Nota Yazısının Tarihçesi, Müzikte Nota Yazısının Doğumu Tarihi Gelişimi

0
Advertisement

Nota yazımı, yazısı ne zaman ve nasıl doğmuştur? Nota yazısının tarihi, tarihsel gelişimi, eski zamanlarda tarihçesi hakkında bilgi.

nota

Kaynak: pixabay.com

Nota Yazısının Tarihçesi

Nota yazımı, müziği oluşturan seslerin yükseklikleri, süreleri, nüansları ve daha başka özellikleriyle, belirli işaretler kullanılarak kâğıda geçirilmesidir.

Tek malzemesi ses olan müzik, bu nedenle yalnızca icra edildiği sürece bir varlık kazanır, icranın sona erdiği anda yok olur; geride ancak belleklerde kalan bir izlenim bırakır. Nota yazımı, ses gibi soyut bir malzemeyi görsel niteliğe dönüştürür. Böylece müziği unutulmaktan kurtardığı gibi, onun ileride yeniden icra edilebilmesini sağlayarak besteciyle icracı arasında bir iletişim aracı işlevi de görür.

İÖ 3000’den beri Mısır ve bazı Ortadoğu uygarlıklarında nota yazımının uygulandığını gösteren kanıtlar vardır. Eski Çin, Hin ve Yunan uygarlıklarında, sonraları da Bizans’ta kullanılmış olan nota yazılan çok çeşitlidir.

Ekphonetik yazıda bir harf, bir çizgi ya da bir işaret, belirli sesler grubunu gösteren bir simgeydi.

Seslerin yalnızca yüksekliğini gösteren bir yazı çeşidinde ise her ses bir harf ya da işaret verilerek yazıya geçirilirdi. Ama bu yazıda aralıklar ve seslerin süreleri (dolayısıyla ritim) belirtilemediği için parça geleneğe göre yorumlanırdı.

Advertisement

Tablatura yazısı çalgının hangi teline hangi parmakla basılacağını gösterirdi. Eski Çin ve Yunan’da kullanılan bu yazı da ses yüksekliklerini ve sürelerini göstermezdi.

Neuma yazısı melodi parçalarının yalnızca hareketini göstermeye yarıyordu. Müziğin gelişmesiyle yeni gereksinmelerin karşılanabilmesi için neuma yazısına yatay çizgiler eklendi ve zamanla, bugünkü porte ortaya çıktı.

16. yüzyıl başlarına gelindiğinde nota yazımı bugünkü biçimine çok yaklaşmıştı. Örneğin portenin temel öğeleri olan anahtar, ölçü ve süre değerleri oluşmuştu. Buna karşılık ölçü çizgileri, toplu çalışa yardımcı bir öğe olarak ancak 16. ve 17. yüzyıllarda yavaş yavaş yaygınlaştı.

Geleneksel nota yazım sistemi 20. yüzyıl ortalarından beri pek çok kez gözden geçirilerek yenilenmiş, hatta bazı bestecilerce terk edilmiştir. Esnek ritim değerleri, normal kromatik dizi dışındaki sesler, bitişik nota kümeleri ve göreneğe dayanmayan daha başka müzikal öğeler için yeni simgeler oluşturulmuştur. Ama bu simgeler henüz üstünde herkesin anlaştığı, yaygın bir nitelik kazanmış değildir.

Hatta bugün birçok besteci müziklerini kendi buldukları simgelerle yazıya geçirmektedir. Elektronik müzikle uğraşanlar ise bu müziğin notaya geçirilmesinde simgesel sistemler yerine grafik işaretler kullanmaktadır. Ama nota yazım sistemlerindeki bütün bu yenilik ve değişikliklere karşın, yaklaşık 500 yıllık eski sistem, müzik sanatının yazıya geçirilmesinde hâlâ en çok başvurulan yöntemdir.

Advertisement


Leave A Reply