Mehmet Akif Ersoy Kimdir? Milli Şairimizin Hayatı ve Edebi Kişiliği

5
Advertisement

Vatan şairimiz İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy’un öz yaşam hikayesi, hayatı, edebi kişiliği ve eserleri hakkında bilgiler.

Mehmet Akif Ersoy

Mehmet Akif Ersoy

Büyük bir Türk şairidir. İstanbul’da doğdu. Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi’nin oğludur. Babasından ve babasının arkadaşları olan medrese ileri gelenlerinden Arapça ile Farsça’yı, dini bilimleri öğrendi. Fatih Rüştiyesi’ni, İstanbul İdadisi’ni bitirdi. Genç yaşta babasını kaybetti. Halkalı’daki sivil Yüksek Baytar Mektebi’ne girdi. Burada Fransızca öğrendi, 1894’te sınıfının birincisi olarak okulu bitirdi. İmparatorluğun Rumeli, Anadolu, Suriye eyaletlerinde ödevlerde bulundu.

Mehmet Akif 1908 Meşrutiyeti’nden hemen sonra yazı ve şiir hayatına atıldı. «Sırât-ı Müstakîm» ve onun devamı olan «Sebîlu’r-Reşâd» dergilerinde başyazarlık etti; sonradan, 1911’de, kitap halinde topladığı şiirlerini burada yayınlamaya başladı. «İslâmcı» denen akımın en tanınmış lideri haline geldi. Halkalı Yüksek Ziraat Mektebi’nde, Edebiyat Fakültesi’nde müderris (ordinaryüs profesör) olarak edebiyat okuttu. Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya’ya inceleme gezisine gönderildi; döndükten sonra gözlemlerini yayınladı.

Kurtuluş Savaşı başlayınca Mehmet Akif Ankara’ya geçti, I. Büyük Millet Meclisi’nde Burdur milletvekili oldu. Kurtuluş Savaşı’nı bütün gücüyle destekleyerek, ateşli yazıları ile halkı canlandırdı, aydınlattı. Yazdığı İstiklâl Marşı, 1921’de B. M. M. tarafından Millî Marş olarak kabul edildi. 1925’te Kahire ye gitti, orada üniversitede Türk Edebiyatı okuttu. Ancak 11 yıl sonra, 1936’da, İstanbul’a döndü. 27 aralık 1936’da öldü. Halkın ve gençliğin katıldığı muazzam bir kalabalıkla Edirnekapı Şehitliği’ne gömüldü.

Mehmet Akif Ersoy Sözleri

Advertisement

Mehmet Akif Ersoy’un Edebi Şahsiyeti ve Sanatı

Tamamen kendine mahsus bir tarzda yazan Mehmet Akif Ersoy, en büyük Türk şairlerindendir ve bir vatan şairidir. Vatan, din, cemiyet, halk eğitimi ve ıstırapları temalarını işler. Bazen «Asım»’da ki «Çanakkale» parçasında, «Bülbül» de olduğu gibi milli, «Secde» de, «Gece» de olduğu gibi dini lirik şiirin şahikalarına çıkar. Aruza olağanüstü hâkimdir; denebilir ki bu vezin, Mehmet Akif Ersoy ile Türkçe’de en büyük zaferini kazanmıştır.

Şiirleri hemen söylenivermiş gibi akıcı ve doğaldır. Mehmet Akif Ersoy, büyük Pakistanlı şair İkbâl gibi, Cemalettin Afganî’den öğrencisi Muhammet Abduh’a, ondan da öğrencisi Raşit Rıza’ya geçen «modern İslâm okulu» na mansuptur.

Din anlayışı pek ileri olup, İslâm ülkelerinin geriliğini, bundan kurtarma çarelerini, emperyalist baskılardan silkinmeyi, müspet düşünüşü kuvvetle dile getirir ve aşılamaya çalışır. Milli ve mahalli sahneleri pek kudretle canlandırır. Köy ve mahalle hayatını pek iyi tanıdığı için, hiçbir suniliğe kaçmadan bu temaları rahatlıkla işleyebilmiştir.


5 yorum

Leave A Reply