Mimar Sinan Hayatı, Eserleri ve Kişilik Özellikleri Nelerdir?

3
Advertisement

Koca Mimar Sinan Kimdir? Mimar Sinan’ın hayatı, biyografisi, eserleri, yapıtları. Mimar Sinan hakkında bilgi.

Mimar Sinan

Mimar Sinan hakkında kısa bilgi

Kendisinin Osmanlı İmparatorluğu’nun en iyi dönemlerinde yaşamış olan en başarılı mimar olduğunu söylemek mümkün olmaktadır. Mimar Sinan Osmanlı İmparatorluğu’na toplam 50 yıl boyunca hizmet etmiş olan bir mimardır. Bu hizmetlerin 8 yılı 3. Murat döneminde, 14 yılı 2. Selim döneminde ve 28 yılı da Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmıştır.

Kendisi yaptığı eserlerle Osmanlı İmparatorluğu’nun eşsiz zevkini ve asaletli yapısını oldukça başarılı bir şekilde temsil edebilmiş, yaptığı onlarca mimari eserden pek çoğu türünün en başarılı örneklerinden sayılmıştır. Hatta Osmanlı’da yer alan klasik mimari anlayışın gelişmesi ve yerleşmesi için en öncelikli isim Mimar Sinan olarak gösterilebilmektedir.

Mimar Sinan’ın hayatı

Asıl adı Sinaneddin Yusuf olan Mimar Sinan, Kayseri’nin bugünkü adıyla Ağırnas köyünde dünyaya gelmiştir. Kökeninin Rumluktan, Ermenilikten ya da Türklükten geldiği rivayet edilmektedir. Gençlik yıllarına tekabül eden 1511 yılında, o dönemlerde Yavuz Sultan Selim’in çıkardığı kararla devşirme adı altında kendisi de İstanbul’a getirilmiş ve Yeniçeri ocağında çalıştırılmaya başlatılmıştır.

Kendisi mimarlık mesleğine atıldıktan sonra, orduda bir mimar olarak görev alarak Yavuz Sultan Selim önderliğinde Mısır’a yapılan seferde yer almıştır. Bundan sonrasında ordudaki yerini gittikçe güçlendirerek devam ettiren Sinan, 1521 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın ordusunda yeniçeri görevinde bulunarak Belgrad Seferi’nde bulunmuştur. Bir yıl sonra düzenlenen Rodos Seferi’nde ise Mimar Sinan atlı sekban olarak görevlendirilmiştir.

Advertisement

Mohaç Meydan Muharebesi’nin düzenlendiği 1526 yılında yine orduda görev alıp üstün başarılar gösteren Mimar Sinan, bu göstermiş olduğu başarılar yüzünden ödüllendirilmeye layık görülüp bölük komutanı olarak terfi almaya hak kazanmıştır. Bu süreçten sonra da hem başteknisyen görevinde hem de zemberekçibaşı görevinde bulunmuştur.

Mimar Sinan

Mimar Sinan’ın itibar kazanmaya başlaması

Kanuni Sultan Süleyman’ın 1533 yılında yaptığı İran Seferi devam ederken, orduda görevli Mimar Sinan 14 günlük bir süreç içerisinde Van Gölü’nde karşı tarafa geçmek amacıyla 3 tane kadırga yaparak kendisine çok büyük itibar kazandırabilmiştir. İran Seferi’nin dönüşünde kendisine Yeniçeri Ocağı kendisine daha rütbeli bir yer olan Hasekilik rütbesini vermiştir.

Mimar Sinan bu rütbeyi aldıktan sonra Korfu’ya yapılan sefere, Pulya’ya yapılan sefere ve Moldovya’ya yapılan sefere katılmıştır. 1538 yılında düzenlenen Karaboğdan Seferi’nde ise ilginç bir hadise meydana gelmiş; Osmanlı ordusunun Prut nehrini geçmesi gerekirken bataklık yüzünden geçemedikleri bölgede köprü yapılmasına karar verilmiştir. Uzun günlerce ordunun uğraştığı fakat köprüyü kurmayı bir türlü beceremediği görülünce Sultan Süleyman’ın vezirinin emriyle bu görev Mimar Sinan’a devredilmiştir. Mimar Sinan çok kısa bir sürede köprünün yapımını bitirince, kendisinin hayatındaki en üst mertebesi olan baş mimarlık görevi kendisine layık görülmüştür.

Mimar Sinan’ın eserleri

1538 yılında baş mimar ilan edilen Mimar Sinan, bu görevini 49 yıl boyunca sürdürmüştür. Kendisinin bu süreç zarfında baş mimarlık rütbesine çıkartılmadan önceki yaptığı 3 ayrı eser oldukça dikkat çekici görülmektedir. Bu eserler Gebze’de yer alan Çoban Mustafa Külliyesi, Halep’te yer alan Husreviye Külliyesi ve İstanbul’da yer alan Haseki külliyesidir.

Gebze’de bulunan Çoban Mustafa Külliyesi’nde, renkli taşlardan yapılma süslemeler ve duvarlara yapılan renkli taş kakmalar dikkat çekmektedir. Bununla birlikte külliyenin içerisinde yer alan türbe, cami ve diğer yapılar da aynı şekilde önem gösterilerek farklı bir hava katılıp inşa edilmiştir.

Advertisement
Mimar Sinan tarfından yapımı 1556 yılında gerçekleşmiş olan EYüp'te yer alan Şah Sultan Camii

Mimar Sinan tarfından yapımı 1556 yılında gerçekleşmiş olan Eyüp’te yer alan Şah Sultan Camii

Halep’te yer alan Hüsreviye Külliyesi’nde ise; tarz olarak tek kubbeli cami inşa edilmiş, kubbenin köşelerine de ayrıca kubbeler ilave edilip yarı mekanlı cami tarzı da oluşturulabilmiştir. Bu tarzla birlikte Osmanlının mimarlarının Bursa’da yaptığı ve İznik’te yaptığı eserlere de uygunluk sağlanmaktadır. Bu külliyenin içerisine, avlu, hamam, medrese, misafirhane ve imaret de bulunmaktadır.

Mimar Sinan’ın İstanbul’da yaptığı ilk eser ise Haseki Külliyesi’dir. Ait olduğu devrin tüm mimari üsluplarını barındıran bu külliyede cami, sübyanların okutulduğu mektep, medrese, darüşşifa, imaret ve çeşmeden oluşmaktadır. Mimar Sinan’ın İstanbul’da yaptığı bir diğer eser olan Şehzade Cami, kendisinden sonra yapılacak neredeyse tüm camilere örnek gösterilecek tarzda bir mimari duruşa sahiptir.

Mimar Sinan, bu cami için “kalfalık” döneminin eserlerinden biri olan cami, buna rağmen Mimar Sinan’ın yaptığı İstanbul’daki en iyi eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Yani her ne kadar Mimar Sinan’ın çıraklık eseri olarak adlandırsa da, günümüzde dahi hala muhteşem bir mimari yapıt olarak anılmaktadır.,

Selimiye Camii

Selimiye Camii’nin eski bir çizimi…

Mimar Sinan en önemli eserleri

Mimar Sinan’ın yapmış bulunduğu en önemli eser ise, 86 yaşında tamamladığı Edirne Selimiye Camisidir. Bu esere de “ustalık eseri” gözüyle bakan Sinan, bundan önce elinin dokunduğu yüzlerce eserde de mimari bakışından ödün vermeden titizlikle çalışmıştır. Özellikle Ayasofya için büyük emek harcayan Mimar Sinan, bu eserin kubbesini 1573 yılında onararak bir de üzerine takviye amaçlı duvarlar yapmış ve deyimi yerindeyse Ayasofya’nın bugüne kadar gelebilmesini sağlamıştır.

Ayrıca kendisine mimarlık dönemlerinde edindiği bir başka yükümlülük, bu tür tarihi yapıların etrafında görüntüyü bozabilecek evleri ve benzer yapıları yıkmak olmuştur. Bu uğurda Rumeli Hisarı civarında bulunan ya da Zeyrek Camii civarında bulunan dükkanların ve evlerin yıkımını Mimar Sinan sağlamıştır.

Tüm bu şaşaalı mimarlık yaşantısından sonra, 1588 yılında İstanbul’da hayata gözlerini yuman Mimar Sinan; önceden Süleymaniye Camisinin yakınına inşa ettiği sade türbeye defnedilmiştir.


3 yorum

  1. Nuri Hakan Tataroğlu (kocahoca) on

    BEN, NURİ HAKAN TATAROĞLU
    BEN, NURİ HAKAN TATAROĞLU
    GÜZEL BİR YEMEĞİ YERKEN ALIRIM HAZZI
    SEVEREK DİNLERİM KEMANI GİTARI SAZI
    TATİL İÇİN BEKLEMEM YAZI
    RENKLERDEN SEVERİM MAVİYİ BEYAZI

    YAPARİM YÜRÜYÜŞÜ TEMPOLU VE DENGELİ
    ÇAYI ÇORBAYI İÇERİM LİMONLU NANELİ
    SEVDİĞİM BİR İLDİR KIRKLARELİ
    NEFİS OLUR KARADUT PEKMEZİ REÇELİ
    OKURUM DERGİ GAZETE MECMUA VE KİTABI
    OTURMAK İSTEDİĞİM YER KÖYDE TEK KATLI BİR YAPI
    ET ALIRKEN TERCİH EDERİM KASABI

    SERİN GÜNEŞLİ HAVAYI SEVERİM
    SUYU SOĞUK İÇER YEMEĞİ SICAK YERİM
    KOMİK FIKRAYI DİNLEYİNCE ÇOK GÜLERİM
    GÖLDE NEHİRDE DENİZDE İYİ YÜZERİM

    NURİ HAKAN TATAROĞLU GEZGİN BEZGİN GURME HALK OZANI ARAŞTIRMACI ŞAİR FANİ BİR FERT, ANKARA 16.03.2016

  2. Nuri Hakan Tataroğlu on

    Nuri Hakan Tataroğlu Kimdir
    Adım Nuri Hakan Tataroğlu
    Ela gözlü kumral uzun boylu
    Biraz sınırlı ancak iyi huylu

    Ahmet Ayhan Tataroğlu benim babamdır
    Bindokuzyüzellidokuz yılı benim doğduğum zamandır
    Bilemem ölümüm ne zamandır
    En çok sevdiğim yemek kuzu tandır

    Kişinin kendini anlatması çok zor
    Doğduğum il Malatya ilçe Arapgir
    Buranın üzümünü yiyene sor
    İnsanları kırma sakın hoşgör
    Ankara,30.3.2020, Nuri Hakan Tataroğlu gezgin bezgin sezgin gurme halk ozanı şair yazar

Reply To Nuri Hakan Tataroğlu Cancel Reply