Türkiye Cumhuriyetinin Tapusu Lozan Antlaşmasının Önemi Nedir?

0
Advertisement

Milli Bütünlüğümüzü Bütün Dünyaya Kabul Ettiren Antlaşma olan Lozan Antlaşması neden önemli, Sevr ile farkları nelerdir? Türkiye Cumhuriyetinin Tapusu

Lozan Barış Antlaşmasını İsmet Paşa imzalarken çekilmiş meşhur fotoğraf

Lozan Barış Antlaşmasını İsmet Paşa imzalarken çekilmiş meşhur fotoğraf

Lozan Antlaşmasının Önemi;

LOZAN ANTLAŞMASI, milli bütünlüğümüzü bütün dünyaya kabul ettiren antlaşmadır. Bu antlaşma sayesinde düşmanların parçalamak için can attığı yurdumuz hür, bağımsız bir devlet hüviyetini kazanmış, dünya milletleri arasında layık olduğu yeri almıştır.

Kurtuluş Savaşı sonunda düşmanları bozguna uğratmamız üzerine savaşın kesilmesi için Mudanya Mütarekesi imzalanmıştı. Bu mütarekenin imzalalanmasından 15 gün kadar sonra, 28 ekim 1922’de, Müttefikler bizi bir barış antlaşmasına çağırdılar. Ankara Hükümeti teklifi kabul etti. Bunun üzerine görüşmeler başladı.

İsmet paşa Lozan'da

İsmet paşa Lozan’da

İsviçre’nin Lausanne (Lozan) şehrinde Duchy Şatosu’nda 22 kasım 1922’de toplanan konferans başladıktan birkaç ay sonra kesintiye uğradıysa da, çok geçmeden görüşmelere yeniden başlandı, antlaşmanın imzalanmasıyla sonuçlandı. Konferansa, Türkiye’ den başka, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Japonya, Romanya; Boğazlarla ilgili konular konuşulurken de Rusya ile Bulgaristan katıldı.

Konferansa giden Türk heyeti İsmet (İnönü) Paşa’nın başkanlığındaydı. İngiltere’yi Lord Curzon, İtalya’yı Mussolini, Yunanistan’ı Venizelos, Fransa’yı Raymond Poincare temsil ediyordu.

Mussolini İtalyanlar adına Lozan görüşmelerine katılmıştır.

Mussolini İtalyanlar adına Lozan görüşmelerine katılmıştır.

Konferansın Ana Konuları

Üç mesele konferansın en önemli konusunu teşkil ediyordu. Bunlardan biri Türk-Yunan barışının esaslarını tesbit etmek, ikincisi Osmanlı Devletinin artık tarihe karıştığını, onun yerine yeni Türk Devletinin doğduğunu kabul etmek, üçüncüsü de Osmanlılar zamanında yabancılara verilen eski imtiyazları kaldırmaktı. Topraklarımızın dokunulmazlığı, Türkiye’nin kayıtsız-şartsız olarak bağımsızlığı tanınacaktı.

Advertisement

Batılılar için kabul edilmesi oldukça güç olan şartlarımız bazı anlaşmazlıkların çıkmasına yol açtı, 4 şubat 1923’te görüşmeler kesildi. 23 nisanda yeniden başladı. Bu defa İngiliz, İtalyan, Fransız delegeleri değişmişti. Lozan Konferansının ikinci ve son safhasında ingiltere’yi Sir H. Rumbold, Fransa’yı General Pelle, İtalya’yı Montagna ile Garroni, Yunanistan’ı Venizelos temsil etmiştir. Romanya, Yugoslavya, Portekiz, Polonya, A.B.D. de konferansa katılan devletler arasındaydı. En sonunda, istediğimiz esasların kabul edilmesi üzerine, 24 temmuz 1923’te antlaşma imzalandı.

Antlaşmanın Başlıca Hükümleri

Lozan Antlaşması’nın başlıca hükümleri Türk-Yunan münasebetlerini düzenlemeyi hedef tutmuştu. Buna göre, Trakya sınırlarımız Mudanya Mütarekesi’yle tesbit edildiği gibi olacaktı. Yunanlılar’ın yurdumuzda artık hiçbir iddiaları olmıyacağı gibi Bozcaada’yı, İmroz’u bize bırakıyorlardı. Buna karşılık, Midilli, Sakız, Sisam Yunanlılar’a bırakılıyor, yalnız, askersiz hale getirilmesi şart koşuluyordu. Yunanistan savaş tazminatı olarak bize Karaağaç’ı verecekti. Batı Trakya ve İstanbul’dakiler hariç olmak üzere, Türkiye’ deki Rumlar’la Yunanistan’daki Türkler mübadele edileceklerdi.

Bunların dışında, bizim için en önemli olan hükümlerden biri kapitülasyonların kalkması, Suriye sınırımızın Ankara Antlaşması’ndaki gibi kalmasıydı. Boğazlar meselesi de bir hal yoluna konulmuştu. Antlaşmaya göre Çanakkale ve istanbul Boğazları silâhsız bölge olacak, yalnız bir savaş tehlikesi sırasında silahlandırılabilecekti.

Lozan Konferansı Karikatürü

Fransa’da yayınlanan L’Illustration mecmuasında 28 temmuz 1923 günü çıkan bir karikatür Lozan Antlaşması’nı imzalayanları gösteriyor. Resimdekiler soldan sağa doğru : Grew (ABD), Dimandi (Romanya), Montagna (İtalya), Sir H. Rumboldt (İngiltere), İsmet İnönü (Türkiye Cumhuriyeti), general Pelie (Fransa), Venizelos (Yunanistan), Oçiai (Japonya), Fereira (Portekiz)

Sevr’e Karşı Lozan

I. Dünya Savaşı sonunda, o zamanki Osmanlı Hükümetinin kabul ettiği Seyr Antlaşması yurdumuzu parçalıyor, Türk egemenliğini ortadan kaldırıyordu. Yeni Türk Hükümetinin büyük siyasî zaferi olan Lozan Antlaşması ise, yurdumuza yeniden bağımsızlık kazandırıyordu.

iki antlaşma arasında, sınırlarımız bakımından şu farklar bulunuyordu:

A) Trakya sınırı:

Sevr’de. — Çatalca hattından biraz ileride bulunan Podima – Kalikratya hattı, Trakya sınırımızı teşkil ediyordu.

Advertisement

Lozan’da. — Karaağaç da bizde olmak üzere Meriç hattı sınır kabul edilmiştir.

B) izmir Bölgesi:

Sevr’de. — Bu bölgenin sınırları Kuşadası, Ödemiş, Salihli, Akhisar, Kemer iskelesine yakın yerlerden geçiyordu. Sözde buralar Türk egemenliğinde olacak, gerçekte ise Türkiye bu hakkı kullanmayı 5 sene için Yunanlılar’a devredecekti.

Lozan’da. — Bu gibi meselelerin lâfı bile olmamış, yurdumuzun bu kesimi de kayıtsız-şartsız sınırlarımız içine alınmıştır.

C) Suriye sınırı:

Sevr’de. —Sahilde, Karataş burnu civarından başlyarak Osmaniye, Bahçe, Gaziantep, Birecik, Urfa, Mardin ve Nusaybin’i epey güneyde ve Suriye topraklarında bırakan bir sınır.

Lozan’da. — 20 ekim 1921 tarihli Ankara Antlaşması’ndaki sınır olduğu gibi bırakılmıştır. Doğuda Ermenistan meselesi halledilmiş, sınırımız bugünkü halini almıştır.

Sevr ve Lozan Antlaşmasına Göre Türkiye Cumhuriyeti Sınırlarının Karşılaştırması

Sevr ve Lozan Antlaşmasına Göre Türkiye Cumhuriyeti Sınırlarının Karşılaştırması

Bunlardan başka, Boğazlar bölgesi Sevr’de tamamen Müttefik Devletler’in egemenliğine bırakıldığı halde, Lozan’da bu husus bertaraf edilmiş, ancak Boğazlar bölgesinin askerden tecrit edilmesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca, Lozan Antlaşması’nda kapitülasyonlar da kaldırılmıştır.

Öte yandan, Sevr Antlaşması Türkiye’ye yalnız jandarmalardan ibaret 50.000 kişilik bir ordu kurabilmek hakkını tanıyordu. Lozan Antlaşması’nda bu kayıt da kaldırıldı, Türkiye’nin tam manasıyla bağımsız bir millet olduğu kabul edildi.


Leave A Reply