Malthus Kapanı Nedir? Aralıksız Nüfus Artışı ve Sorunları Nelerdir?

0
Advertisement

Thomas Robert Malthus’un teorisi Malthus Kapanı nedir? Malthus Kapanı’nın özellikleri, sorunları nelerdir, aralıksız nüfus artışının özellikleri hakkında bilgi.

Malthus Kapanı

Ekonomideki en popüler, en güçlü ve en kalıcı kuramlardan birinin, nesiller boyunca yanlışlığının kanıtlanmış olması tam bir paradokstur. Fakat insanoğlunun genişleyerek ve gezegenin kaynaklarını hızla tüketerek kaçınılmaz yok oluşa doğru yol aldığı fikri kadar can alıcı başka bir fikir de yoktur. Malthus kapanına dikkat edin!

Thomas Robert Malthus

Biyoloji derslerinden, mikroskobik hücrelerin çoğalması görüntülerine alışıksınızdır. Önce bir çift hücreyle başlarsınız; her biri bölünerek başka bir çift oluşturur; hızla çoğalırlar; saniyeler içinde üreme kabını tıka basa doldururlar. Peki, sonra ne olur?

Bir de insanlara bakalım. Onlar da sayıca katlanarak ürerler. Hayatta kalmamızı engelleyecek bir hızda ürediğimiz, gerçek olabilir mi? İki yüzyıl önce İngiliz iktisatçı Thomas Malthus bunun gerçek olduğuna inandı. Onun hesaplarına göre, insanlar besin kaynaklarından daha büyük bir hızla çoğalıyordu. Malthus, insan nüfusu geometrik biçimde artarken (yani 2-4-8-16-32 gibi katlanarak artarken) besin kaynaklarının aritmetik biçimde arttığı (yani 2-4-6-8-10 gibi eklenerek arttığı) fikrini ortaya attı.

1798 yılında yayımladığı Nüfus ilkesi Üzerine Bir Deneme eserinde Malthus, insanın hayatta kalabilmek için yiyeceğe ihtiyacı olduğunu ve insan sayısının hızla çoğaldığını söyler. Vardığı sonuç şudur:

Advertisement

Nüfusun gücü, yeryüzünün insanın geçimini sağlama gücüne kıyasla, sınırsız ölçüde büyüktür. Nüfus, kısıtlanmadığında, geometrik oranla çoğalır. Geçim araçları ise, ancak aritmetik oranla artar. Sayılarla ufak bir tanışıklık, birincinin İkinciye kıyasla ne denli güçlü olduğunu gösterecektir.

Onun gözünde insanoğlu kaçınılmaz bir darboğaza doğru yol alıyordu. Eğer doğum oranları bilinçli bir şekilde azaltılmazsa (ki Malthus bunun gerçekleşmesine ihtimal vermiyordu), doğa insanoğlunun hayatta kalabilmesi için şu üç nahoş yöntemden birine başvuracaktı: kıtlık, salgın veya savaş. İnsanlar yiyecek bulamayacak, bir vebaya kurban gidecek veya giderek azalan kaynaklar için birbiriyle savaşacaktı.

Malthus kapanma neden Malthus felaketi veya ikilemi dendiğini anlamak zor değil. Dünya nüfusunun kontrol edilmesi gerektiğini savunan bazı uzmanlar hâlâ bu önemli sorunu gündeme getirir. İnsan ırkının sürdürülemezliğini vurgulamaya çalışan çevreci grupların birçoğu da bu görüşü benimser.

malthus kapani

Kuramın sorunları

Aslında Malthus yanılıyordu. Düşüncelerini yazıya döktüğünden beri, kendi zamanında doğal eşiğine geldiğini düşündüğü küresel nüfus, 980 milyondan 6,5 milyara çıktı. 2050’de de 9 milyara ulaşması bekleniyor. Buna rağmen gezegendeki insanların çoğu eskiye göre daha iyi besleniyor, daha sağlıklı ve daha uzun ömürlü.

Malthus iki konuda yanılıyordu:

1. İnsanlar bu tip sorunları çözmek için teknoloji geliştirmeyi iyi becerir. Üreticileri daha iyi ve etkin besin yaratma yolları bulmaya iten arz ve talep kanunu sayesinde, dünya tarihinde bir dizi tarım devrimi yaşandı. Bunların her biri var olan kaynakları önemli ölçüde arttırdı. İnsanlar piyasanın da yardımıyla, insanlar besin sorununu çözmeyi başardı.

Advertisement

2. Nüfus her zaman geometrik biçimde, katlanarak artmaz. Nüfus artış hızı belli bir dönem sonra sabitlenme eğilimine girer. Çoğalarak üreme kabını tıka basa dolduran hücrelerin aksine, insanlar belli bir refah düzeyine erişince daha az üremeye başlar. Aslına bakarsanız, insan doğurganlığı yakın zaman içinde düşüşe geçmiştir. Japonya, Kanada, Brezilya, Türkiye ve tüm Avrupa’daki doğum oranlan bile nüfusun azalmasını önlemeye yetmez. Daha uzun ömür, nüfusun giderek yaşlandığı anlamına gelir ama bu başka bir tartışmanın konusudur.

Ekonomi tarihçisi Gregory Clark, çok tartışma yaratan A Farewell to Alms (Sadakaya Elveda) eserinde, insanların 179O’a kadar cidden Malthus kapanma kısıldığını fakat o tarihten sonra gelişen çeşitli etkenler sayesinde -en fakirlerin salgınlarda ölmesi, onların yerine üst ve orta sınıflardan çocukların geçmesi (aşağıya doğru toplumsal hareketlilik) ve bu sınıfların daha çok çalışma eğilimi- İngiltere’nin paçayı kurtardığını savunur. Clark, dünyanın bu deneyimi henüz yaşamayan pek çok bölgesinin hâlâ bu kapana kısılmış olduğunu da vurgular.

Azalan Verimler

Yine de Malthus’un kuramının altında yatan fikir olan azalan verimler kanunu, yanlış değildir. Bu, işletmeler için önemli bir derstir. Örneğin küçük bir çiftlik veya fabrika düşünelim. Patron, her hafta yeni birini işe alıyor. Başlarda, her yeni gelen işçi üretimde büyük fark yaratıyor. Lâkin birkaç hafta sonra, her yeni işçinin giderek daha az fark yaratacağı bir noktaya erişilecek. Sınırlı miktarda makine ve tarla varken çalışacak ekstra ellerin büyük bir fark yaratması imkânsız hale gelecek.

Kıyamet nerede?

Batı dünyası diye tabir ettiğimiz ülkeler (Avrupa, ABD, Japonya ve diğer birkaç gelişmiş ekonomi), tarımsal üretkenliği arttırırken, zenginleşen insanların daha az çocuk doğurmasıyla Malthus kapanından kurtuldu. Bunun yanı sıra yeni teknolojilerin icadı, Sanayi Devrimi’ne güç verdi ve servet ile sağlık seviyelerini oldukça yukarı taşıdı. Ancak yine de dünyada hâlâ kapana kısılmış bölgeler mevcut.

Sahra altı Afrika ülkelerinde, toprak o kadar az besin üretir ki insanların büyük çoğunluğu, geçimlik tarım yapmak zorunda kalır. Yeni teknolojiler tarımsal üretimi arttırdığında, nüfus patlar ve hasadın kötü olduğu yıllarda baş gösteren kıtlık, nüfusun büyümesini ve zenginleşmesini önler.

Kıyamet ne zaman?

Neo-Malthusçular insan yaratıcılığının, kıyameti birkaç yüzyıl ertelediğini fakat şu an yeni bir darboğazın eşiğinde olduğumuzu savunur. Malthus’un savlarının besin etrafında döndüğünü, ama petrol ve enerji kaynaklarının da aynı şekilde “insanın destek araçları” sayılabileceğini söylerler. “Petrolün tepe noktasına” yaklaştığımız hatta belki de bu kritik noktayı aştığımız şu sıralarda, nüfus sürdürülemez bir seviyeye ulaşacak. Malthus’u haksız çıkaran teknolojik gelişmelerin veya nüfus kısıtlamalarının, bu yenilenmiş kıyamet beklentisini de önleyip önleyemeyeceğini göreceğiz.


Leave A Reply