Meiji Restorasyonu Nedir? Özellikleri Nelerdir? Nedenleri ve Sonuçları

0
Advertisement

Meiji Restorasyonu nedir, süreci ve sonrası neler yaşanmıştır? Meiji Restorasyonu tarihi, özellikleri nelerdir? Japonya’nın aydınlanma çağı hakkında detay bilgiler.

Meiji Restorasyonu Nedir?

Meiji Restrasyonu; Aydın hükümet çağı anlamına gelmektedir. Japonya’da, Amerika ve İngiltere gibi Batılı devletlere bazı hakların verilmesi imparatora karşı Aydın kesimin tepki göstermesine neden olmuştu. İmparatora karşı tepki gösteren Aydın kesim, batılılara karşı etkili bir politika izlemenin temelinde Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda örnek alınması düşüncesini savunmuşlar, böylece Japonya‘da “Aydın Hükümet Çağı” anlamına gelen “Meiji Restrasyonu” devri başlamıştır.

Japonya 1854’ten sonra Batinin seviyesine çıkabilmek için Amerika ve Avrupa’ya yüzlerce öğrenci göndermiştir. Batı teknik ve teknolojisine ulaşabilmek için bununla da yetinmeyip feodaliteye dayanan yapısını da değiştirmeye başlamış, 1871 ‘de feodal sistem kaldırılmış Avrupa tarzında devlet yönetimi kurulmuştur.

Meiji Restorasyonu

Hızlı gelişmenin olduğu Meiji (Aydın Hükümet Çağı) döneminin yaşanmasında önemli pay imparatorun idi. Bu sebeple öldükten sonra meicitenno (aydın imparator / göğün oğlu) adıyla anılmıştır. Bu dönemde aydınlar, Japonya’nın lehine kararları cesaretle uyguladılar. Zaman zaman yenilikleri kabul etmeyen halk ve samuraylar direndi. Bazı Japon seçkinleri de muhalefet ettiler. Aydınlar, bütün bu direnişleri kırmak için mücadelelerinde inançlı davrandılar. Halkın direnmesini normal karşılamak gerekir. Çünkü Japonya’da çağdaşlaşma, insanlar ve halk istediği için yapılmadı. “Devlet” buna gerek duyduğu için çağdaşlaşmaya çalışıldı.

Meiji döneminde Japonya, önemli bir değişim geçirerek modernleşme sürecine girmiştir.

Belli bir başarıya da ulaşmıştır. Batı ile karşılaşmaya ve bunun yarattığı büyük şoka Japonya, diğer komşu ülkelerden farklı bir tepki vermiştir. Japonya ulusal gelişmesi için Batı’yı bir model olarak kullanarak toplumsal, ekonomik ve siyasi sistemini yeniden örgütlemiş ve Batı örneğine göre köklü bir modernleşme sürecine girmiştir.

Advertisement

Başlatılan modernleşme sürecinde ülkenin dış politika amaçları da yeniden tanımlanmıştır. Modernleşme süreci ile birlikte Japonya saldırgan bir dış politika stratejisi takip etmiştir. Meiji dönemi Japonya dış politikası, başlatılan modernleşme sürecinin bir ürünü olduğu kadar söz konusu sürecin başarıya ulaşmasına da önemli bir katkı sağlamıştır.

italya ve Almanya gibi devletlerin siyasi birliklerini XIX.yy’ın başında sağlamaları, sömürge yarışında geç kalmalarına neden olduğu gibi siyasi birliklerini tamamladıktan sonra sömürge arayışına girmelerine sebep olmuştur. Bu da dünyayı I. Dünya Savaşı’na sürüklemiştir. Japonya Almanya’nın Uzakdoğu’da yayılmasını istemediğinden Almanya’ya karşı İtilaf Devletleri‘nin yanında savaşa girmiş ve savaş sonunda Almanya’nın Uzakdoğu’daki sömürgelerini ele geçirmiştir.

I. Dünya Savaşı Sonrası

I. Dünya Savaşı sonrasında Çin üzerinde etkili olma politikasını güden Japonya, Çin’e zıt olan Mançurya’yı işgal etmiştir. Hükümetin izni olmadan Çin topraklarında ilerleyen ve Çin’liler üzerinde kimyasal silahlar deneyen Japon ordusu bu davranışıyla Japon halkının bile tepkisini toplamıştır.

I. Dünya Savaşı’nda itilaf bloğunda yer alan Japonya 1939 – 1945 yılları arasında meydana gelen II. Dünya Savaşı’nda ise Mihver devletler bloğunda yer almıştır. Uzakdoğu’da başlattığı yayılmacı siyaseti pasifikte de sürdürmek isteyen Japonya için en büyük tehlike Amerika ve Sovyetler Birliği olmuştur. Nitekim Japonya, Amerika’nın bölgede bulunmasını gerçekleştirmek istediği amaca aykırı bulduğu için 1941’de Pearl Harbour’da bulunan Amerikan üslerini bombalayarak Amerika’ya savaş açmıştır. Amerika’nın bu olaya tepkisi büyük olmuş ve Japonya’ya ait olan HİROŞİMA ile NAGASAKİ’ye atom bombaları atmıştır. Doğal olarak bu olay Japon ekonomisinin sarsılmasına neden olmuştur. Savaş sonunda Amerika, Japonya’yı her alanda Amerikan çıkarlarına uygun hale getirmeye yönelik bir politika izlemiştir. Bu politikasına yönelik olarak Amerika bölgede yeni bir anayasa hazırlayarak işgal sonrasında kendisine sorun çıkarmayacak bir Japonya oluşturmaya çalışmıştır.

Kore Savaşı sonrasında Sovyet Rusya‘nın rejimi olan Komünizm’in Japonya’da etkili olma tehlikesine karşı Amerika, II. Dünya Savaşı sırasındaki Japonya’ya yönelik olan savaşçı politikasını değiştirerek Japonya’yı müttefik devlet olarak görmeye başlamıştır.

Advertisement


Leave A Reply