Gabriel Garcia Marquez’in ünlü kitabı Kolera Günlerinde Aşk isimli kitabının konusu nedir? Kolera Günlerinde Aşk kitap özeti, karakterler, hakkında bilgi.
Kolera Günlerinde Aşk
1985’te yayınlanan Kolera Günlerinde Aşk, Gabriel Garcia Marquez’in 1982’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıktan sonraki ilk kitabıydı. Sık sık Marquez’in en büyük başarısı olan Yüzyıllık Yalnızlık ile olumsuz olarak karşılaştırılsa da, pek çok eleştirmen Kolera Günlerinde Aşk’ı şöyle görüyor: Marquez’in kendisi için belirlediği hedefi ustaca gerçekleştiren inandırıcı ve güçlü bir aşk hikayesi olarak: daha önce hiçbir saygın yazarın başaramadığı bir yaştaki iki insan arasındaki aşk hakkında bir hikaye.
Kitabın Özeti
Kolera Günlerinde Aşk, Dr. Juvenal Urbino’nun ölümü ile başlar. Yaşadığı Karayip şehri için çok şey yapmış son derece başarılı bir doktor olan Dr. Urbino’nun ölümü şehir üzerinde büyük bir etki yaratıyor. En çok etkilenen iki kişiden biri, dul eşi Fermina Daza ve elli bir yıldır doktorun ölmesini bekleyen Florentino Ariza’dır. Florentino, Fermina’nın ilk aşkıdır; gençken, dört yıllık bir süre boyunca, neredeyse her gün postayla yazışmış, Florentino’ya göre büyük aşk yaşamışlardır. Ama babasının Florentino’yu unutması Fermina’yı çıkardığı geziden döndükten sonra Fermina, Florentino’ya karşı hiçbir şey hissetmediğini ve ona olan sevgisinin sadece bir yanılsama olduğunu anlamıştır. Florentino çaresiz kalır ve Fermina’nın Dr. Juvenal Urbino ile evleneceğini öğrendiğinde ise zamanı geldiğinde Fermina’yı geri kazanabilmek için, Dr. Urbino’nun ölmesini beklerken elinden geldiğince başarılı olmaya yemin eder.
Planını takip eden Florentino, ölmüş babasının nehir teknesi şirketinde bir iş bulur. Fermina’ya olan bitmeyen bağlılığı ve arkadaşı Leona’nın yardımı sayesinde zirveye yükselmeyi başarır. Fermina’ya karşı duyduğu acıyı yumuşatmak için bir çok ilişki yaşar. Hayatı boyunca 622 aşk ilişkisi olmuştur. Ancak tüm bunlar boyunca Fermina’yı asla unutmaz, kendisinin ve Fermina’nın yaşlandığını gördükçe de zamanının tükeneceğinden korkarak panik yaşar.
Bu sırada Dr. Urbino ve Fermina rahat bir evlilik sürdürmektedir. Birbirlerini mükemmel bir şekilde anlarlar ve birbirlerine tamamen bağlıdırlar, ancak aşkları mükemmel değildir. Fermina, ev düzeni ve temizlik konusunda mükemmellikten çok uzaktır. Ayrıca Dr. Urbino, dört ay boyunca bir hastaya aşık olur ve bu suçluluk duygusu onu çok etkiler. Aslında çift çoğunlukla mutludur – ve kesinlikle toplum içinde mutlu görünüyorlardır. Dr. Urbino öldüğünde Fermina perişan olur. Florentino, Dr. Urbino’nun nöbette olduğu bir zaman Fermina’ya yaklaşıp ona ölümsüz aşkını ilan ettiğinde, Fermina iğrenir ve onu dışarı atar.
Ancak Florentino, bu kadar kolay pes edemeyecek kadar uzun süre beklemiştir. Fermina’dan nefret ve öfke dolu bir mektup alana kadar haftalarca umutsuzluğa kapılır. Bu mektubu ona cevap yazmak için bir fırsat olarak değerlendirir ve daha önce yazdığı hiçbir şeye benzemeyen, yaşam, aşk, yaşlanma ve ölüm üzerine mektuplar yazmaya başlar. Fermina bu mektuplardan etkilenir, bu yüzden onları geri göndermez. Kocasının ölüm yıldönümünde onu anma ayininde gördüğünde, orada olduğu için Florentino’ya teşekkür eder.
Sonraki yıl boyunca Florentino ve Fermina, haftalık ziyaretler ve sık mektuplar yoluyla yavaş yavaş bir dostluk kurarlar. Birkaç kişisel sıkıntı yaşayan Fermina uzaklaşmak ister ve Florentino Ona bir nehir teknesi gezisine çıkmalarını önerir. Fermina kabul eder ve birlikte yolculuğa çıkarlar. Teknedeyken ilişkileri yavaş yavaş gelişir. Teknenin yakıtı bitip, aşırı sıcakta bir hafta boyunca hareketsiz kaldıkları sırada aşkı bulurlar.
Tekne son durağına ulaştığında, Fermina tekneye binen eski arkadaşlar tarafından görünmekten korkar. Florentino görülmemek için çözüm arar, bu yüzden Florentino kaptanla konuşur ve gemiye “gemide kolera var” uyarısı veren sarı bir bayrak çekmeye karar verirler. Böylece eve huzur içinde seyahat etme özgürlüğüne sahip olacaklardır. Geri dönüş yolculuğu harikadır, ancak ikisi de varmaktan sanki bir tür ölümmüş gibi korkarlar. Kaptanla tekrar konuşurlar ve birlikte asla geri dönmemeye karar verirler – sonsuza kadar sarı bayrak sallayarak tekneleriyle nehirde yelken açmaya devam edeceklerdir.
Karakterler
Fermina Daza
Dr. Urbino’nun karısı ve Florentino Ariza’nın ilk ve son aşkı. Fermina Daza dik başlı, gururlu, tutkulu ve çoğu zaman öfkelidir. Aynı zamanda, evlendiği üst sınıfın kapalı saflarında bile güzelliği, zarafeti ve dürüstlüğü nedeniyle şehirde son derece saygın bir kişidir. Urbino’nun ölümünden sonra hayatının büyük bölümünün onun karısı olmakla tanımlandığını fark eder ve Florentino Ariza’ya aşık olmasını sağlayacak bir bağımsızlık bulur.
Florentino Ariza
Florentino, hayatı boyunca aşka saplantılı bir adamdır, özellikle elli bir yılı aşkın bir süredir Fermina Daza’ya olan aşkına takıntılıdır. Fermina’nın ilk aşkıdır, ancak gençliği boyunca gizli bir nişan ve yazışmalar sonrasında Fermina onu reddeder ve Fermina hayatını kocasının ölmesini bekleyerek geçirir – bir yandan da birçok aşk ilişkisi sürdürür. O bir şair, Karayipler Nehri Şirketi’nin başkanı ve aşkla ilgili tüm duygusal literatürün sevgilisidir.
