Mantığın Tarihçesi, Antik Yunan’dan İslam Bilginlerine Kadar Mantık

0
Advertisement

Mantığın tarihi, tarihsel gelişimi nasıldır? Mantığın tarihçesi, islamda mantık hakkında bilgi.

beyin

Kaynak: pixabay.com

Mantığın Tarihi; Mantığın tanımında en çok rastlanan “akıl yürütme“dir. Bu açıdan bakıldığında insan, düşünen bir varlık olarak tanımlandığında insanla mantığın tarihi örtüşmüş olur. Ama problem alanı olarak seçilip üzerinde çalışılmasının gerekli olduğunun anlaşılması İÖ 5. yüzyıla rastlar. Mantık hakkındaki çalışmaların ilk belgeleri Hint ve Yunan kültürlerinde yaklaşık aynı zamanlarda görülür. Hindistan’da gelişen mantığa Veda metinlerinde rastlanır. Aristoteles‘in kurduğu klasik mantıkta temel görevi yapan kıyas, Hindistan’da da Yunanlılardan bağımsız olarak görülür.

Aristoteles Kimdir? Gerçekçiliğin Babası Antik Yunanlı Filozof

Kaynak : pixabay.com

Birçok bilim gibi mantık da Antik Çağ’da insanın uygulama amaçlan karşısında çıkan engelleri bilinçli bir biçimde yenme sayesinde gelişir. Benzetme ve karşılaştırmaya dayanan sonuç çıkarma bugün de sanattaki simgecilikte ve ilahiyatta kullanılır. Aristoteles, kendinden öncekilerinin hazırladığı malzemeleri Organon adlı eserinde toplanan beş çalışmasında geliştirdi. Bu çalışmalar: Kategoriler, Önermeler, Birinci Analitikler, İkinci Analitikler, Topikler adlarını taşıyordu.

Kategoriler adlı kitabında, hem varlığın hem de düşüncenin formları olduğunu belirttiği on kategoriyi tanımladı.
  1. Sübstans (töz) insan, at;
  2. Nicelik, iki metre;
  3. Nitelik, beyaz, dilci:
  4. Relation iki katı, yarısı, daha büyük;
  5. Yer, Beyazıt, pazaryeri;
  6. Zaman, dün, geçen yıl;
  7. Sahip olmak, ayakkabılı, siyahlı:
  8. Durum, yatarak, oturarak;
  9. Yapmak, kesiyor, yakıyor;
  10. Çekmek, edilmek, kesiliyor, yıkılıyor.

Aristoteles‘in kurduğu klasik mantıkta üç temel öğe vardır: 1-Terimler ve onların mantıksal tanımlanması; 2-Önermeler, 3-Kıyas. Bu üç öğenin oluşturduğu klasik mantık yaklaşık 2 bin yıl değişmeden kaldı. Yalnızca uygulama alanlarında çeşitli ayrıntılar ortaya çıkarılmayı ve üç ilkesi olan “çelişmezlik”, “aynılık” ve “üçüncü şıkkın olanaksızlığı”, varlığında ilkeleri olarak kabul edildi. Mantık, ilkelerini varlığa uygulanarak Tanrı’nın varlığı kanıtlanmak istendi. Modern mantığın kurucularından Bertrand Russell, klasik mantıktaki bu değişmezliği “düşünceye vurulan ve 2 bin yıl süren pranga” olarak nitelendirerek şiddetli bir biçimde eleştirdi. Bacon’ın bilim mantığın indüktif yöntemi getirmesi dışında, 19. yüzyılın ortalarına kadar klasik mantıkta bir değişiklik olmadı.

Aristoteles mantığı ortaçağda en parlak dönemlerini yaşadı, fakat felsefe gibi mantık da ilahiyatın buyruğundaydı. Rönesans’taki Aristoteles ve Platon eleştirileri ve yeni çağda deneysel bilimlerin gelişmesiyle klasik màntık eğerden düşer gibi oldu. Descartes Yöntem Üzerine Konuşma adlı eserinde bilim alanında yapılan çalışmaları yöntem açısından sistemleştirdi. Sonraki Descartesçılardan Port Royal, Aristoteles‘i temel alarak ve Descartes’ in getirdiği yenilikleri de içeren La Logique ou l’art de penser (mantık ya da Düşünme Sanatı) adlı kitabı yazdı. Leibniz’de simgeleştirmenin öneminin anlaşılmış olduğu görülür. Kant klasik mantığı çeşitli alanlarda uyguladı ve ek olarak analitik ve sentetik yargıları mantık alanına kattı.

İslâmda Mantık:

Aristoteles‘in kitaplarının çevirisiyle başladı. İslâm dünyasında mantığa ilişkin özgün çalışmalar Farabi ile başlar, Aristoteles‘ten yapılan çevirileri ve Aristoteles yorumlarını inceledi bunlar hakkında eleştirilerde bulundu. Aristoteles‘in doğru anlaşılmasını sağladı. Mantığı, aklı düzelten, yanlış düşüncelerden insanı koruyan bir disiplin ve doğru düşüncenin ilkelerini gösteren çalışma alanı olarak tanımlanır. İbni Sina, Farabi‘de dağınık biçimde görülen mantığı sistemleştirdi. İslâm dünyasında mantık çalışmaları iki gruba ayrılır. Birinci grupta, uygulamalı alanlar, terimler ve tanımlar yer alır.

Advertisement
Farabi

Foto: nkfu.com

İkinci grupta, ispatlama, önermeler, kıyas ve ispat biçimleri içerilir. İslâm dünyasında yapılan tüm mantık çalışmaları, Farabi ve İbni Sina‘yı izleyerek pedagojik kaygılı çalışmalar biçimindedir. Gazali’nin mantığa olumlu yaklaşımı mantık hakkındaki olumsuz düşünceleri etkisiz kıldı. Gazali’ye göre, mantık bilmeden yapılan bilim sakıncalı ve eksiktir. Bu düşünce mantığa ilgiyi artırdı, fakat herhangi bir yenilik getirmedi. Rönesans-la birlikte ortaya çıkan gelişmeler Osmanlıda ancak Tanzimat döneminde öğrenildi. Tanzimat’tan sonra yapılan mantık çalışmaları iki grupta toplanır. Birinci grupta, geleneği sürdüren yeniliğe kapalı çalışmalar yer alır. İkinci grupta, yeni mantık çalışmalarına yer veren ve onları tartışan eğilimler toplanmıştı.


Leave A Reply