Miralay Sadık Bey kimdir? Türk politikacı ve asker olan Miralay Sadık Bey hayatı, biyografisi, askeri ve siyasi kariyeri hakkında bilgi.
Miralay Sadık Bey
Miralay Sadık Bey; (1860- 1940). Tarihimizin ileri gelen bir askeri ve politikacısıdır. 1908 Meşrutiyet İnkılâbı’ndaki çalışmaları ile, daha sonra Hürriyet ve İtilâf partisi lideri olarak tanınmıştır.
Sadık Bey Harbiye’ den süvari teğmeni olarak çıktıktan sonra, Suriye’de, Trablusgarp’ta bulundu, sonra Manastır’da süvari alayı komutanı iken İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin oradaki merkezi başında çalıştı.
Miralay Sadık Bey, Kızıl Sultan Abdülhamit’in istibdadına karşı isyan bayrağını ilk kaldıranlardan biri oldu Saraya isyan telgrafları gönderiyor, gizli beyannameleri dağıtıyordu. İnkılâbın başladığını bildiren toplan Selanik’ten önce Manastır’da o attırdı. Hürriyetin ilânından sonra Sadık Bey, İttihat ve Terakki’nin en ileri gelenlerinden biriyken, sonra, arkadaşlarıyla arasında çıkan bazı fikir anlaşmazlıkları üzerine, partiden ayrıldı, Hürriyet ve İtilâf Partisi’ni kurdu. Yalnız, eski devir düşkünlerini, gericileri toplayan bu karma karışık parti memlekete zararlı oldu. Politikaya elverişli bir yaradılışta olmayan Miralay Sadık, kendi ününden faydalanmak isteyenlerin etkisinden kurtulamayarak kötü bir sonuca sürüklendi.
İttihatçıların hükümet başına gelmesi üzerine Miralay Sadık Bey önce Paris’e, sonra Mısır’a gitti. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’ye döndü. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra da «Yüzellilikler» listesine girerek, yurt dışına sürüldü. 22 yıl Romanya’da yaşadı. Siyasi aftan sonra da yurda dönmeyen Miralay Sadık Bey, 1940’ta Cumhurbaşkanı İnönü’ye bir mektup yazarak «Vatan hainliği» suçunun ölümünden önce alnından’silinmesini rica etti. Bükreş’teki Türk elçisinin aracılığı ile yurda döndü. İstanbul’a vardığı gecenin sabahı öldü. Arapça, Fransızca bilen Miralay Sadık Boy’in bu dillerden birçok çevirileri vardır.
Kaynak 2
Miralay Sadık Bey (1860-1940), son Osmanlı döneminde asker ve siyaset adamı.
1882 yılında Mekteb-i Harbiye’den süvari mülazımı olarak mezun olmuştur. Suriye, Trablus ve Makedonya’da görev yapmıştır. 1906 yılında Manastır’da miralay rütbesiyle Süvari alay komutanıyken gizli İttihad ve Terakki Cemiyeti’ne girmiştir. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet’in ilanı üzerine Selanik’te toplanan İttihad ve Terakki Kongresi’ne Manastır delegesi olarak katılmıştır. Debre mutasarrıflığına atanmıştır. Değerinin yeterince anlaşılmadığı gerekçesiyle 1911 Kongresi’nden sonra İttihat ve Terakki’den ayrılarak muhalefet saflarına katılmış ve emekliye ayrılıp politikaya girmiştir. Hürriyet ve İtilaf Fırkası kurucusu olmuş, partinin ikinci başkanı seçilmiştir. Tarihe sopalı seçim olarak geçen 1912 seçimlerinde İttihad ve Terakki’nin başarısı üzerine kendisine bağlı subaylarla Bâb-ı Âli’yi basıp bir hükümet darbesiyle iktidarı ele geçirmeyi planladıysa da baş gösteren Birinci Balkan Savaşı buna olanak bırakmadan İttihad ve Terakki iktidardan düşmüştür. Savaşın sonuna doğru 1913 yılında sadrazam olan Mahmud Şevket Paşa’ya karşı girişilen suikasttan sonra ittihatçılar muhaliflerini sürerlerken Paris’e kaçmış, oradan Mısır’a geçmiştir. İngilizler ile yakın ilişki içinde olmuştur.
Mondros Mütarekesi’nin ardından 1919 yılında İstanbul’a dönmüştür. Döndükten sonra kısa süre sonra 1920 yılında Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın başkanlığına getirilmiştir. Bir kongre darbesiyle İngiliz Muhipleri Cemiyeti yönetimini 1921 yılında ele geçirmiş ancak bir süre sonra bu cemiyetin yönetimini Sait Molla’ya kaptırmıştır. Damad Ferid Paşa hükümetinde istediği bakanlık koltuğu kendisine verilmemiş; Meclis-i Âyan üyeliğine atanmayı da kabul etmemiştir. Böylece hem İstanbul’daki Damat Ferit Paşa hükümetine hem de Anadolu’daki Kurtuluş Savaşı veren TBMM hükümetine muhalif bir tutum takınmıştır. Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşması ve Refet Paşa komutasındaki Milli kuvvetlerin İstanbul’a girmesi üzerine pek çok işbirlikçi ile 1922 yılında İngiliz Yüksek Komiserliğine sığınmış, İngilizlerin sağladığı bir gemiyle Romanya’ya gitmiştir. Lozan Antlaşması’ndan sonra 1924 yılında TBMM’nin çıkardığı Yüzellilikler Listesi’ne alınmıştır. Yüzellilikler’in affından sonra da 1941 yılına kadar yurda dönmemiştir. İstanbul’a döndüğü günün gecesi kalp yetmezliğinden ölmüştür.
Yorum yapılmamış
Kısacası Dünya Savaşı sırasında Mısır’da İngiliz ajanı olarak çalışan bir albaydı.