Leyla İle Mecnun Özellikleri ve Leyla ile Mecnun’un Konusu

1
Advertisement

Doğu Edebiyatının en önemli konularından olan ve yüzlerce değişik esere konu olan Leyla ile Mecnun hakkında bilgi. Leyla ile Mecnun’un özellikleri.

Leyla ile MecnunLeyla ile Mecnun Doğu İslam edebiyatının en ünlü konularından birinin kadın ve erkek kahramanıdır. Mecnun, 700 yıllarına doğru ölmüş Arap şairi Kaysu’l-A’miri‘nin lakabıdır. Bu Bedevi şairinin Leyletu’l-A’mi-riye ile geçirdiği macera X. yüzyıldan başlayarak Arapça edebiyatta işlenmiştir. Ayrı konu olarak ele alındığı gibi küçük şiir parçalarında da dile getirilmiş ölümsüz aşkın timsali olarak ün kazanmıştır.

İran edebiyatında konu daha da rağbet görmüştür. Farsça söyleyen Türk asıllı büyük şair Genceli Nizami 1188’de “Leyli u Mecnun” ile mesnevilerinin (manzum romanlarının) ilkini en ünlüsünü yazmıştır. Bundan sonrakiler bu eşsiz şaheseri az çok taklit etmişlerdir. Gene Türk olup Farsça söyleyen büyük şairlerden Emir Hüsrev’in 1299’da yazdığı “Mecnun-u Leyli”‘si de pek başarılıdır. 1480 yıllarında Cami’nin kaleme aldığı mesnevi de pek ünlüdür. Cami’nin yeğeni Hatifi, 1510’a doğru aynı konuda bir mesnevi yazmış ve bununla çok büyük ün kazanmıştır. Farsça “Leylâ ile Mecnun”‘ların örnek sayılan dördü bu eserlerdir.

1785’ten başlayarak Hindustani dilinin Urdu diyeleğini kullanan Müslüman Hint şairleri de bu konuyu işleyen mesneviler yazmışlardır. Bunlardan Vila, 1810’a doğru doğrudan doğruya Emir Hüsrev’in şaheserini çevirmiştir.

Türkçe’de Leylâ İle Mecnun

Türk şiirinde XV. yüzyılın ikinci yarısında Nevai, Şahidi, Hakıyri bu konuyu büyük birer mesnevi halinde işlediler. Bunların ilki Çağatay, ikincisi Osmanlı, üçüncüsü de Azeri diyeleğiyle yazılmıştır. Bu Nevai’ninki, Fuzuli‘ninki bir yana Türkçe “Leylâ ile Mecnun”‘ların en güzelidir. 1483’te yazılmıştır. Cami’nin Farsça mesnevisi, Nevai’nin Türkçe eseri yazıldıktan sonra, Nevai’nin teşvik ve ricası üzerine yazılmıştır. Bilindiği gibi Nevai, Türkçe’nin Farsça’dan üstün şiir dili olduğunu göstermeye çalışmıştır.

Advertisement

Ancak, Fuzuli‘nin Azerî (Doğu Oğuz) diyeleğiyle yazdığı emsalsiz eser Nizami’ninki bir yana bütün Farsça ve Türkçe “Leyla ile Mecnun” ları gölgede bırakmıştır. 30 kereden fazla basılan 8-10 dile çevrilen opera olarak bestelenen bu eser Türkçe mesnevilerin en ünlüsü, en güzelidir. Bağdat Beylerbeyi Veys Paşa’ya ithaf edilmiştir. Pek güzel gazellerle süslüdür.

Dilimizde 40 kadar “Leyla ile Mecnun” yazılmıştır. En tanınmışları arasında, XV. yüzyılın son yıllarında yazılan Ak Şemsettinzade Hamdullah Hamdi’nin 1660’a doğru yazılan Kafzade Faizi’nin mesnevileri vardır. Ahmet Paşa, Necati, Hayali, Fuzuli‘nin oğlu Fazlı, Celalzade Salih Çelebi gibi XV-XVI. yüzyılların tanınmış Türk şairlerinin “Leyla ile Mecnun” ları kaybolmuştur.

Türk halk edebiyatının adsız eserleri içinde de “Leyla Mecnun”ları vardır. Bunların hemen hepsi Fuzuli’nin eserinden ilham almıştır. Konu Karagöz oyunu olarak Türk halk sahnesine de girmiştir.

Leyla ile Mecnun’un Konusu

Bir Arap kabilesi olan Beni Amr (Amroğulları) nın ileri gelen iki ailesinden birinin oğlu birinin de kızı vardır. Oğlanın adı Kays’tır. Kıza da saçlarının gece kadar kara oluşundan dolayı Leyli (Leyla) derler. Kays’la Leyla küçük yaştan beri birbirlerini severler. Leylâ’nın anası-babası bunu sezince kızlarını Kays’la görüştürmez olurlar. Kays, kederinden deliye döner. Ondan sonra delikanlı «Mecnun» diye anılır. Çöllere düştüğü sırada, Leylâ’yı babası İbn-i Selâm adında biriyle evlendirir. Leylâ, cinlere yakalanmış olduğunu ileri sürerek, kocasına yaklaşmaz. Mecnun’u pek seven Nerfel adında bir kabile başkanı, İbn-i Selâm’a karşı savaş açar. İbn.i Selâm ölünce Leylâ, Mecnun’u aramaya çıkar. Buluşurlar. Yalnız, Mecnun artık Leylâ’nın kendisine değil, hayaline âşıktır; onu tanımaz, kovar. Leylâ çok üzülür, bir süre sonra kederinden ölür. Mecnun bunu duyunca Leylâ’nın mezarı başına gelir, orada ruhunu teslim eder.

Advertisement


1 Yorum

Reply To Gizem :* Cancel Reply