Masal Nedir? Masal Türünün Özellikleri, Çeşitleri ve Önemli Masallar

0
Advertisement

Masal nedir? Masal türünün özellikleri, masal çeşitleri, önemli masallar nelerdir? Çocukların cinlerle, perilerle bazı zaman korkunç devler ile dolu sihirli alemi hakkında bilgiler.

masal çocuk

Kaynak: pixabay.com

Masal; düş ürünü olduğu için gerçek yaşam ölçüleriyle ilgisiz; dinsel inanışlardan uzak, büyü ve törelerden bağımsız; anlattıklarına inandırmak savı taşımayan, konuşma diliyle ve düzyazı yapısında iletilen sözlü anlatıdır. Gerçeğe ne denli yakın olursa olsun bütün masallar, düş ürünü olmak özelliğinden uzağa dümez; destan (epope), efsane (söylence) ve öyküden (hikâye) ayrıldığı ilk nokta budur.Taşıdığı eleştiri tohumu, uyarı gücü açısından yasaklanmamasını, sınırlanmamasını bu yolla sağladığı gibi zaman içindeki yayılım gücünü de bu niteliğinden alır. Arapça mesel’den geldiği sanılan sözcük, Türkçenin ses uyumuna kavuşarak ulusallaşmamıştır. Temelde insanoğlunun yaşamı anlatıya (tahkiya, hikaye etme) dayanır, herkes günlük olaylar içinde gördüğü, duyduğu, düşündüğü, düşlediği, korktuğu, merak ettiği, tatmak istediği… olayları anlatarak yeniden yaşar.

Çünkü herhangi bir kaygı, korku ve tehlikenin sürdüğü an acı vermişse de onu geçiştirdikten sonra anlatırken yinelenen anlar, artık erinç (huzur), rahatlık acı yerine tat ve sevinç getirir. Sözün kısası bütün türler, şiir bile, temelde anlatıya dayanır. Destanla (epope) başlayıp çağdaş öykü ve romana dayanan gelişim çizgisinde anlatı, matbaa ve kitap öncesi dönemin anonim katkılarla boyuna zenginleştirdiği, düş ürünü olmanın yanı sıra ahlak ve yaşam dersi de veren gerçek gücüyle her toplumda masalları yaratmıştır. Masallar, kendisine benzeyen başka biçimlerden (menkibeler, destansı halk öyküleri, söylenceler, mesneviler, halk hikayeleri) en çok şu özellikleriyle ayrılır: Kişiselliği yoktur, düzyazıyla konuşma dili geçerlidir, zaman ve ortam belli değildir, tarihsel gerçek çekirdeğine dayanmaz, bütünüyle düş ürünüdür, kısa ve küçüktür, bir söyleşide anlatıp bitirilebilir, dilden dile geçerken değişmeyen bir öz taşır, özel tekerlemelerle sunulur.

Ama ister devlerle perilerden, ister padişahlarla kullardan söz etsin, hemen her türü masallarda halkın düş gücü, toplumsal düzenden de iç alan umulmaz beceri nitelikleri ve beklenmez kahramanlar yaratır. Örneğin bir Keloğlan, kendisinden hiç beklenmez erdem ve ustalıklarla birdenbire toplumsal katını değiştirir, masalı yaratan halk ortamının özlem ve gereksinimlerini avutup doyurur. Masalın başka özellikleri arasında biçem (üslup) ve anlatım (ifade), kişilerin yaşadıkları yerlere, özgü nitelik ve kurallar, yerel-yöresel-ulusal hava ve iklim de vardır. Kısalık ve yoğunluğu, özellikle fabl denen hayvan öykülerinde en son düzeye ulaşmıştır. Olağanüstü ya da gerçekçi olsun, anlatının yine de kısa kaldığına dikkat edilmiştir.

Keloğlan Boyama Sayfaları

Özellikle olağanüstü ve uzunca gerçekçi masalların kuruluşlarında çok kez başvurulan üçlü bakışım kuralı vazgeçilmez bir tutumdur. Olaylar önemlerine göre üç süreli bir sırada geçer, kişiler üç bölüğe ayrılır, anlatı üç ayrı kez yinelenerek güçlendirilir. Sözlü gelenekte miş’li geçmiş (belirsiz, mazi-i nakli), şimdiki zaman ve geniş zamanla anlatılır; -di’li geçmiş (belirtili) hiç kullanılmaz. Tekerlemeler her masalda aşağı yukarı aynıdır; hem ulusal hem uluslararası ölçüde değişmez ve ortak motifler, (konu kalıpları) da önemli yer tutar. Türk masallarında da örnekleri bulunan başlıca kümeler (çeşitler) şöyledir:

Advertisement

Hayvan masalları:

Genellikle tekerlemesiz ve asıl masallardan çok daha kısadırlar. Bir düşünceyi aşılamak, güçlendirmek, örnek vermek, ibret aldırmak gibi eğitsel, öğretimsel canlılar (teşhis ve intak sanatı) insanlaşmış, belli kişi örneklerine indirgenmiştir. Kültür tarihinin en eski örneklerinde rastlanan bu kalıplaştırma (Hint Edebiyatında Pançatantra: Beş kitap Kelile ve Dimne; antik çağ Yunan şairi Ezop’un (Aisopos) ondan yararlanan Fransız şairi La Fontaine’in fablleri…) ortak bir tutum olarak bugün de yürürlüktedir; bunların çoğu koşukla (nazımla) üretilmiştir.

Olağanüstü masallar:

Asıl masalların bir koludur. Daha uzun, kişice daha kalabalık, konuca çapraşık, tekerlemelerdirler. Başlıca kişilik güçleri insanlarla birlikte periler, cinler, devler, ejderhalar gibi doğadışı varlıklardır. Büyüyle, sihirle biçim değiştirmiş hayvansı görünümde olan konu kahramanları da vardır. Buna karşın Türk geleneğinin en masalımsı anlatılar bile gerçeğe yaklaştırma, yakınlaştıran eğilimi de saptanmıştır. Bunun yanı sıra önemli görevi olan ve bazı özellikleri yüceltilmiş atlar, eski destan geleneğinin ve mitosların bir kalıntısı olarak sahibiyle dertleşir, yol gösterir, üstün nitelikleriyle uçar, kaçar, kurtulurlar. Asıl masalların bir kolu da bir oranda gerçekçi masallar’dır. Genellikle padişah, sadrazam, vezir, beyler, kadılar, zengin tacirler üst katlan; yoksul kişiler (Keloğlan ve akıllı kız) alt katlan oluşturur. Sürüp giden toplumsal çekişme masal kahramanının zaferi ve mutluluğuyla sonuçlanır. Dünya masal edebiyatının başlıca örnekleri: Binbir Gece Masalları, Grimm Kardeşler, Andersen, Perrault; Türkiye masalları için Pertev Naili Boratav, Eflatun Cem Güney vb kişilerin derlemeleri.


Kaynak – 2

MASAL, daha çok çocuklara anlatılan, olağanüstü serüvenlerle dolu hikâyelerdir. Masalların başlıca özelliği, içinde insan ve tabiat üstü yaratıkların, olayların bulunmasıdır. Devler, cinler, periler masalların başlıca kişilerinden olduğu gibi, tokatı yiyen şehzadenin süpürgeye çevrilmesi, kuş olup uçması gibi olaylar da masallarda sık sık rastlanan olaylardır. Masalların ikinci özelliği, onu uyduranın belli olmayışıdır. Bunlar ana-babalardan çocuklara anlatıla anlatıla bugüne kadar gelmiştir.

Dilimizde de, yüzyıllardan beri, yüzlerce masal söylenegelmiştir. Bunların, folklor araştırmaları arasında tesbit edilerek yazıya alınması, sade, güzel bir dille yeniden yazılması gibi çalışmalar yeni başlamıştır.

Masal

Kaynak : pixabay.com

Masallar, bazan millî, mahallî kaynaklardan doğmadır. Dede Korkut Hikâyeleri‘nin Orta Anadolu’da söylenen şekilleri, Türk tarihinin destan parçalarının halk arasında yaşadığını gösterir. Bazı masallar, bilinen ünlü hikâyelerin halk arasına inerek az çok biçim değiştirmesinden doğmuştur: Binbir Gece Hikâyelerinden masal halini almış olanlar gibi. Bir de, halkın heyecanını uyandıran bazı acıklı olayların, zamanla masallaşmasından meydana gelmiş olanlar vardır: Güney Yörükleri’ nin «Boş beşik» efsanesi gibi.

Eski toplum hayatımızda masal bilmekle, masal söylemekle tanınmış kadınlar vardı. Bunlara «masalcı nine» derlerdi. Masalcılar, konaklarda, çoğunluğunu çocuklarla kadınların meydana getirdikleri topluluklara, kış gecelerinde, ramazan gecelerinde bildikleri, bazan da uydurdukları masalları tatlı tatlı anlatırlardı. Bu masallar çoğu zaman şöyle bir tekerlemeyle başlar:

Advertisement

«Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellâl iken, pire berber iken, ben annemin beşiğini sallar, annem bana ninni söyler iken… Bîr padişahın birbirinden güzel üç kızı varmış. Bir gün…»

Masalların bitişi de çoğu defa şöyle bir tekerlemeyle biter: «Gökten üç elma düştü, birini kendim yedim, birini bu masalı dinliyene verdim, birini… Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine!»

Milletlerin kendilerine göre masallar vardır. Birçok yazarlar ya bunları işliyerek, ya da kendileri yeni konular bularak, çocuklar için çeşitli masallar, hayvan hikâyeleri yazmışlardır. Bunların başında Andersen, Grimm Kardeşler, La Fontaine gelir.

Masallar yalnız kış gecelerinde oyalanmak, çocukları uyutmak için söylenen birer uydurma hikâye değildir, folklor bakımından da bunların büyük önemi vardır. Halk psikolojisini, halk inançlarını, büyük kalabalıkların toplu istek ve hasretlerini masallardan öğrenebiliriz. Hattâ tarihteki bir kısım olayların halk üzerindeki tepkileri bile uzun zaman masallarla geleceğe aktarılmış olur. Ayrıca, geleneğin çeşitli yönlerinden de masallar önemlidir: belirsiz tarihlerde geçmiş olmasına rağmen gene de toplum gelenekleri, düğünler, yapılar, yaşayış, beslenme şekilleri masallardan ortaya çıkar.


Leave A Reply