Nuh Tufanı Hikayesinin Özeti, Hz. Nuh’un Gemisi Nerede?

0
Advertisement

Dini kaynaklara göre Nuh Tufanı hikayesi nasıldır? Hz. Nuh’un Gemisi Nerede? Nuh tufanının hikaye şeklinde anlatımı.

Nuh'un Gemisi

Kaynak: pixabay.com

NUH TUFANI

Ak sakallı yaşlı bir adam, denizden, her türlü sudan uzak kırlık bir yerde, dinlenmek bilmeden uğraşıyor, gemi yapmaya çalışıyordu. Yakındaki ormandan kestiği ağaçları yontuyor, kesiyor, biçiyor, büyük bir tekne yapmak için çırpınıp duruyordu. Tek başınaydı. Çevreden gelip geçenler yok değildi ama, hepsi de alay etmek için sesleniyordu ona, yardım etmek, hatırını sormak için değil!

Kimi: “İyiden iyiye şaşırdın, ihtiyar!” deye bağırıyordu. Kimi: “Demek peygamberlikten vazgeçtin?” diye alay ediyor, kimi de: “Ne oldu, ihtiyar? Şimdi de dülgerliğe mi başladın?” diyordu.

Ak sakallı ihtiyar bu olaylara çok defa karşılık vermiyor, yalnız, arada-bir: “Bizim de eğleneceğimiz zaman gelecektir!” diye söyleniyordu.

Bu ak sakallı ihtiyar Hz. Nuh’tu; Hz. Adem’den sonra gelen ikinci peygamber. Hz. Adem’den sonra Hz. İdris gelmiş, sonradan Tanrı’nın buyruğuyla diri diri göğe alınmıştı. Ancak, onun göğe alınması üzerine Ademoğulları doğru yoldan ayrılmış, putlara tapmaya başlamıştı. Bunun üzerine, Tanrı onlara Nuh Peygamber’i gönderdi.

Nuh, yıllarca insanları doğru yola getirmek için uğraştı durduysa da kendisine ancak oğullarından üçü —Hâm, Sâm, Yâfes— ile, karısı, bir de yakınlarından birkaç kişi inanıyordu, öyle ki, oğullarından Yâm bile ona inanmamıştı.

Advertisement

Nuh kavmini doğru yola getirmek için çalıştıkça, onlar kendisiyle alay ediyor, işi daha bile ileri götürerek ona eza – cefa etmekten kaçınmıyorlardı. Nuh Peygamber, insanları doğru yola iletmek için yaptığı çalışmalardan umudunu kesince Tanrı’ya yakardı. Bunun üzerine kendisine Tanrı’dan bir buyruk geldi:

—”Gemi yap!

Nuh hemen bir gemi yapımına girişti. Her türlü sudan uzak bir yerde gemi yapmaya çalıştığı için, insanlar onunla alay ediyordu. En sonunda, bin bir zorlukla gemi tamamlandı. Tam o sırada da tufan belirtileri baş gösterdi.

DÜNYA SULAR İÇİNDE

Din kitaplarınca Tufan denilen doğa olayı akıllara durgunluk verecek derecede korkunç bir yağmurdu. Çok geçmeden alçak yerler sular altında kaldı. Halk, ötesini-berisini toplayıp, daha yüksek yerlere doğru kaçışmaya başladı.

Haftalar geçiyor, yağış aynı şiddetle sürüp gidiyordu. En sonunda Tanrı’dan Nuh’a gene bir buyruk geldi:

— “Sana inananlarla birlikte bütün hayvanların birer çiftini gemiye al!

Advertisement

Nuh’un bütün hayvanlardan aldığı birer çift ile karısı, üç oğlu, kendisine inanan birkaç kişi gemiye bindiler. Gemi yükselen suların üzerinde yüzmeye başladı. Geride kalanlar devrilen ağaç kütüklerine sarılmış, azgın sularda boğulmaktan kurtulmaya çalışıyorlardı ama, boşuna! Çok geçmeden, yeryüzünde canlı kimse kalmadı. Nuh’un gemisi ise azgın dalgalar arasında yol alıyordu. Gemide inanılmaz bir barış havası esmekteydi. Aslanla ceylan, kurtla kuzu yan yana durduğu halde, bu yırtıcı hayvanlar her zaman yakalamak için deli oldukları avlarına kötü gözle bakmıyorlardı. Leylek kurbağaya dokunmuyor, yılan tavşanı yutmuyor, kartal, atmaca küçük kuşlarla ilgilenmiyordu.

Günler günleri, haftalar haftaları kovalıyordu. Bütün dünya uçsuz-bucaksız bir deniz olmuş gibiydi. Gemideki insanlar, bir kenara çekilmiş, kendi aralarında konuşarak, Tanrı’ya dua ederek vakit geçiriyorlardı.

En sonunda, sular durulur, dalgalar azalır gibi oldu. Yağmur da artık dinmişti. Yalnız, dört-bir yan gene uçsuz-bucaksız bir deniz halindeydi. Nuh, bir deneme yapmak için, gemideki bir çift güvercini salıverdi. Güvercinler, birkaç saat sonra, dönüp geldiler. Ağızlarında bir zeytin dalı vardı.

Nuh peygamber, bunu görünce: “Artık karaya çıkma zamanımız yaklaştı.” dedi. “Güvercinlerin karayı bulduğu anlaşılıyor.

Hz. Nuh

Kaynak: pixabay.com

NUH’UN GEMİSİ NEREDE?

Gerçekten, kısa bir süre sonra, kara göründü. Nuh’un gemisi Cudi Dağı’na oturdu. Günümüzdeki bütün bilim kaynakları bu dağın Türkiye’mizin doğu bölgesindeki Ağrı Dağı olduğunu kabul etmektedir. Nuh’un gemisini bulmak için Ağrı Dağı’na çeşitli seferler bile yapılmıştır.

Geminin dağa konmasından sonra suların büyük bir hızla çekildiği görüldü. Artık güneş pırıl pırıl parlıyordu. Gökyüzünde bir tek bulut yoktu. Sular iyice çekildikten sonra Nuh Peygamber gemisinin kapılarını açtı. Bütün hayvanlar, tıpkı girdikleri gibi, gene çift çift, büyük bir düzen içinde gemiden çıkarak, bu yeni yurtlarının ufuklarına doğru yürüyüp uzaklaştılar.

Dini inanışa göre, bugün yeryüzünde bulunan bütün insanlar, Nuh’un gemiye binen üç oğlundan türemiştir. Türkler bu üç oğuldan Yafes’in soyundan geldiler. İranlılar, Avrupalılar Sam’ın soyundan türediler. Bu bakımdan onlara Sami denildi. Sudanlılar, Araplar ise, Ham’ın soyundan geliştiler; onlara da Hami denilir. Dünyada hiç insan kalmamışken, insanların yeniden türemesine yardımcı olduğu için Hz. Nuh’a “İkinci Âdem” adı verildi.

Öte yandan, hayvanlar da kendi yaşamalarına uygun köşeleri bulmuş, çoğalmaya başlamışlardı. Böylece dünya yeniden canlılarla doldu, yeniden şenlendi.

Ağrı Dağı, gerçekten, Tufan’da bütün yeryüzünü kaplayan suların dışında kalabilecek kadar yüksektir. Doruğu deniz yüzeyinden 5.165 metredir.


Leave A Reply