Mehmet Esat Işık Kimdir? Türkiye’de Göz Hekimliğinin Kurucusu Hayatı

0
Advertisement

Mehmet Esat Işık veya (Esat Paşa) kimdir? Mehmet Esat Işık hayatı, biyografisi, hekimlik alanındaki çalışmaları, başarıları hakkında bilgi.

Mehmet Esat Işık

Esat Işık (1865-1936)

Dr. Esat Işık 1865 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. İdadi eğitimini İstanbul’da tamamlamıştır. Daha sonra, Askeri Tıbbiye’ye devam eden Esat Işık, yüzbaşı rütbesiyle okuldan mezun olduktan sonra devlet adına Fransa’ya ihtisas yapmak üzere gitmiştir. O, Paris’te göz hastalıkları üzerinde ihtisas yapmıştır. Paris Tıp Fakültesi Göz Kliniğinde, stajını Val de Grace Askeri Hastanesi’nde tamamlamıştır (1891). Daha sonra Prof. Panas ve Prof. Despagner’nin göz kliniğinde çalışmalarını tamamlamıştır. 1893’te Essai sur la semiologie de l’exophtalmie adlı doktora tezini tamamlamış ve ihtisas diplomasını almıştır. 1893’te tezini tamamlayan Esat Işık, oradan Berlin’e gitmiş 6 ay Berlin ve Viyana göz kliniklerinde incelemeler yapmıştır.

1894’de büyük ümitlerle İstanbul’a dönen Esat Işık, ihtisasıyla hiç ilgisi olmayan merkezden uzakta bir hastaneye tayın edilmiştir. Bu duruma bir süre dayanmış, ancak daha sonra Zeki Paşa’ya mektup yazarak durumunu anlatmıştır. Zeki Paşa yapılan bu hatayı düzeltmiş ve Askeriye Tıbbiye Mektebi Göz Hastalıkları muallim muavini olarak atanmıştır.

Bu sırada Dr. İlyas Abdünnur Bey Klinik şefi idi, ancak onun Avrupa’ya gitmesiyle bu makama Esat Işık getirilmiştir (1899). Esat Işık Askeri Tıbbiye içinde ilk müstakil göz kliniğini kurmuş; mali olanaksızları içinse, Paris’ten gelirken getirdiği bazı aletlerle tamamlamaya çalışmıştır. Bu konuda kendisine son sınıf öğrencileri yardımcı olmuştur. Böylece onların göz hastalıkları konusunda bilgilenmesini sağlamış oldu.

Esat Hoca buradaki çalışmaları ve Tıp Fakültesi’ndeki dersinden kalan vakitlerinde fahri olarak Şişli Etfal Hastanesi ve Darülaceze doktorluğunu üstlendi. O çok yardımsever ve dost canlısı bir kişi olarak yardıma ihtiyacı olanlara herhangi bir ücret almaksızın yardımcı olmuş; onları ücretsiz tedavi etmiştir.

Advertisement

Esat Işık devletin politikasını onaylamamış olması nedeniyle cezalandırılmış; 13 Haziran 1919’da sürgüne gönderilmiştir, ancak 1920’de İstanbul’un işgali ile bu sürgün emri kaldırılmıştır. Ancak İngiliz askerleri tarafından alınarak, Malta’ya sürgüne gönderilmiştir. Orada bulunan Dr. Süleyman Numan, Malta’da hastalanan Esat Işık’ı gizli gizli temin ettiği ilaçlarla tedavi etmiştir. Burada maruz kaldığı muamele onun daha da güçlü milliyetçi olmasına sebep olmuştur.

Yeni Cumhuriyetin ilanıyla İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki görevine dönmüş ve 1933 yılındaki Üniversite Reformu’na kadar da bu görevi sürdürmüştür. 1933’te emekli olan Esat Işık ölümüne kadar göz hekimi olarak çalışmaya devam etmiştir.


Mehmet Esat Işık

KAYNAK 2

Mehmet Esat Işık; Esat Paşa olarak da bilinir (d. 3 Nisan 1865, İstanbul – ö. 1 Kasım 1936, İstanbul), Türkiye’de çağdaş göz hekimliğinin kurucusu hekimdir.

1889’da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’yi (Askeri Tıbbiye) bitirdi. Aynı yıl yüzbaşı rütbesiyle Fransa’ya gönderildi ve 1893’te Paris Tıp Fakültesi’nde Essai sur la sémiologie de l’exophtalmie (1893, Egzoftalmi Semiyoloji-si Üzerine Bir Deneme) adlı teziyle göz hastalıktan uzmanı oldu ve Türkiye’ye döndü (1894). Kısa bir süre sonra Askeri Tıbbiye’de emraz-ı ayniye (göz hastalıkları) dersi muallim muavinliğine getirildi.

1889’da muallimliğe yükseldi. Askeri Tıbbiye’de Türkiye’deki ilk modern göz kliniğini kurdu. Bu arada ilk Türkçe yapıtı Çeşmbin ile Muayene-i Ka’r-ı Ayn’ı (1901) yayımladı. Alman fizik bilginlerinden Helmholtz’un 1851’de keşfettiği basit oftalmoskopu 1903’te yeniden düzenleyerek kendi adıyla literatüre geçen çift aynalı yeni bir oftalmoskop geliştirdi. Hasta olmadıkları halde gözlerinden rahatsız olduğunu ileri sürenlerin muayenesi için Esat stereoskopu adı verilen bir aygıt yaptı.

Advertisement

1912’den başlayarak uzun yıllar Sıhhiye Müdüriyet-i Umumiyesi’ni yöneten Mehmet Esat, Cemiyet-i Mülkiye-i Tıbbiye ve Sıhhıye-i Umumiye üyesi, Hilal-i Ahmer (Kızılay) ve Müdafaa-i Milliye cemiyetlerinin kurucularındandı. Milli Talim ve Terbiye Cemiyeti’nin başkanlığını yaptı. 1918’de Milli Kongre adlı siyasal derneğin kurucuları arasında yer aldı. 1920’de İstanbul’u işgal eden İngilizler tarafından Malta’ya sürüldü. Sürgünden döndükten sonra İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki görevini sürdürerek pek çok göz hekimi yetiştirdi.


Leave A Reply