Advertisement
İçinde öfke kelimesi geçen deyimler ve bu deyimlerin anlamları, açıklamaları. Öfke hakkında deyimler ve anlamları.
Öfke İle İlgili Deyimler ve Anlamları Açıklamaları
- “(birinden) öfkesini çıkarmak (almak)”
öfkeli kişi haksız yere ilgisiz birine çatmak: Evde önüne gelenin öfkesini kendisinden çıkarmasına alışıktı. -N. Cumalı. Adamı pataklamadan bırakmazdım, pataklamadıkça öfkemi alamazdım. -R. H. Karay. - “(birinin) öfke topuklarına çıkmak”
çok öfkelenmek. - “öfke yüzü göstermek”
çok sinirlendiğini belli etmek: Hayatında kimseye sert muamele etmedi ve öfke yüzü göstermedi. -N. F. Kısakürek. - “öfkeden deliye dönmek”
fazla sinirlenmek: Torununu gizlice tavan arasında saklamakta olduğunu öğrendiğinde öfkeden deliye dönmüştü. -A. Kulin. - “öfkesi başına sıçramak (çıkmak, vurmak)”
çok öfkelenmek. - “öfkesi kabarmak”
çok kızmak, sakinleşmişken yeniden öfkelenmek, tekrar sinirlenmek. - ” öfkesini kusmak”
kızgınlıkla ağır hakaret etmek. - ” öfkesini yenmek”
iradesini kullanarak öfkesini gidermek. - “öfkeye kapılmak”
çok sinirlenmek, kızmak, hiddetlenmek: Siz gelin de böyle bir adamın herhangi bir öfkeye kapılacağını tahmin edin -Y. K. Karaosmanoğlu.
Ağzını Açıp Gözünü Yummak Anlamı – İle İlgili Cümleler
DEYİMİN ANLAMI: öfke ile, sonunu düşünmeden ağzına gelen bütün ağır sözleri söylemek.
Örnek Cümleler
- *** Yalanını yakalayınca dayanamadım açtım ağzımı yumdum gözümü.
- *** Çöpü evinin önüne attıklarını gören açtı ağzını yumdu gözünü.
- *** Eğer bana bir daha sataşacak olursan ağzımı açar gözümü yumarım ona göre.
- *** Veli toplantısına gelen Sinan’ın annesine öğretmen açtı ağzını yumdu gözünü.
- *** Cenaze sahipleri, cenaze sırasında müziği son ses açan komşularına açtılar ağızlarını yumdular gözlerini.
- *** Daha ben bir şey diyemeden açtı ağzını yumdu gözünü.
- *** Babama akrobasi pilotu olacağımı söylediğim anda açtı ağzını yumdu gözünü artık ne dediğini ne o biliyor ne de ben biliyorum.
Öfke Nedir? Sözlük Anlamı
- “Öfke”
Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap
“Fahri’nin gözlerinde karanlık bir ifade var, umutsuzluk, öfke karışımı bir şey.” – A. Ümit - “öfkesi burnunda ”
Çok öfkeli (kimse)
“Ha bire yenilmekte olduğu için zaten öfkesi burnunda bir altmışaltı tiryakisi kahveyi zamanında getirmedi diye kızıp…” – H. Taner - “öfke baldan tatlıdır ”
“öfkeye kapıldığında bağırıp çağırmak insanı rahatlatır” anlamında kullanılan bir söz - “öfkesi kabarmak ”
çok kızmak, sakinleşmişken yeniden öfkelenmek, tekrar sinirlenmek - “öfkeye kapılmak ”
çok sinirlenmek, kızmak, hiddetlenmek
“Siz gelin de böyle bir adamın herhangi bir öfkeye kapılacağını tahmin edin.” – Y. K. Karaosmanoğlu
Advertisement