Mektup Yazarken Dikkat Edilecekler ve Mektup Planı

3
Advertisement

Mektup yazarken nelere dikkat etmeliyiz? Mektup nasıl yazılır? Mektup yazma planı örneği ve bir mektup örneği.

MEKTUP YAZARKEN DİKKAT EDECEĞİMİZ NOKTALAR:

a) Mektup kağıdı temiz, beyaz ve mümkünse tam bir tabaka halinde olmalıdır. Renkli ve süslü kağıtlara mektup yazmaktan daima kaçınmalıdır.

b) Mektup kağıdının sağ üst kısmına yazıldığı yer ve yanma da tarih konulmalıdır.

c) Mektup —yazıldığı kişinin durumuna göre —bir hitapla başlamalı ve hitaptan sonra muhakkak bir (,) konulmalıdır.

d) Hitaptan sonra mektubun giriş bölümüne geçilmelidir.

e) Mektup, kâğıdın yalnız bir tarafına yazılmalıdır.

Advertisement

f) Yazılan mektuplarda çizilmiş kelime ve cümleler bulunmamalı, noktalama işaretleri titizlikle kullanılmalıdır.

g) Mektubu bitirdikten sonra baş veya son kısımlarına çıkmalar yapılmamalıdır.

h) Mektuplar muhakkak mürekkeple yazılmalıdır.

ı) Mektup, el yazısı ile yazılıyorsa yazının yanlışsız, pişkin ve satırların düzgün olmasına çalışılmalıdır.

i) Selam, saygı ve teşekkürlerde aşırılığa kaçmamalı ve basmakalıp haline gelmiş bu sözleri mektupların sonuç bölümünde kullanmalıdır.

j) Mektup bitince muhakkak imzalanmalıdır,

Advertisement

MEKTUPTA UYGULANAN PLAN :

mektup-plani

Mektuba bir hitapla başlanır. Bu hitap mektubu yazdığımız kişinin yaş, seviye ve bizimle ilgisine göre ayarlanmalıdır: Sevgili kardeşim, anneciğim, sayın beyefendi, sayın kardeşim, kardeşim…)

GİRİŞTE, mektubun yazılma nedeni açıklanır. Bu açıklama can sıkmayacak bir biçimde olmalıdır.

GELİŞMEDE, girişteki neden etraflıca açıklanmalı, duygu ve düşüncelerimiz içtenlikle ifade edilmelidir.

SONUÇ bölümünde iyi dilekler temenni edilir, saygılar sunulur ve “ellerinizden öperim, selâmlarımı sunarım, gözlerinden öperim…” gibi klişe (basmakalıp) sözlerle mektup bitirilir.

MEKTUP ÖRNEĞİ

Varşova, 13/Ekim/1926

HİTAP :

Sevgili Abdülhak Şinasi

GİRİŞ :

Advertisement

Adresinizi bugün öğrendim ve hemen yazıyorum; birkaç ay önce öğrenmiş olsaydım ne kadar iyi olurdu. Korkarım ki bu mektuplaşma bahsinde yine beni haksızlıkla suçlandıracaksınız. Siz benim adresimi biliyordunuz, niçin iki satırlık bir şey yazmadınız desem, çıkışmamın haklı olduğunu kabul eder misiniz?

GELİŞME :

Her ne ise… bildiğiniz gibi, dört aydan beri Varşova’dayım. Çok sükunlu bir hayat geçiriyorum. Çalışma haricinde aralıksız okuyorum. Edebiyatın sağlam ve gerçek çeşidi olarak nazarımda tarih kaldı. Şiir edebiyattan sa-yılmadığı için onu nadir ve müstakil bir cevher olarak bir tarafa bırakıyorum. Dediğim gibi, bir hayli eski tarih okudum. Şimdi bu yaşımda, daha iyi anlıyorum. Diyebilirim ki, vatanda milli teşekkülümüzü ilk defa iyi anladım. Etrafımda İstanbul kütüphaneleri bulunmadığına yanıyorum. İstanbul’da iken vaktimi boşuna geçirdiğimi, az okumuş olduğumu anlıyorum.

Okumakta olduğu gibi, yazıda da edebiyat heveskârlığından uzağım. Ben şiirdeki birkaç parçamdan memnunum; fakat okunacak şeyleri okumakta geciktiğime pişmanım. Henüz vakit var mı diyeceksiniz? Onu pek zannetmiyorum. Girdiğim yaştan iniş aşağı bakmaya başladım. Bizim nesil ihtiyarladı ancak ihtiyarlığının pek farkında değildir, ben farkına vardım.

SONUÇ :

Varşova’dan ikinci bir mektubumda bahsedeceğim. Bu ilk mektubum bir giriş olsun. Özlem ve sevgiyle ellerinizi sıkarım aziz ve biricik kardeşim efendim.


3 yorum

Reply To RunasiN Cancel Reply