Merhamet İle İlgili Deyimler ve Anlamları Açıklamaları, İçinde Merhamet Geçen

0
Advertisement

Merhamet, merhametli olmak, vicdan, merhametli davranmak ile ilgili deyimler ve anlamları. Merhamet hakkında deyimler ve açıklamaları.

Merhamet İle İlgili Deyimler ve Anlamları

Merhamet İle İlgili Deyimler ve Anlamları

  • ***altın yürekli olmak
    çok iyi niyetli, merhametli olmak: O kadar fazla altın yürekli olacağına bir parça daha zarif ve cazibeli bir adam olsaydı. -R. N. Güntekin.
  • ***ayağının (ayaklarının) altını öpeyim
    “yalvarırım” anlamında kullanılan bir söz: Dadıcığım merhamet… Ayaklarının altını öpeyim… -H. R. Gürpınar.
  • ***(bir şeye) merak sarmak (duymak, salmak)
    bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak: Bu adama, her gördüğüm vakit, merhamet ve korku ile karışık bir merak duyuyordum. -R. N. Güntekin. Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk yetiştirmeye merak salan soydan değildir. -H. Taner.
  • ***(birinin) gözünün yaşına bakmamak
    acımamak, merhamet etmemek.
  • ***eşik (eşiğini) atlamak
    1) herhangi bir konuyu doyasıya yaşayarak belli bir olgunluğa ulaşmak: Sevginin, merhametin eşiğini atlayanlar, ızdırabın gömleğini de kendiliğinden giyinirler. -A. H. Tanpınar. 2) engelleri aşmak, zorlukları yenmek.
  • ***göz kırpmadan
    1) acımadan, merhamet etmeden; 2) duraksamadan, çekinmeden.
  • ***karıncayı bile ezmemek (incitmemek)
    çok merhametli, ince duygulu olmak: Etliye sütlüye karışmadan, karıncayı bile incitmeden kendi hâlinde yaşayıp gidermiş. -E. Şafak.
  • ***külfete katlanmak
    sıkıntıya, zorluğa önem vermemek: Ben en hain, en merhametsiz hücumları yapmak için bu kadar külfetlere katlanıp buralara gelmiştim. -A. Gündüz.
  • ***lanet okumak
    bir kimsenin Tanrı’nın merhametinden yoksun kalmasını dilemek: Hele sevgilisinin de hastalandığı bu korkunç haftalarda, fabrikanın cinayetlerine ne kadar lanet okuyor, biraz da kendisi vasıta olduğundan dolayı ne derece ızdırap çekiyordu. -R. H. Karay.
  • ***merhamet duymak
    acıma veya şefkat duygusu uyanmak veya kabarmak: Ömrümde hiç kimseye bu kadar saf ve derin merhamet duymamıştım. -P. Safa.
  • ***rahmet okumak
    Tanrı’nın merhamet ve bağışlaması için dua etmek.
  • ***yüreği ezilmek
    1) üzülmek, acı duymak: Yüreğim merhametten eziliyor, dizlerim vücudumun yükü altında çökecek gibi oluyordu. -R. N. Güntekin.  “Kızın halini görünce yüreğim ezildi, içim acıdı, hemen eve getirip yatacak yer ayarladım.” 2) açlık duymak.


Leave A Reply