Mimaride Art Deco Nedir? Art Deconun Ortaya Çıkışı, Özellikleri, Örnekleri

11
Advertisement

Mimaride Art Deco nedir, ne zaman ve nasıl ortaya çıkmıştır? Art Deco’nun özellikleri, örnekleri, mimarlıkta kullanımı hakkında bilgi.

Mimaride Art Deco

1920’lerde birkaç Fransız tasarımcı süslemeyi modern kılan bir üslup geliştirdi. Geleneksel klasik ve Gotik mimari dekorasyon formlarına sırtlarını dönüp Antik Mısır gibi uzak kaynaklardan ilham alarak canlı renk ve desenleri modern çizgilerle harmanladılar. Böylece ortaya Art Deco çıktı ve iki dünya savaşı arasında büyük bir heyecan yarattı.

Art Deco

Kaynak: pixabay.com

1920-30’ların modem mimarlığında en yaygın ve geçerli yöntem, Uluslararası Üslup (bkz. s. 124-7) veya Uluslararası Modernizm olarak bilinen, biçimin işlevi izlediği lafzıyla, malzemelerin (beton, çelik ve cam) içkin nitelikleriyle kullanıldığı, süslemenin nerdeyse yasaklandığı bir bina yapım usulüydü. Ama aynı zamanda karşıt bir eğilim, modern malzemenin cesur ve sıklıkla egzotik nitelikte geometrik süslemeyle bağlaşım içinde kullanıldığı bir mimarlık ve dekorasyon tarzı da mevcuttu. Bu tarz daha sonra Art Deco adını aldı.

Bir sergiyle gelen oluşum

Art Deco, Fransa’da Societe des artistes decorateurs denilen bir grup Fransız sanatçı ve tasarımcının inisiyatifiyle başladı. Demek 1925’te Paris’te bir sergi düzenledi: Exposition Internationale des Arts Decoratifs et Industriels Modernes (Uluslararası Çağdaş Dekoratif ve Endüstriyel Sanatlar Sergisi). Bu sergi geniş bir tasarım ve üslup yelpazesi içeriyordu – mesela Rus konstrüktivizminin yanı sıra Le Corbusier gibi Uluslararası Modemizmin kilit isimlerinin azaltılmış tasarımları yer alıyordu. Ama serginin nüvesini her neviden son derece süslemek, lüks objeler oluşturuyordu ki, Art Deco üslubunu en başta tanımlayan bu öğelerdi; Art Deco ismi serginin başlığındaki Arts Decoratifs (Süsleme Sanatları) sözcüğünden gelir.

Art Deco üslubu süslemenin obje tasarımında kullanılmasıyla tanımlanır ve beslendiği kaynaklar eklektik bir çeşitlilik gösterir: stilize, aerodinamik bir klasisizm tipi; kristalimsi şekiller üretmek amacıyla geometrik desen kullanımı; Antik Mısır, Aztek ve Afrika sanatından devşirilen dekoratif motifler; soluk arka planlarla kombine edilen serpiştirme açık renkler ya da bol yaldız kullanımı. Stilize fıskiyeler, kuvvetli güneş ışınları ve çakan şimşekler popüler bezeme desenleri; perdahlı çelik, alüminyum ve ahşap parke ise başlıca malzemelerdi.

Dekorasyondan mimarlığa

Art Deco, çömlekler ve masa lambalarından küçük heykellere kadar, envai çeşit dekoratif eşyada, sıklıkla çarpıcı geometrik tabanlar üzerine göz alıcı -giyinik veya çıplak- kadın motifleriyle öne çıkan popüler bir üslup getirir. Üslup 1920’ler ve 1930’larda mimariye de bulaşır. Zarif süslemeleri nedeniyle konut, otel ve ticari bina tasarımlarında cazip hale gelmiştir; New York’un ilk gökdelenlerinden en ünlü ikisi, Empire State ile Chrysler binaları, birer Art Deco örneğidir.

Advertisement

Sanayiciler, paket tasarımından mimariye kolayca aktarılabilecek dekoratif üslubun, kendilerine markalarını geniş ölçekte teşhir etme imkânı verdiği hissiyatıyla, üslubu fabrikalarında kullanmaktan hoşlanıyordu. Hakeza sinema sahipleri de güçlü çizgileri ve dekoratif çeşitliliği nedeniyle Art Deco’yu binaları için ideal buluyordu.

Art Deco

Kaynak: commons.wikimedia.org

Dünya çapında Deco

Böylece Art Deco tüm dünyaya yayıldı. 1930’larda hızla gelişen şehirlerde yuvalandı; Miami’de, Havana’da (Küba) ve Endonezya’nın geniş şehirlerinde hâlâ birçok Art Deco binası bulunmaktadır. Ve Yeni Zelanda’nın 1931 ’deki depremle feci şekilde tahrip olan Napier kenti büyük ölçüde Art Deco üslubuyla yeniden inşa edildi. Sıkışık bir alana kümelenen Art Deco binalar hâlâ meşhurdur.

Popüler bir Üslup Lüks sinemalar ve oteller sayesinde Art Deco geniş bir alıcı buldu. Ancak “Biçim işlevi izler” düsturuyla Uluslararası Modernizm estetiğini benimseyen mimarlar üsluba hayli soğuk davrandı. Modernist mimarlar ve birçok mimarlık eleştirmeninin gözünde Art Deco, binalardan çok küçük heykellere ve kül tablalarına yakışan gelip geçici bir tarzdı. Art Deco modasına son veren ise 2. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla dünyanın pek çok kısmında bina yapımının fiilen durması oldu.

Savaş bittikten sonra, ihtiyaç üzerine geniş kapsamlı yeniden inşa programlarına girişmeye başlayan planlamacılar ile mimarlar daha ağırbaşlı modernist üsluba yöneldi. Art Deco birkaç restoran ve çok katlı mağazanın iç mimari tasarımında varlığını sürdürdü ama genellikle mazide kalan uçarı zamanların bir hatırası olarak görüldü.

Streamline Modeme

Streamline Moderne üslubu, Art Deco’nun 1930’larda ortaya çıkan bir koludur. Kısmen Chrysler Airflovv gibi aerodinamik arabaların uzun, alçak, yuvarlak hatlarından esinlenerek binalara aerodinamik bir estetik getirmiştir. Streamline Moderne tarzı binalar genellikle yatay bir vurguyla yere sımsıkı tutunur. Çoğunlukla metal çerçeveli olup çok sayıda yatay kayıt içeren uzun pencere şeritleri ve transatlantiklerdekine benzer uzun korkulukları olan balkonlar gibi yatay vurguların kullanımı öne çıkar. Hepsinde keskin açılar ve kristal formlara, rastlanan Art Deco binalardan farklı olarak Streamline Moderne tarzı binalarda kıvrımlar bulunur – yuvarlak, lomboz benzeri pencereler, dairesel elektrikli aydınlatma tertibatı ve kıvrımlı köşeler; bazen köşeleri kıvrımlı bir cam panelle dönen çıkma pencereler veya alınlık pencereleri.

Advertisement


11 yorum

Leave A Reply