Görünmez El Teorisi Nedir? Örneklerle Açıklaması, Ekonomideki Etkisi

0
Advertisement

Bireyin çıkarı, toplumun faydasınadır düşüncesin içeren Görünmez El Teorisi, Kuramı nedir? Örneklerle açıklaması, ekonomide işlemesi ve çıkarılacak dersler.

Görünmez El Teorisi

1980’lerin klasik filmi Wall Street’in kötü adamı Gordon Gekko, “Açgözlülük iyidir” demiş ve toplumun finansçılara dair tüm korkularım bir anda haklı çıkarmıştı. Rezilce bir para hırsı, acımasız Manhattan dünyasında utanılacak bir şey değildi artık; çizgili gömlek ve kırmızı pantolon askısı gibi, gururla taşınmalıydı.

görünmez el

Kaynak: pixabay.com

Film, 20. yüzyılın sonunda insanları şok etti, evet, ama siz asıl iki yüzyıl önce bu tip bir beyanın nasıl karşılanacağını düşünün. O zamanlar entelektüel hayat kilisenin kontrolü altındaydı ve insanları “ekonomik hayvanlar” olarak tanımlamak neredeyse dine hakaret kabul ediliyordu. İşte şimdi Adam Smith’in radikal “görünmez el” fikrinin 18. yüzyılda nasıl karşılandığını aşağı yukarı hayal edebilirsiniz. Yine de, tıpkı Hollywood’daki torunu gibi, Smith’in kitabı da büyük ticari başarı yakaladı ve ilk basımında tükendi; o günden beri de klasikler arasında yer alıyor.

Bireysel çıkar “Görünmez el”, arz-talep kanunun kısa adıdır ve bu iki etkenin itme ve çekmesinin toplumun tümüne nasıl fayda sağladığını açıklar. Ardında yatan basit fikir şudur: İnsanların kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi yanlış değildir. Serbest bir piyasada, kendi çıkarını kovalayan insanların toplam eylemi toplumun tümüne fayda sağlar ve herkesi zenginleştirir.

Smith, 1776 tarihli klasik eseri Milletlerin Zenginliği’nde bu tabiri sadece üç kere kullanır. Ama eserin önemli paragraflarından biri, görünmez elin önemini vurgular:

[Her birey] ne kamu yararını gözetme niyetinde ne de onu ne kadar gözeteceğini biliyor; [kendi]işini, azami değere ulaşacak yöntemle idare ederken sadece kendi kazancı için çalışıyor ve diğer birçok şeyde olduğu gibi bunda da, görünmez bir el onu hiç niyetlenmediği bir işin parçası yapıyor… Kendi çıkarı peşinde koşmakla, toplumun çıkarını, çoğu zaman onu gözetmeye niyet ettiği zamankine göre daha etkin şekilde gözetmiş olur. Kamu yararına ticaret ediyormuş gibi davrananlardan pek hayır geldiğini görmedim

Advertisement

Bu fikir, serbest piyasanın, karmaşık modern toplumların gelişiminde neden bu kadar önemli olduğunu anlamamıza yardımcı olur.

Görünmez elden alınacak ders

Bir mucidi ele alalım: Thomas. Thomas yeni bir ampul tasarlamış; piyasadakilerden daha etkili, uzun ömürlü ve parlak. Bunu kendi çıkarı için yaptı; zengin, hatta belki ünlü olmayı umuyor. Ortaya çıkan ürün toplumun tümüne yarayacak; hem ampul üreticileri için istihdam yaratacak hem de ürünü satın alanların hayatlarını (ve oturma odalarını) aydınlatacak. Ampul için talep olmasaydı kimse Thomas’a para ödemeyecekti ve böylece görünmez el, böyle bir hataya düştüğü için onu cezalandırmış olacaktı.

Benzer şekilde, Thomas’ın işinin tuttuğunu ve para kazandığını gören diğerleri de daha iyi ve daha parlak bir ampul tasarlayarak ondan daha çok para kazanmaya çalışacaktır. Onlar da zenginleşmeye başlayacak. Fakat görünmez el asla uyumuyor. Bu sefer Thomas fiyat düşürerek rakiplerinden fazla satmaya çalışacaktır. Daha ucuz ampule kavuşan tüketicinin ise değmeyin keyfine.

Thomas sürecin her aşamasında kendi çıkarma hareket eder, toplumun çıkarını düşünmez, ama sonuç beklenmedik biçimde herkese fayda getirir. Görünmez el kuramı bir anlamda, matematikte iki negatif değerin pozitif değer etmesine benzer. Sadece bir kişi kendi çıkarını kovalasa ve diğer herkes fedakâr davransa, toplumun ihtiyaçları karşılanamaz.

kukla

Kaynak: pixabay.com

Buna bir örnek Coca-Cola’dan. Şirket, genç ve modayı takip eden insanları çekmek için 1980’lerde içeceğin tarifini değiştirir. Fakat yeni ürün New Coke tam bir hüsran olur: Halk değişimi hoş karşılamaz ve satışlar düşer. Görünmez elin mesajı açıktır ve kâr edemeyen Coca-Cola, New Coke’u birkaç ay içinde piyasadan çeker. Eski kola yeniden piyasaya sürülür; hem tüketicilerin hem de yeniden kâr etmeye başlayan patronların keyfi yerine gelir.

Smith, görünmez elin işlemeyeceği koşullar olduğunu belirtir. Bunlardan biri “kamusal mülkiyet trajedisi” olarak bilinen ikilemdir. Belli bir kaynağın -mesela herkesin üzerinde hayvan otlattığı yeşil alanlar- sınırlı olması sorun yaratır. İnsanlar, eylemleri komşularının aleyhine olsa bile yeşil alanları kullanmaya devam eder. Bu, iklim değişikliğiyle mücadele edenlerin ısrarla vurguladığı bir savdır.

Advertisement

Serbest piyasanın limitleri

Geçtiğimiz on yıllarda, arada bir sağ görüşlü politikacılar sahip çıksa da, görünmez el fikri aslında belli bir politik bakışı savunmaz. İyimser bir kuramdır, fakat ekonominin en iyi yukarıdan yönetileceğini ya da hükümetin ne üretilmesi gerektiğine karar vermesi gerektiğini düşünenlerin fikirlerine ters düşer.

Görünmez el, hükümet ve yönetimler yerine, ne üretilip ne tüketileceğine bireylerin karar vermesi gerektiğinin altını çizer. Fakat bazı önemli koşullar vardır; Smith, bireyin kendi çıkarı ile bencil açgözlülük arasında bir ayrım yapar. Tüketici olarak bizi haksızlıklardan koruyan kanun ve düzenlemeler kendi çıkarımızadır. Bunlar, mülkiyet hakları, patent ve telif hakları ve işçi haklarını içerir. Görünmez el, kanunlarla desteklenmelidir.

İşte Gordon Gekko tam da burada yanıldı. Sadece açgözlülükle yola çıkan biri, başkasının zararı pahasına, kendini zenginleştirmek için kanunları çiğneyebilir. Adam Smith bunu asla onaylamazdı.


Leave A Reply