Mesnevi Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Mesnevi nedir, özellikleri nelerdir? Mesnevi örnekleri, çeşitleri ve hakkında bilgi.

MESNEVİ :

Mesnevi beyit birimiyle yazılan bir nazım türü olmakla beraber, Divan Edebiyatı’nın malı sayılmaz. Çünkü mesnevi türüne Batı edebiyatlarında da rastlıyoruz. Yani nazmın mesnevi şekli, Doğulu ve Batılı birçok edebiyatlar tarafından tanınmaktadır.

Beyit düzeniyle yazılan mesnevi, gazel ve kasideler-deki gibi kafiyelenmez. Mesnevinin her beytinin mısraları birbirleriyle kafiyelidir. Bir beytin kafiyesi, öteki beytin kafiyeleriyle bağıntılı değildir.

Mesneviyi tanımlarlarken «Her beyti ayrı kafiyeyle yazılan bir nazım şeklidir.» derler.

Nasihat veya hikâye şeklinde yazılmış manzum kitiplara da Mesnevi adı verilir. Mevlâna Celâleddin-i Rumi’nin bu addaki eseri ün salmıştır.

Mesnevi hikâye gibi uzun konuları yazmakta kullanılır. Gazel ve kaside ile bir hikayeyi, ya da bir tiyatroyu yazmaya imkân yoktur. Çünkü beyitlerin hepsine, temel kafiyeye uygun kafiye bulmak çok güçtür. Mesnevinin her beyti ayrı ayrı kafiyelendiği için bir kitap boyunca devam eden beyitlere kafiye bulmak kolaylaşıyor. Fuzûli Leyla ve Mecnun hikâyesini mesneviyle yazdığı gibi, bu cins eser yazan şairlerimizin hemen hepsi mesnevi türünü kullandılar.

Advertisement

Batı edebiyatında da tiyatro eserlerinin birçoğu mesnevi türü ile yazılmıştır.

Mesnevinin önemli olan bir tarafı da, Divan Edebiyatının soyutluğundan (mücerretlik) ayrılıp, somuta (müşahhasa) yönelmiş olmasıdır. Divan Edebiyatı’nın başındaki şairle sonundaki şair arasında zaman ve yer bakımından hiç bir fark yoktur. Çünkü Divan sanatçısı, fikir ve duygu bakımından eşyaya bağlanmamış, realitenin kapısına yanaşmamıştır. Halbuki mesnevinin konuları daha hayati ve daha nesnel (objektif) dir. Örneğin mesnevilerimizde, geçmişteki sosyal davranışlarımız hakkında motifler bulmak mümkündür. Fakat Divan Edebiyatı’nın öteki şiirlerinde böylesi bir gerçekçilikle karşılaşmayız. Konuları bakımından mesnevinin çeşitleri vardır :

a) Cenk destanları mesnevisi,
b) Aşk hikâyeleri mesnevisi,
c) Dini ve tasavvufi mesnevi,
d) Ahlâkî ve didaktik mesnevi,
e) Şehrengiz mesnevi.

Bu çeşitlere ait kısa bilgiler vermeye çalışalım :

a) Cenk destanları mesnevisi :

Bu çeşit mesnevi, bir milletin tarihinde meydana gelmiş birtakım kahramanlık ve savaş menkıbelerini şairin hayal gücüne göre aldığı biçimiyle anlatan manzum yazılardır. Örneğin Gazneli Mahmut’un teşvikiyle Acem şairi Firdevsî’nin yazmış olduğu İran ve Turan cenklerine ait Şehname adındaki eser, XIV. yüzyıl şairlerimizden Dursun Fakih’in, Batıdaki fetihlerimizi dile getiren eseri bu çeşit mesnevilerdendir. Bu alanda yazılmış daha birçok mesnevî vardır.

Advertisement

b) Aşk hikâyeleri mesnevisi :

Aşk masallarına ait konular, hemen bütün İslâm dünyasının ortak malıdır. Örneğin Leylâ ve Mecnun hikâyesi, hemen hemen bütün İslâm uluslarına ait şairlerin sakız gibi çiğnediği bir konudur. Yusuf ve Züleyha, Ferhat ile Şirin gibi halk masalları, Arap ve İran edebiyatının mesnevilerine konu olduğu gibi bizim Divan şairlerimiz tarafından büyük bir lirizm ve heyecanla işlenmişlerdir. Örneğin bizim edebiyatımızda, sadece Leylâ ve Mecnun hikâyesi, yirmi yedi şair tarafından işlenen bir konudur. Fakat ne Arap’ta, ne Acemde ve ne de bizde Leylâ ve Mecnun’u Fuzûli kadar derinliğine işleyebilmiş bir şaire rastlanır. Çünkü Fuzûlî’nin Leylâ ve Mecnunun’unda kuvvetli bir lirizm ve genişliğine bir tasavvuf mistizmi vardır.

Bu türlü mesnevilerde şairin kendi karakterini, hayat felsefesini ve aşk anlayışını bulmak mümkündür. Örneğin Leylâ ve Mecnun’daki Mecnunu, Fuzûlî’nin kendisi saymak Çatalı olmaz.

c) Dinî ve tasavvufî mesnevi :

Bu çeşit mesneviler, din ve tasavvuf konularını işlemişlerdir. Ya dini bir içten geçişle din büyüklerinin hayatı ve davranışları üzerine, asırlar boyunca vicdanlarda tükenmez bir etki bırakan ve şairin hayal gücüne göre şekillenen Mevlûd gibi mesneviler yazılmış, ya da tasavvufi düşüncelerle şairin estetik anlayışı birleştirilerek Mevlânâ’nın Mesnevi’si gibi bütün bir dünyayı düşündüren mesneviler meydana getirilmiştir. Zaten XIV. Yüzyıl dini ve felsefi konuların fazla işlendiği bir devredir. Süleyman Çelebi’nin Peygamber için yazdığı Mevlûd ile Mevlânâ’nın Mesnevi adlı mesnevisinden başka, edebiyatımızda bu konularda yazılmış daha çok mesneviler vardır.

d) Ahlâkî ve didaktik mesnevi :

Böylesi mesneviler, bir bilgi veya nasihat vermek için yazılan manzumlardır. Bu gibi eserlerin arasında, yıllarca öğretim aracı olarak okullarda okutulanları vardır. Arapça ve Farsça sözcükleri, manzum bir üslûpla öğretmek amacıyla Sülbülzade Vehbi’nin yazdığı Tuhfe ve Nuhbe adlı eserleri gibi. Nâbî’nin Hayriye-i Nâbî’si ile yine Sünbülzade Vehbi’nin Lûtfiye-i Vehbi’si, çocuklarına nasihat ve ahlak dersi vermek amacıyla yazılmışlardır. Bu alanda bir çok şairler çeşitli eserler meydana getirmişlerdir. Örneğin Abdülhak Hâmit Tarhan’ın da Kıyafetnâme adında bu yolda bir eseri vardır.

e) Şehrengiz mesnevi :

Şehrengiz mesneviler, şairlerin, ya kendi memleketleri hakkında, ya da padişah ve benzeri bir devlet büyüğünün, kendilerinin bulunduğu memleketi ziyareti dolayısıyla yazdıkları eserlerdir. Böylesi mesneviye, Şehrengiz sıfatının arkasına o memleketin adı eklenmek suretiyle isim verilir. Örneğin Şehrengiz-i Bursa gibi.

Bursalı Lâmiî, Kanuni Sultan Süleyman’ın Bursa’yı ziyareti dolayısıyla yazmış olduğu Şehrengiz-ı Bursa adlı eser bu cinstendir. Edebiyatımızda, bu alanda yazılmış bir hayli eserler vardır.

Advertisement


Leave A Reply