Mai ve Siyah Kitap Özeti Konusu Karakterler Yorumları, Halit Ziya Uşaklıgil

4
Advertisement

Halit Ziya Uşaklıgil’in Mai ve Siyah adlı kitabı konusu, yorumlar, kısa özeti, tanıtımı. Mai ve Siyah kitabı ile ilgili bilgi.

Mavi ve Siyah

Mai ve Siyah Özeti

Kitabın Adı: Mai ve Siyah
Yazarı: Halit Ziya Uşaklıgil

Kitap Özeti:

Ahmet Cemil Mülkiye’de okur. Babası öldüğü için annesi ve kız kardeşine o bakar. Akşamları, okuldan sonra, kitapçılara polisiye hikayeler çevirir. Aslında edebiyatı sever, bu tür işler onu açmaz. Ama geçinebilmek için çalışmak zorundadır.

Ayrıca, zengin aile çocuklarına özel dersler verir. Onların türlü kaprisleri, şımarık tavırları kendisini sıkar. Çaresizlik içinde kıvranır. Arkadaşları, Mir’at-ı Şuun gazetesine başvurmasını öğütlerler. Gazeteye bir roman çeviricisi aranmaktadır. Ahmet Cemil işe başlar, durumu biraz düzelir. Bu arada Mülkiye sınavlarına da girerek okulu bitirir. Amacı edebiyat alanmda üne ermektir. Bunun için, boş zamanlarında özenle bir esere çalışır. Tatlı hülyalar kurar.

Gazetenin başyazarı Ali Şekip ile okuldan arkadaşı Hüseyin Nazmi, onun en sevdiği kişilerdir. Ahmet Cemil Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi Lamia’yı bir kez görmüş ve gönlünü kaptırmıştır.

Advertisement

Bir gün gazetenin sahibi ölür. Yerine oğlu Vehbi Efendi geçer. Ahmet Cemil’in kız kardeşi ile evlenir. Sonuç hiç de iç açıcı değildir. Kaba ve bencil bir adam olan Vehbi Efendi sık sık karısını döver. Bir keresinde karnına tekme atar. Kadın hastalanır ve çocuğunu düşürür. Ahmet Cemil dayanamaz, kız kardeşini evine getirir. Ona özenle bakar, fakat kadıncağız çok hırpalandığından bir süre sonra ölür. Vehbi Efendi de Ahmet Cemil’i gazeteden kovar.

Zengin bir ailenin oğlu olan Hüseyin Nazmi, dışişlerinde iyi bir görev alarak Avrupa’ya gitmeye hazırlanır. Her zaman oturdukları kahvede arkadaşına bu müjdeyi verir. Ayrıca, kız kardeşi Lamia’nın da bir subayla nişanlandığını söyler. Lamia’yı içten içe seven Ahmet Cemil bu habere çok üzülür. Çünkü onunla evlenmeyi tasarlamaktadır. Belli bir işi, parası olunca ortaya çıkacak ve onu alacaktır.

Bütün bu acı olaylar Ahmet Cemil’i sarsar. Yıkılmasına yol açar. Üzerine titrediği eserini bir bunalım anında ocağa atıp yakar. Gereken makamlara başvurarak uzak bir yerde kaymakamlık alır. Annesiyle İstanbul’dan ayrılır.

Kitap Hakkında Yorumlar ve Yargı

«Mai ve Siyah’ın tuhaf bir tecellisi var. Eserde, ikinci, üçüncü derecede ehemmiyet verilen şahıslar canlı, asıl yaşatılmasına ehemmiyet verilen Ahmet Cemil ölüdür. Diğer tali şahıslar, müelif tarafından kendilerine fazla ehemmiyet verilmediği, fazla süslenmedikleri için hayatta kalmışlar, halbuki asıl olayın kahramanı, kendisine çok dikkat edilirken, her şeyi iyi görünsün diye her tarafına süs, ziya verirken hayattaki çehresini kaybediyor. Mai ve Siyah realizm ile romantizmin halita olduğu bir eserdir. Kahramana bakarken ayağı topraktan alınmış, muallakta, bulutlar arasında bir şair; diğer eşhasa bakarken Babıali kaldırımlarında gezinen canlı kimseler görüyoruz. Topraktaki insanlar, buluttaki insanla konuşuyor: Mai ve Siyah, asıl işte bu levhanın romanıdır!» (İsmail Habip).

«Eser ana çizgileriyle realist olmakla birlikte, asıl kahraman Ahmet Cemil romantiktir. Ahmet Cemil hiç kusursuz bir insan olarak tasvir edilmiştir, bu yüzden biraz sönüktür; onun yanındaki öbür insanlara ise, yazar, imtiyazlı bir işlem yapmadığı içindir ki, onlar daha canlıdırlar. Yazar, romantizmin etkisiyle, kimi yerlerde kendi kişiliğini gizlememiş, hatta bir yerde eserin kahramanına seslenmiştir. Eserin kimi vakalarında Ahmet Mithat’ın Felatun Bey İle Rakım Efendi romanının izleri vardır. (Bu etkiyi, çocukluğunda Ahmet Mithat’ın romanlarını çok okuması ile yorumlayabiliriz.)» (Cevdet Kudret).

«Tarihimizin belli bir devrinde, aydın orta sınıfın hayatı, bu hayatın tezatları, terbiye ayrılıkları, hasretleri, yeisleri, ümitleri bu kitapta az çok vardır. Fakat unutmamalı ki, Mai ve Siyah, bir san’at çevresini anlatır ve bu çevre, mektep, matbaa, kitapçı dükkanı, Bab-ı Ali Caddesi arasındadır. Bence Mai ve Siyah, bize esaslı bir maceramızı verir. Kitaba bulunacak asıl kusur, bu ideal iştiyakını çok dar bir çevrede ele alması ve yüzde kalmasıdır.» (Ahmet Hamdi Tanpınar).

Advertisement


4 yorum

Reply To Anonim Cancel Reply