Lut Gölü, Ölü Deniz Yeryüzünün En Alçak Noktasındaki Tuzlu Dünya

0
Advertisement

Dünyanın en alçak noktasında bulunan ve tuz kaynağı olan Lut Gölü, namı diyar Ölü Deniz hakkındaki özellikler, hikayeler ve Ölü Deniz’deki yaşam.

Ölü Deniz

Yeryüzünün en aşağı noktasında, tuz kolonların dingin mavi yüzeyi deldiği bir su uzantısı vardır. Bazı yerlerde tuz kümeleri parçalanan buzdağları gibi suyun üzerinde yüzüyor. Bu neredeyse cansız arazi Lut’un karısının İncil’deki öyküsünün geçtiği Ölü Deniz’dir (Lut Gölü). Günahkar Sodom ve Gomorrah şehirleri yangın ve kükürtle harap edilirken, söz dinlemeyerek arkasına bakan Lut’un karısı bir tuz sütununa dönüşmüştü. Bazı arkeologlara göre bu iki şehir denizin güney sığlıklarında gömülüdür.

Ölü Deniz

Deniz seviyesinin 396 m altındaki Ölü Deniz, Great Rift (Büyük Yarık) Vadisi’nin kuzeyinde yer alan Ürdün Vadisi’nin tabanında uzanıyor. Yarık vadi, Ürdün Nehri’nin yükseklerinde başlayıp Ölü Deniz, Kızıl Deniz ve Doğu Afrika’ya doğru güneye uzanıyor. Göl bazı yerlerde 400 m ya da daha derin ve oradaki göl tabanı deniz seviyesinin altında neredeyse 1 kilometre boyunca uzanıyor.

Arka planda batıya uzanan çorak Judaean Tepeleri ve doğuya doğru İncil’de geçen Moab ve Edom Platoları’na karşı Ölü Deniz, Vadi tabanı boyunca hemen hemen 80 km uzanır ve en geniş noktasında 18 km’dir. Göl, El Lisan (Dil)Yarımadası tarafından ikiye bölünmüştür. İkisi arasında kuzey kısmı daha büyük ve daha derindir; güney kısmı ise -ortalama 6 m derinliğinde- beyaz tuz kolonlarının göründüğü bölgedir.

Kolonlar, 2 milyondan fazla yıl önce oraya serilmeye başlamış kalın tortu tabakanın en üst katmanıdır. Ürdün ve birçok küçük akarsudan gelen su, 50 derecenin üstündeki yaz sıcaklıklarında, akarsu yatağı üzerinde çamur, kum kaya tuzu ve alçıtaşı tortuları bırakarak buharlaşır. Özellikle nemli kış aylarında her gün 6,5 milyon tondan fazla su Ölü Deniz’e boşalır. Buharlaşma olmasaydı, göl seviyesi her yıl 3 m kadar yükselirdi. Aslında göl seviyesi 20. yüzyılın başlarında biraz iklim değişikliği, biraz da İsrail ve Ürdün’ün sulama amacıyla göle akan Ürdün Nehri ve diğerlerinden su çekmesi sonucu düşmüştü.

Advertisement

Ölü Deniz

BİRKAÇ YAŞAM BELİRTİSİ

Hayvan ve bitki sayısı sınırlıdır. Yalnızca birkaç tek-hücreli canlı, okyanustan 6 kat daha tuzlu olan bu sularda yaşamlarını sürdürebiliyor. Sürekli buharlaşması, gölün yüzeyini gizleyen kalın bir sis sarmalına yol açıyor. Orta Çağ’daki Arap göçmenler kuşların, sisli buharının zehirli olmasından dolayı gölün üzerinden uçmadıklarına inanıyordu. Ama Tristam’ın Sığırcıkları olarak bilinen böcekler ve göl kıyılarındaki meyvelerle beslenen sığırcık sürüsü bu bölgeye hayat getirir. İsimlerini İngiliz doğa bilimci Canon H. B. Tristam’dan sonra almışlardır.

Tuzu bir yana Ölü Deniz, potasyum, magnezyum ve brom gibi başka mineraller açısından da zengin. Ölü Deniz’in siyah çamuru deriyi yenilerken, bu minerallerin özellikle deri hastalıkları, kireçlenme ve solunum sorunları gibi türlü rahatsızlıklara karşı doğal terapi sağladığı söylenir. Mineral çıkarma, mumyalama için Mısırlılara yer sakızı satılan MS 4. yüzyıldaki gibi, bugün de ticari geçerliliğini koruyor. Potasyum, tarımı verimlileştirmek için 1930 yılından beri çıkartılıyor.

Çok sayıda kurumuş akarsu yatağı olmasına karşın, yağmur ve nehirler bu bölgede sınırlıdır. Sağanak durumunda akarsular, kaya yüzlerindeki katmanları göle sürükleyen azgın sellere dönüşür.

Ölü Deniz

Ölü Deniz böyle küçük ve neredeyse cansız bir göl için, tarihte şaşırtıcı biçimde büyük bir rol oynamış. Batı kıyısındaki Masada Hisan (sağda), Jonathan Maccabeus tarafından inşa edilen kaleyi genişleten Judaea Kralı Büyük Herod’a koruma ve göle hakim bir görüş alanı sağladı. Masada’nın kuzeyi İbrani Kitabı’na göre Davud’un Kral Saul’un kızgın bir halde kendisini aradığı sırada saklandığı yer olan Ein Gedi (keçilerin membası demek). Ein Gedi, verimli bitkileri ve membaları olan bir vaha; söylenilene göre vahşi dağ keçileri ve leoparlar burada yaşıyor. Daha kuzeyde Çumran yamaçlarındaki mağaralarda, Esseneler -eski bir Yahudi mezhebi- Ölü Deniz Yazmaları’nı sakladı. Bu belgeler, MÖ 3.yüzyılın ortalarından MS 68 yılma uzanıyor ve bazıları topluluğun manastır hayatının günlük kayıtlarını içeriyor.

Advertisement

Lut Gölü Hakkında Ansiklopedik Bilgi

lut-golu

Lut Gölü; İsrail’le Ürdün arasında bir göldür. Dünyanın en tuzlu su birikintisi olan Lut Gölü Ürdün nehriyle beslenir. Genişliği 16 km., uzunluğu da 5 km. kadardır. Dünyanın en derin fayını dolduran Lut Gölü batı dillerinde “Ölü Deniz” diye anılır. Gerçekten çok sıcak bir bölgede bulunan gölde bir tek hayvan yaşamaz. Bitkiler de pek azdır. En derin yeri 350 m.’yi bulmaz. Buna karşılık bazı kesimleri ancak 90 cm. derinliğindedir.

Lut Gölü’nün en büyük özelliği, deniz yüzeyinden alçak oluşudur. Gölün yüzeyi Akdeniz’in yüzeyinden 392 m. aşağıdadır. Sularındaki katı maddelerin oranı %24’tür. Bunun çoğu tuzdan ibaret olduğu için gölün suları deniz sularından 4-5 kat daha tuzludur. Gene bu yüzden gölde hiçbir hayvan yaşayamaz.

Ürdün nehri, göle her gün 6.000.000 m³ su taşırsa da, çok şiddetli buharlaşma yüzünden bu bol su gölün yüzeyini yükseltmez, tuzluluğunu da gideremez. Çünkü, Lut Gölü’nün bütün yüzeyinden buharlaşan su tabakasının kalınlığı günde 13 mm.’dir. Buharlaşma yüzünden çok defa gölün üstünde mavimtırak bulutlar görülür. Gölün çok tuzlu oluşundan dolayı da hiç yüzme bilmeyen bir kimse bile gölün sularında batmadan durabilir.


Leave A Reply