaç asırlık soruya ışık tutabilir.
İnsanlığa yaklaşan Yapay Zeka (AI) tehdidiyle mücadele
Yapay Zekanın önümüzdeki yüzyılda nasıl gelişeceği, insanlığın nihai durumunu ve hayatta kalma şansımızı belirleyecektir. Tekilliğin öncülüne inanılacak ve bilgisayarlar ortalama bir insanın (Yapay Genel Zeka olarak bilinir) zeka seviyesine ulaşacaksa, bilgisayarların bizi geçip Yapay Süper Akıllı hale gelmesi sadece bir zaman meselesidir.
O durumda bizler geleceğimizi bu Süper yapay zekanın ellerine vermiş olabiliriz. Gelecek, bu teknolojiyi ne kadar evcilleştirebileceğimize bağlı olarak değişir. Korkunç bir distopi veya büyük refah dönemi ile spnuçlanabilir. Bunu yapmanın bir yolu, beyin-makine arayüzleri aracılığıyla bir şekilde yapay zeka ile bir simbiyoz oluşturmak olacaktır.
Neuralink sıçraması
Bildiğiniz gibi, beyin sinapslarla geniş bir nöron ağı oluşturur. Nöronlar bu kavşak noktalarında nörotransmitter adı verilen kimyasal sinyalleri kullanarak iletişim kurarlar. Bu nörotransmitterler, bir ‘aksiyon potansiyeli’ adı verilen bir elektrik sinyali aldığında bir nörondan yanıt olarak salınır. Bir zincir reaksiyonu tetiklenir, bu da hücrenin doğru türde nörotransmitter girişi alabilmesine neden olur; bu nöronların mesajları sinapslara iletmesini sağlar.
Aksiyon potansiyelleri bir nörondan yayılan bir elektrik alanı oluşturur ve elektrotların sahaya yerleştirilmesiyle tespit edilebilir. Bu, bir nöron tarafından temsil edilen bilgilerin kaydedilmesine izin verir.
Neuralink’in ilk prototipi N1, nöronla iletişim kurmak için elektrot dizilerini kullanır. Tek bir grup 96 iplik içerir ve bunlara 3096 elektrot dağıtılır. Güç ve veri aktarımı için bir USB-C konektörü bulunur. Özel bir kablosuz çip (4mm X 4mm boyutunda) içeren küçük bir implante edilebilir cihazın içine tek bir elektrot grubu yerleştirilmiştir. Kasaya, güç ve veri aktarımı için bir USB-C konektörü eklenmiştir.
Beyne Yerleşim
İplikler, bir insan saç telinin büyüklüğünün yaklaşık 1 / 10’u kadar incedir ve her biri yaklaşık 192 elektrot içerir. Bunları bir insanın beyne sokabilmesi mümkün değildir, bu nedenle şirket bu görevi yerine getirmek için özelleştirilmiş bir robot tasarlamak zorunda kaldı. İplikler, robottaki mikron hassasiyetindeki küçük bir iğne ile beyne tek tek sokulur. Bu iğne yaklaşık 24 mikron çapındadır.
A. Yüklü iğne tutma kartuşu. B. Düşük kuvvetli temas beyin pozisyon sensörü. C. Birden fazla bağımsız dalga boyuna sahip ışık modülleri. D. İğne motoru. E. Yerleştirme sırasında iğneye odaklanan dört kameradan biri. F. Cerrahi alanın geniş açılı görünüşüne sahip kamera. G. Stereoskopik kameralar.
Robot, dakikada altı iplik takma kapasitesine sahiptir. Şirketin hedefi bu prosedürü mümkün olduğunca güvenli ve ağrısız hale getirmektir.
Bir beyin yarımküresine 10 kadar implant yerleştirilebilir. Bu implantlar kafa derisinin altındaki çok küçük tellerden kulağın arkasındaki iletken bir bobine bağlanır. Bu bobin cilt üzerinden kablosuz olarak şirketin Bluetooth radyo ve pil içeren Bağlantıyı çağırdığı giyilebilir bir cihaza bağlanır.
Tek bir USB-C kablosu, cihazdan bir telefona veya bilgisayara tam bant genişliği veri akışı sağlayarak tüm çip kanallarını aynı anda kaydeder. Bağlantı bir akıllı telefon uygulaması tarafından kontrol edilir ve Bluetooth üzerinden yazılım güncellemeleri yapmak ve hataları düzeltmek için kullanılabilir ve çipin kurcalanması ihtiyacını ortadan kaldırır. Bağlantı çevrimdışı olduğunda, cihaz kapanır.
Cihaz beyindeki en az 10.000 nöronun aksiyon potansiyelini okumasını sağlayabilir. Bugün piyasadaki en yeni FDA onaylı cihaz, sadece 10 elektrot içeren bir Parkinson Derin Beyin Simülatörüdür. N1, bu eski teknolojiyi 1000 kat geride bırakıyor!
Temel çıkarımlar
Bu yeni teknoloji, nörolojik hastalık teşhisi konan hastalar için büyük bir nimet olabilir ve hatta omurilik yaralanmaları olan kişilerde hareketi tamamen düzeltmeye yardımcı olabilir. Bu cihaz, bilgisayarlarla ilişkimizi daha da geliştirebilir ve sadece bilgisayarlarla değil, aynı zamanda diğer insanlarla da tamamen yeni etkileşim yolları oluşturabilir! Peki Neuralink bunu başarabilecek mi? Sadece zaman gösterecek.
