Lidyalılar Hakkında Bilgi, Lidya Tarihi ve Kültürü, Özellikleri Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Lidyalılar kimlerdir? Lidyalılar nerede yaşamışlardır, tarihleri, kültürel özellikleri, paranın bulunuşu, Lidyalılar hakkında bilgi.

Lidya Haritası

Lidyalılar Kimdir?

Lidyalılar;Batı Anadolu’da başkentleri Sardes (Sardeis) olmak üzere devlet kurmuş olan halktır. İlkçağda bugünkü Gediz ve Küçük Menderes ırmakları arasında kalan bölgeye Lidya deniyordu. Bu bölgede doğudan batıya doğru üç ırmak akar; Kaykos (Bakırçay), Hermos (Gediz) ve Kaystros (Küçük Menderes). Bölgenin güney sınırını Aydın oluşturuyordu. bu dağların güneyinde Karya Bölgesi yer alıyordu.

Bölgenin güneyindeki son kenti Tyrha (Tire), batıda ise Magnesia ad Spylos (Manisa) idi. Kuzey sınırını ise Temnos (Demirci Dağ) ile Didymos (Murat Dağı) dağları oluşturuyordu. Bölgenin doğu sınırını tam olarak saptamak zordur. Son yıllarda bulunan Lice yazıtlardan ve arkeolojik buluntulardan doğu sınırı Kütahya’nın güneyindeki Emet’e kadar uzatıldı. Bu noktalar bölgenin sınırlarını oluştururken, Lidya güçlü bir krallık olduğu dönemlerde bu sınırlar Kızılırmak’a kadar dayanmıştı. Batıda ise Miletos dışında tüm İonia kentleri Lidya Krallığı’nın sınırları içindeydi. Kroisos döneminde kuzey sınırı Marmara Denizi’ne, güneyde de Likya Bölgesi’ ne kadar uzandı.

Tarih:

Herodotos’un bildirdiğine göre, İÖ 2. binyılın ortalarından başlayarak Lidya Bölgesi’nde bir krallık kurulmuştu. Ancak ilk hanedanın adı bilinmez. İkinci hanedan olarak Atyadlar tarih sahnesine çıktılarsa da, bu hanedana ilişkin bilgiler daha çok söylencelere dayanır. IÖ 1195’te Hitit İmparatorluğu gibi Lidya Krallığı da Deniz Kavimleri tarafından yıkıldı. Yıkılıştan sonra Thrak kökenli olduğu sanılan Heraklid ya da Tylonid Hanedanı Sardes’te başa geçti. Herodotos’a göre bu hanedan 22 kuşak boyunca 505 yıl Lidya’da saltanat sürdü. Yunanlılar bu hanedana Tanrı Herakles’e bağlayarak Herakleidler, Lidyalılar ise Tylonidler adını verdiler. Herodotos bu dönem için fazla bilgi vermediği için bilgiler son derece sınırlıdır. Bu hanedan Lidya’da İÖ 1185-680 arasında egemen oldu. Heraklid-Tylonid Hanedanı’nın son kralı Kandaules’tir. Kandaules “köpek boğan” anlamına gelir.

Sart Harabeleri

Sart Harabeleri

Nitekim Sardes’te yapılan kazılarda bu döneme ilişkin tabakada boğulmuş köpek yavruları bulundu. Öyküye göre, eşinin güzelliğine hayran olan Kandaules, bu güzelliği en yalan adamlarından biri olan Gyges’e gösterir. Seyredildiğini sezen kraliçe, Gyges’e kocasını öldürerek kendisiyle evlenmesini, bunu yapmazsa onu öldürteceğini söyler. Bunun üzerine Gyges, Kandaules’i öldürür, kraliçeyle evlenerek Lidya tahtına çıkar. Böylece Lidya tarihinde Heraklid-Tylonid Hanedanı son bulur, Mermnad Hanedanı başa geçer. Gyges ile başlayan Mermnad Hanedanı, İÖ 680-547 arasında hüküm sürdü. Gyges, Ardys, Alyattes ve Kroisos, dönemlerinde Lidya Krallığı Ön Asya’nın en güçlü devletlerinden biri durumuna geldi.

Advertisement
Bu dönemde başkent Sardes antik dünyanın en güçlü ve en zengin kenti olarak ünlendi.

Gyges döneminde Anadolu, vahşi ve yırtıcı Kimmer boylarının saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. Nitekim Lidya’nın doğu komşusu Frigya Krallığı bu saldırılar sonucunda yıkıldı. Bu arada Gyges kuzeydeki Troas Bölgesi’ ni egemenliği altma aldı. İonia kentlerini ele geçirmek amacıyla Magnesia, Miletos, Smyrna ve Kolophon gibi kentlerin üzerine yürüdü, bu seferin sonuçları hakkında kesin bilgiler yoktur. Frigya Krallığı’nın Kimmerler tarafından yıkılması üzerine Gyges, Asur Kralı Asurbanipal’den yardım istediyse de Kimmerleri yenilgiye uğrattı (İÖ 657).

Ancak İÖ 646/645’te güçlü yeni bir Kimmer saldırısı karşısında tutunamadı ve yapılan savaşta Gyges öldürüldü, Sardes yağmalandı ve yıkıldı. Gyges’den sonra tahta çıkan oğlu Ardys döneminde üçüncü bir Kimmer saldırısıyla başkent Sardes yağmalandı ve yıkıma uğradı (İÖ 639/638). Kimmer tehlikesinin savuşturulmasından sonra Ardys, Priene’yi ele geçirdi, ancak Miletos’u alamadı. 49 yıl tahtta kalan Ardys’in son yılları ve ölümüne ilişkin bilgi yoktur. Yerine geçen ve 12 yıl tahtta kalan oğlu Sadyattes, dengesiz kişiliğiyle Lidya krallarının en silik olanıdır. Onun oğlu Alyattes, Lidya tarihinin en güçlü kralı olarak bilinir.

Saltanatının ilk beş yılında o da Miletos ile savaştıysa da ele geçirilemeyeceğini anlayınca bir barış antlaşması yaptı. Daha sonra da Smyrna’nın (İzmir) üzerine yürüdü ve ele geçirdi (İÖ 600). Kolophon üzerine yürüdü ve bu kenti topraklarına kattı. Alyattes İÖ 6. yüzyılın başlarında kuzey komşusu Bitinya üzerine yürüdü ve Antandros yöresinde yerleşmiş olan Kimmerleri yenilgiye uğrattı (İO 595), Kappadokya Bölgesi’ne kadar sürdü, devletinin sınırlarım da Kızılırmak’a kadar genişletti. İÖ 612’de lidyalılar Kızılırmak’ın doğusuna kadar sokulan Medlerle komşu oldular. Beş yıl süren Lidya-Med Savaşı, 28 Mayıs 585’te Miletoslu Thales’in önceden hesapladığı bir güneş tutulması, tanrıların barış çağdışı olarak yorumlandığından savaşa son verildi ve Kızılırmak iki devlet arasında sınır kabul edildi.

Bu kez Alyattes, Karya’ya bir sefer düzenledi. Savaşın sonucu hakkında bilgi yoktur. 57 yıl tahtta kalan Alyattes son yıllarını kendine bir mezar anıtı yaptırmakla geçirdi. Salihli yakınlarında Bintepeler olarak bilinen en görkemli tümülüs Alyattes’e aittir.

Karun (Kroisos) Dönemi

Alyattes’ten sonra Lidya tahtına oğlu Kroisos çıktı (İÖ 560) Kroisos’un dünya tarihindeki en büyük ünü, zenginliğiyle ilgili söylencedir. Karun olarak da bilinen Kroisos, Doğu Dünyası’na “Karun kadar zengin” deyimiyle girerek günümüzde de ününü sürdürür.

Üvey kardeşi Pantaleon ile yaptığı taht kavgasına son erdikten sonra Kroisos, Efes üzerine yürüdü. Kentin kuşatılması sırasında Tiran Pindaros’un Yunanistan’a sürülmesi üzerine barış yapıldı ve bu arada Kimmerlerin yakıp yıktığı dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı’ nın yeniden yapılması için parasal yardımda bulundu, Batı Anadolu’daki tüm Yunan kentlerini yönetimi altında birleştirdi. Babası Alyattes’in yakıp yıktığı Smyrna Kenti’ni onarttı ve yerleşilmesini sağladı. İÖ 545’te Persler tarafından yıkıma uğratılma kadar Smyrna Lidya Krallığı’nın en önemli limanlarından biri haline geldi. İÖ 546’da Pers Ordusu, Sardes yakınlarına kadar sokuldu. Yapılan savaşta, Persler Lidyalıları ağır bir yenilgiye uğrattılar ve Sardes‘i ele geçirerek Lidya Krallığı’na son verdiler, Kroisos da Perslere tutsak düştü. Lidya Krallığı’nın ortadan kalkmasıyla Anadolu’da iki yüzyıla yakın sürecek Pers egemenliği başladı.

Advertisement

SANAT:

Anadolu’da uzun bir egemenlik dönemi geçirmiş olan Lidyalıların üstün bir uygarlık düzeyine eriştikleri, özellikle başkentleri Sardes‘te yapılan kazılarda ele geçen buluntulardan anlaşılmaktadır. Özellikle dünya uygarlığına parayı armağan etmeleri en büyük buluşlarıdır.

Mimarlık:

Sardes kazılarının, İÖ 6. yüzyıla ait tabakasında yaşayan halktan kişilerin evlerinin temellerinde ırmak ya da tarla taşlarından yapılmış, döşeme sert, sıkıştırılmış kil kullanılmıştır. Üst duvarlar temel duvarlarına oranla daha dar olmakla birlikte yine aynı türde moloz taşlar kullanılmış, bunların üzerine kerpiç bloklar yerleştirilmiştir.

Damlarda örtü olarak her zaman saz kullanılmıştır. Bir ya da iki odalı olan evlerin içinde depo olarak kullanılan bir çukur ve çöp çukuru bulunmaktadır. Bu evlerin yanı sıra Kroisos dönemine tarihlenen, ahşap iskelet üzerine, pişmiş toprak levhaları kaplı yapılar da ortaya çıkarılmıştır. Üzerleri boyayla bezenmiş kabartmalarla süslü bu kaplama levhaları Yunanistan’da bulunanlarla benzerlik gösterir.

Heykelcilik:

Lidya heykelciliğine ait fazla buluntu yoktur. Sardes kazılarında bulunan bir tapınak modeli en iyi örneği oluşturur. Bu kabartmanın cephesinde Tanrıça Kybele betimlenmiştir, başı kırıktır. Boynunda ağır bir kolye vardır. Tanrıçanın ayaklarında yumuşak ayakkabılar vardır.

El Sanatları:

Keramik dalındaki en önemli örnek lydion adı verilen krem ve parfüm konulan vazocuklardır. Kapların astarlan çoğunlukla sarı, beyaz ya da turuncumsudur. Bu astarın üzerine fırça oyunlarıyla mermer hissini veren dalgalı tatlı boyalar sürülmüştür. Lidya’da en önemli küçük el sanatı fildişi oymacılığıdır. Lidya kuyumculuğu da önde gelen el sanatlarındandır. Mezarlara ölü armağanı olarak konulan rozetler, düğmeler, altm şeritler ve levhalardaki işçilik üstün düzeydedir. Altın bakımından zengin olan Sardes’ te çeşitli altın işçiliği örnekleri ele geçmiştir. Yüzükler, küpeler, kolyeler bu örnekler arasındadır.

Dil ve Yazı:

Lidce ile ilgili bilgilerin çoğu İÖ 6.,4. yüzyıllara ait 100’e yakın, yunan alfabesine benzeyen bir alfabeyle yazılmış yazıtlara dayanır. Tam olarak çözülememiş olan Lidcenin ilk kez Aramice-Lidce yazılmış çift-dilli bir yazıt sayesinde anlaşılması olanaklı oldu. Bu duruma göre Lidce Hint-Avrupa dil grubunun Hitit-Luvi alt grubuna girer.

Din:

Lidyalılann dinlerine ilişkin fazla bilgi olmamakla birlikte tarihsel kaynaklardan anlaşıldığına göre Ana Tanrıça Kybele en önemli saygıyı görmekteydi. Önemli yere sahip olan bir başka tanrıça da Artimus olarak adlandırdıkları Artemis idi. Hermesle bir tutulan Kandaules de önemli tanrılar arasındaydı. Bakhos, Yunanlıların Lidya’ dan aldıkları bir tanrıydı. Lidyalıların Yunan tanrılarına ve tapınaklarına gösterdikleri ilgi, kendilerine özgü bir dinleri olmayışından kaynaklandığını gösterir.

Sardes‘in kuzeyinde bulunan ve Bintepeler olarak adlandırılan 100 kadar tümülüs, Lidyalıların ölü gömme geleneklerini yansıtır. Bu tümülüslerden üçü büyüklükleriyle ötekilerden ayrılır. Bunların Lidyanın güçlü kralları Gyges, Ardys ve Alyattes’e ait oldukları sanılır. Tümülüsler krallar ve soylu sınıfı için yapılıyordu, daha aşağıdaki halk tabakası ise yumuşak kayalara oyulmuş mezar odalarına gömülüyordu.

Paranın Bulunuşu:

Lidyalıların insanlık uygarlığına yaptıkları en önemli katkı parayı icat etmeleridir. İlk yapılan paralar biçimsiz bir elektron parçasıydı ve genellikle gümüş-altın karışımıydı. Taşınması kolay olan bu madeni paralar ticaretin hızlanmasına ve kolaylaşmasına yol açtı. Yapılan ilk madeni paralardan önyüzü düz, arkayüzünde de 1, 2 ya da 3 adet derin dört-köşe, dikdörtgen ya da üçgen çukur vardı.

Resimli paraların önyüzünde önceleri krallığın arması olan aslan başı, pençesi ya da iki aslanın ön bölümleri bulunuyordu. Lidya’da kullanılan madeni paraların tümü yazısızdır. Kroisos döneminde gümüş ve altından ayrı paralar basıldı. Bu paraların önyüzünde sırt sırta vermiş ve yalnızca ön bölümleri olan bir boğa ile arslan betimlendi. Daha sonraları bu kez yüz yüze bakan boğa ve aslan betimli sikkeler de basıldı. Lidya’yı örnek alarak aynı dönemlerde Miletos, Ephesos, Kyzikos, Samos, Khios gibi Yunan kenderi de madeni para basmaya başladılar. Böylece para denilen kavram kısa sürede eski dünyada yayılmaya başladı.

Advertisement


Yorum yapılmamış

  1. ece aydın şpiöiöo on

    ellerinize sağlık diycem bir de urartuları araştısanız derim ama arkadaşlar lidyalılar hakkında bn de bilği buldum :D:Mimarlık: Sardes kazılarının, İÖ 6. yüzyıla ait tabakasında yaşayan halktan kişilerin evlerinin temellerinde ırmak ya da tarla taşlarından yapılmış, döşeme sert, sıkıştırılmış kil kullanılmıştır. Üst duvarlar temel duvarlarına oranla daha dar olmakla birlikte yine aynı türde moloz taşlar kullanılmış, bunların üzerine kerpiç bloklar yerleştirilmiştir.

    Damlarda örtü olarak her zaman saz kullanılmıştır. Bir ya da iki odalı olan evlerin içinde depo olarak kullanılan bir çukur ve çöp çukuru bulunmaktadır. Bu evlerin yanı sıra Kroisos dönemine tarihlenen, ahşap iskelet üzerine, pişmiş toprak levhaları kaplı yapılar da ortaya çıkarılmıştır. Üzerleri boyayla bezenmiş kabartmalarla süslü bu kaplama levhaları Yunanistan’da bulunanlarla benzerlik gösterir.

    Heykelcilik: Lidya heykelciliğine ait fazla buluntu yoktur. Sardes kazılarında bulunan bir tapınak modeli en iyi örneği oluşturur. Bu kabartmanın cephesinde Tanrıça Kybele betimlenmiştir, başı kırıktır. Boynunda ağır bir kolye vardır. Tanrıçanın ayaklarında yumuşak ayakkabılar vardır.

    El Sanatları: Keramik dalındaki en önemli örnek lydion adı verilen krem ve parfüm konulan vazocuklardır. Kapların astarlan çoğunlukla sarı, beyaz ya da turuncumsudur. Bu astarın üzerine fırça oyunlarıyla mermer hissini veren dalgalı tatlı boyalar sürülmüştür. Lidya’da en önemli küçük el sanatı fildişi oymacılığıdır. Lidya kuyumculuğu da önde gelen el sanatlarındandır. Mezarlara ölü armağanı olarak konulan rozetler, düğmeler, altm şeritler ve levhalardaki işçilik üstün düzeydedir. Altın bakımından zengin olan Sardes’ te çeşitli altın işçiliği örnekleri ele geçmiştir. Yüzükler, küpeler, kolyeler bu örnekler arasındadır.

    Dil ve Yazı: Lidce ile ilgili bilgilerin çoğu İÖ 6.,4. yüzyıllara ait 100′e yakın, yunan alfabesine benzeyen bir alfabeyle yazılmış yazıtlara dayanır. Tam olarak çözülememiş olan Lidcenin ilk kez Aramice-Lidce yazılmış çift-dilli bir yazıt sayesinde anlaşılması olanaklı oldu. Bu duruma göre Lidce Hint-Avrupa dil grubunun Hitit-Luvi alt grubuna girer.

    Din: Lidyalılann dinlerine ilişkin fazla bilgi olmama

Leave A Reply