Metafizik Nedir? Neyi İnceler? Konusu Nedir? Metafiziğin Özellikleri Nelerdir?

0
Advertisement

Metafizik ne demektir? Metafiziğin konusu nedir? Metafizik neyi inceler, özellikleri, felsefesi hakkında bilgi.

metafizik

Metafizik; ilk ilkeler ve gerçekliğin doğasını araştıran felsefe dalı. Felsefe, dört ana düşünce alanına bölünür. Birincisi ahlak sistemi ve doğruluktur. İkincisi estetik alan, üçüncüsü, bilim kuramı (epistemoloji) dördüncüsü metafiziktir. Bu bölümde, “Varlık nedir ?”, “Bir dış dünya var mıdır?”, “Beden ile ruh arasındaki ilişkiler nelerdir?”, “Tanrı var mıdır?”, “Ruh ölümlü müdür, ölümsüz müdür?” gibi sorulara yanıt aranır. Kısaca metafizikteki asıl araştırma konuları evren, Tanrı ve ruhtur.

Metafizik sözcüğü, ilk olarak İÖ. 1. yüzyılda, Rodoslu Andronikos tarafından ortaya atıldı. Andronikos, Aristoteles’in (İÖ 384-322) eserlerini derlerken, fiziğe ilişkin bölümden sonraki yazılara, “metafizik”, yani “fizikten sonra gelen” ya da “fizikötesi” adını verdi.

Aristoteles’in bu eserinde incelediği konular daha sonra, metafizik konular deyince, duyularımızı ve algılarımızı aşan konular anlaşıldı. Aristoteles bu eserinde incelenen konulara “ilk felsefe” diyordu. İlk felsefe, yani metafizik, “varlığı, varlık olarak” inceliyor; genel olarak var olmanın koşullarını, kaç çeşit nedenden söz edilebileceğini, var olanların en üst katında bulunan yetkin varlığı yani Tanrı’yı ele alıyor ve açıklıyordu. Metafizik daha sonraları, kapsamı genişletilerek, duyusal görünüşlerin ötesiyle ilgili araştırmaların tümünü ifade etmek için kullanıldı. Skolastikte, metafiziğin konusu ilahiyatla metafizik de, Tanrı’nın varlığını, niteliklerini, yarattığı varlıklarla ilişkilerini ve ayrıca bu varlıkların gerçek niteliklerini inceliyordu. Ancak metafizik, sorunu akıl yoluyla çözmek istiyordu. Sonraları duyularımızı ve algılarımızı aşan konuları inceleyen metafiziğin, sağlam bilgiler veremeyeceği ileri sürüldü.

Metafiziğin; felsefenin geniş alanında yeri olup olmadığına ilişkin tartışmalar yapıldı. Birçok filozofun bu konudaki düşüncelerini özetlemek gerekirse: David Hume’a (171-1776) göre bilgi sezgisel deneylerden gelir. Yargılar dışında hiçbir şey bilinmez ve bunların doğruluğunu ölçmek olanaklı değildir. Neden-sonuç ilişkisi kavramı yanlıştır. Yargılar birbirini izler bunlar bir neden sonuç ilişkisi kurulamaz. Metafizik o halde, var olmayan bilginin arayışıdır. Verimsiz, zaman tüketici ve saçmadır.

Advertisement

John Dewey (1859-1952) metafiziğin, felsefenin yararsız ve sahte bir dalı olduğunu ileri sürdü. Immanuel Kant (1724-1804), metafiziğin var olmayan sorunlarla ilgilendiği sonucuna vardı. Matematik ve fizikte, son gerçeklik konusunda geçerli bilgiye erişebilinir. Bu bilgi evrensel olarak doğrudur. Kant’a göre, metafizikçiler bu bilginin gözlenen ya da varsayılan verilerin biçimi ve aralarındaki ilişkiye ait olduğunu gözardı etmektedirler. Deneyimlerin ötesine geçmek olanaklı değildir. Şekilde insanın, bunların aslında ne metafizik, yanlış düşünceler, sezgisel tepkilerin mantıklı düşünceye karıştırılması ve tutarsız görüşler toplamıdır. Metafizik, yanlış düşünce ile karıştırılması ve tutarsız görüşler toplamıdır. Metafizikçiler sezgisel tepkilerin mantıklı düşünceyle karıştırılması ve tutarsız görüşler toplamıdır. Metafizikçiler, sezgisel dünyayla boşuna anlamaya çalıştıkları olgusal dünya, ancak deneyim yoluyla öğrenilebilir. Gerçek (sezgisel), görünür (olgusal) hiçbir zaman bir araya getirilemezler. Bu eleştirilerin zamanla artmasıyla birlikte felsefede metafiziğe oranla bilgi kuramı ağır basmaya başladı. Giderek felsefe eleştirici bir tutum benimsedi.


Leave A Reply