Ölüm İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları Açıklamaları, Ölüm Sözleri

2
Advertisement

İçinde ölüm, ölmek geçen, ölüm ile ilgili atasözleri, deyimler nelerdir? Atasözleri ve deyimlerin anlamları ve açıklamaları. Ölüm hakkında sözler.

Ölüm İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları

Arka resim kaynak: pixabay.com

Ölüm İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları

ATASÖZLERİ

  • *** acından kimse ölmemiş
    kişi yoksul olabilir, işsiz ve parasız kalabilir ama aç kalmaz, mutlaka bir geçim yolu bulur.
  • *** aç gezmektense tok ölmek yeğdir
    yoksulluk ölümden de beterdir.
  • *** aç ölmez gözü kararır, susuz ölmez benzi sararır
    yoksulluk insanı öldürmez ama türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır.
  • *** ağaca dayanma kurur, adama (insana) dayanma ölür
    insan yapacağı işte başkalarına değil, kendine güvenmelidir.
  • *** ağlama ölü için, ağla deli için
    yakınlarından biri ölenin acısı zamanla küllenir ancak bir yakını deli olanın acısı hiçbir zaman dinmez.
  • *** ağlama ölü için ağla diri için
    ölüp giden aslında dünyanın bütün dert ve sıkıntılarından kurtulmuştur onun adına üzülmek yersizdir, esas dünyada kalan ve onun sıkıntısını çekenler için üzülmek gerekir.
  • *** anamın (babamın) öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım
    insan en değerli malının karşılıksız olarak elinden gideceğini bilse onu yok denecek kadar az bir paraya satar.
  • *** ananın bastığı yavru (civciv) incinmez (ölmez)
    annenin acı sözü çocuğuna ağır gelmez.
  • *** at ölür, itlere bayram olur
    değerli kimselerden birinin ölümü veya görevden ayrılması, kimi zaman aşağılık kimselerin işine yarar.
  • *** at ölür meydan (nalı) kalır, yiğit ölür şan (namı) kalır
    yaşarken iyi işler yapmalı, iyi bir ad bırakılmaya çalışılmalıdır.
  • *** atın ölümü arpadan olsun
    çok sevilen bir şey yapılırken veya sevilen bir yiyecek yenilirken sonuç kötü de olsa zor veya kötü şeylere katlanılır.
  • *** borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek
    borçlu ve dertli bir biçimde yaşanılmaz; borçtan kurtulmanın yolu onu vermek, onulmaz dertten kurtulmanın çıkar yolu ise ölmektir.
*** borçlu ölmez, benzi sararır
borç kişiyi öldürmez ancak hasta edecek kadar üzer.
  • *** can çekişmektense ölmek yeğdir
    bir işte çeşitli sıkıntı ve üzüntülerle karşılaşıp olağanüstü gayret harcamaktansa o işten vazgeçmek daha iyidir.
  • *** cins kedi ölüsünü göstermez
    soylu kişi, acınacak kötü durumunu kimseye göstermez ve söylemez.
  • *** çengi ölüsü çalgı (daire, tef) ile kalkar
    zevk ve sefa içinde ömür sürmüş bir kimse, en sıkıntılı günlerinde bile bu alışkanlığını bırakamaz.
  • *** deli deliden hoşlanır, imam ölüden
    kişi, kendisine benzeyen veya yarar sağlayacağı kimseden hoşlanır.
  • *** dün öleni dün gömerler
    bir üzüntü sürdürülmemeli, unutulmaya çalışılmalıdır.
  • *** dünya ölümlü, gün akşamlı
    hiçbir durum sürekli değildir, her iyi durumun bir sonu vardır.
  • *** eden bulur, inleyen ölür
    nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
  • *** erkeklik öldü mü?
    haksızlığa karşı koymak, mertlik göstermek gerekiyor.
  • *** eşeğin ölümü köpeğe ziyafettir (düğündür)
    bir kişinin uğradığı zarar kimi zaman bir başkası için çıkar kaynağı olur.
  • *** etme bulursun, inleme ölürsün
    nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
  • *** etme bulursun, inleye inleye ölürsün
    nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
  • *** gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz
    her eve gelin girmeyebilir ama ölüm kesinlikle girer.
*** gem almayan atın ölümü yakındır
söz dinlemeyen hırçın kişi, davranışının büyük zararını görür.
  • *** görmemiş görmüş, güle güle ölmüş
    görgüsüz kişi, günün birinde ummadığı bir şeyi elde ederse sevincinden ne yapacağını şaşırır.
  • *** hangi dağda kurt öldü?
    birisinden beklenmeyen bir davranış görüldüğünde şaşma ve sitem bildirmek için kullanılan bir söz.
  • *** hasta ol benim için, öleyim senin için
    kişi kendisi için bir fedakârlıkta bulunan kimseye karşı sırası geldiğinde daha büyük fedakârlıkta bulunur.
  • *** her zaman eşek ölmez, on köfte on paraya olmaz
    istenilen şeyi kolayca elde etme imkânı ortaya çıkınca fırsat kaçırılmamalıdır.
  • *** herkes kendi ölüsü için ağlar
    hiç kimse başkasının acısını içinde duymaz, onun yüreğini sızlatan ancak kendi acısıdır.
  • *** hısım hısımının ne öldüğünü ister, ne onduğunu
    kardeş, kardeşe zarar gelmesini istemez ama onun kendisinden üstün durumda olmasını da kıskanır.
  • *** hıyar akçesiyle alınan eşeğin ölümü sudan olur
    çok ucuza alınan mal, çürük, işe yaramaz çıkar.
  • *** horoz ölür, gözü çöplükte kalır
    yaşanılmış, alışılmış, erişilmiş bir durum veya makam yitirildikten sonra, göz o durum veya makamda kalır.
*** imam evinden aş, ölü gözünden yaş çıkmaz
bir şey alınması imkânı olmayan yerden, bir şeyler vermesini beklemek boştur.
  • *** insan kendini beğenmezse çatlar (ölür)
    herkes kendini beğenir; bu, kendi aklını beğenmesinin sonucudur.
  • *** iti (köpeği) öldürene sürütürler
    çığırından çıkmış olan bir işin düzeltilmesi, bu işe yol açan kimseye düşer.
  • *** itin ölümü gelirse cami duvarına işer
    herkesin üzerine titrediği, kutsal saydığı şeyi kötüleyen, bozan kimse mutlaka kötü bir sonuçla karşılaşır.
  • *** kara yaslanma kar erir, ere yaslanma er ölür
    insan başkalarından gelecek olan desteğe çok güvenmemelidir.
  • *** karada ölüm yok
    bundan sonra herhangi bir sıkıntı ile karşılaşma ihtimali yok.
  • *** kardeş kardeşin ne öldüğünü ister, ne onduğunu
    kardeş, kardeşe zarar gelmesini istemez ama onun kendisinden üstün durumda olmasını da kıskanır.
  • *** kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur
    bir kimse veya bir şey yok olduğunda değer kazanır.
  • *** kırk yıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş
    salgın ve öldürücü hastalık da olsa eceli gelmeyen ölmez.
  • *** koç yiğit bunalıp ölmez
    insanın sıkıntılı zamanı sürüp gitmez, arkasından iyi günler de gelir.
  • *** kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur
    bir kimse veya bir şey yok olduğunda değer kazanır.
  • *** olacakla öleceğe çare bulunmaz
    insanın alnına yazılmış olan şeyler önlenemez.
  • *** öküz öldü, ortaklık bozuldu (bitti)
    iki ortak veya taraf arasındaki yakınlığın dayandığı sebep yok olduğunda bu yakınlık da çözülür.
  • *** ölenle ölünmez
    çok sevilen birinin ölümünden sonra fazla yas tutulmamalıdır çünkü hayat devam eder.
  • *** ölme eşeğim, ölme (yaza yonca bitecek)
    umutsuz bir bekleyişi anlatmak için söylenen bir söz.
*** ölmek var, dönmek yok!
neye mal olursa olsun bu iş yapılacak, yapılmasından kaçınılmayacak.
  • *** ölmüş de ağlayanı yok
    çok kötülüğe uğramış, desteği ve yardım edeni bulunmayan kişi için söylenen bir söz.
  • *** ölmüş koyun (eşek) kurttan korkmaz
    her şeyini kaybetmiş olan kişinin düşmanına bir şey kaptırmaktan korkusu olmaz.
  • *** ölü evinde ağlamasını, düğünevinde gülmesini bilmeli
    insan içinde bulunduğu çevrenin durum ve koşullarına uygun biçimde davranmasını bilmelidir.
  • *** ölüm bir kara devedir ki herkesin kapısına çöker
    her eve gelin girmeyebilir ama ölüm kesinlikle girer.
  • *** ölüm dirim (kalım) bizim için
    insan nasıl olsa öleceğini düşünmeli, işlerini ona göre düzene koymalıdır.
  • *** ölüm hak miras helal
    ölümün olağan olması gibi mirasın da paylaşılması olağandır.
  • *** ölüm ölüm de, hırlamaya ne borcum var?
    sıkıntı, üzüntü, keder, dert veya yoksulluk çekmektense ölüm daha iyidir.
  • *** ölüm var dirim var
    insan nasıl olsa öleceğini düşünmeli, işlerini ona göre düzene koymalıdır.
  • *** ölüm yüz aklığı (-dır)
    yüz kızartıcı bir yaşantı içinde bulunanların durumunu ancak ölmeleri temizler.
  • *** ölümden öte köy yoktur
    her insan bir gün öleceğini bilmeli, sonu gelmez istekler peşinde koşmamalı, davranışlarını, işlerini bu bilinçle düzene koymalıdır.
  • *** ölüme çare bulunmaz
    ölüm dışında, çaresiz gibi görünen her güç işin bir çıkar yolu vardır.
*** ölümle öç alınmaz
düşmanların ölümünden sevinç duymak insanlığa yakışmaz.
  • *** ölümü gören hastalığa razı olur
    küçük bir zarara uğramayı kabul etmezse çok büyük bir zarara uğrayacağını anlayan kimse, bu küçük zarara katlanır.
  • *** ölümün yüzü soğuktur
    araya ölüm girdiğinde sevgi de, düşmanlık da sıcaklığını yitirir.
  • *** ölürse yer beğensin, ölmezse el beğensin
    çocuğun öldüğünde iyi anılması, yaşarken de beğenilir bir kişi olması için anne baba çocuklarının eğitimine çok önem vermelidir.
  • *** sebepsiz ölüm olmaz
    herkesin ölümü için bir sebep vardır.
  • *** tamah olmasa, müflis acından ölmez
    elinde avucunda bir şey bulunmamakla birlikte küçük kazançları beğenmeyen kişi büyük kazanç hayaliyle geçinir.
  • *** tamah varken müflis acından ölür
    elinde avucunda bir şey bulunmamakla birlikte küçük kazançları beğenmeyen kişi büyük kazanç hayaliyle geçinir.
  • *** vasiyet ölüm getirmez
    üzülecek bir durum meydana gelirse ne yapılacağını şimdiden kararlaştırmak o üzücü durumun gelmesine yol açmaz.
  • *** vurduğunu öldür, yedirdiğini doyur
    yaptığınız iş, amacın gerçekleşmesini sağlayacak nitelikte olmalıdır.
  • *** yatan (hasta yatan) ölmez, eceli yeten ölür
    hasta olan eceli gelmemişse ölmez; sapasağlam biri de eceli gelmişse sağlıklıyken ölüverir.
  • *** yatan ölmez, yeten ölür
    hasta olan eceli gelmemişse ölmez; sapasağlam biri de eceli gelmişse sağlıklıyken ölüverir.

Olacakla Öleceğe Çare Bulunmaz:

ANAFİKİR: Ölüm gibi, alınyazısında olan şeylerin de önüne geçilemez.

insanoğlu var olduğundan beri ölüme çare aramış durmuş, ancak hiçbir sonuç alamamıştır. Yapabildiği tek şey hastalıkların önüne geçmek, hastalıktan olan ölümlere çare bulmak olmuştur. Bu, ölümü yendiği anlamına gelmez. Çünkü ölüm yalnız hastalıklı insanlara gelen bir olay değildir. En sağlıklı bir insanın bile bir anda ölüp gittiği görülmektedir. Hepsine birer neden uydurmaktayız ancak, ölümün nedenlerini ortadan kaldıramamaktayız. Alınyazısı da ölüm gibi çaresi bulunmayan, önüne geçilmeyen şey olarak kabul edilmektedir. İnancımıza göre kader vardır, önüne geçilmez. Yalnız her şeyi kadere yorumlayıp miskin miskin oturmak da insana yakışmaz. Kaderi beklemeden yaşamak, yapılması gerekenleri yaparak yaşamak insana yakışan yaşama biçimidir.

Eden Bulur İnleyen Ölür:

ANAFİKİR : Başkasına kötülük eden, mutlaka kötülük bulur.

İnsan kendisine nasıl davranılmasını isterse, başkasına da öyle davranmalı. Çünkü başkasının davranışını, kendi davranışı belirler. Başkasına iyilik ettiği taktirde iyilik, kötülük ettiği taktirde kötülük bulacaktır, iyilik olsun, kötülük olsun bir gün mutlaka insanın karşısına gelir. Kimse ettiği kötülükle de kalmaz. Bunu böyle bilen, kendi davranışlarını ayarlar, elinden geldiğince iyilik yapar, kötülükten kaçınır. Acılar içinde inleyen kişinin ölmesinin kaçınılmaz olduğu gibi, edenin de ettiğini bulması kaçınılmazdır.

Ölenle Birlikte Ölünmez:

ANAFİKİR : Ölenin arkasından üzülmek durumu değiştirmez.

Advertisement

Ölüm her insanı bekleyen bir sondur. Doğumun olağan karşılandığı gibi ölümün de olağan karşılanması gerekir. Ancak bütün bunlara rağmen çok sevilen bir kişinin ölümünü insan kolay kolay kabullenmek istemez. Ardından, üzülür ağlar. Bu üzüntü kişinin sevgisine göre de değişebilir. Üzülmek belki elde değildir, ama kişinin kendisini hırpalayacak, sağlığını bozacak derecede üzülmesi doğru bir hareket değildir. Çünkü hiçbir üzüntü, ölen kişiyi geri getirecek güce sahip değildir.

DEYİMLER

  • *** acından ölmek
    1) çok acıkmak; 2) aşırı derecede yoksul olmak.
  • *** açlığını öldürmek
    açlık duygusunu yatıştırmak: “Kaldırılmış harman yerlerinden buğday toplayıp açlığımızı öldürdük.” -O. Kemal.
  • *** açlıktan ölmek
    dayanılmaz derecede acıkmak, çok acıkmak.
  • *** açlıktan ölmeyecek kadar
    çok az: Açlıktan ölmeyecek kadar yiyor.
  • *** (birinin) öl dediği yerde ölmek, kal dediği yerde kalmak
    onun sözünden çıkmamak.
  • *** eceliyle ölmek
    olağan sayılan herhangi bir biçimde ölmek.
  • *** gâvur ölüsü gibi
    çok ağır ve hantal: “Gâvur ölüsü gibi yemek masası, ona benzer büfe, kasvetli.” -E. Işınsu.
  • *** gün geçirmek (öldürmek)
    boş şeylerle vakit geçirmek.
  • *** hazır mezarın ölüsü
    şaka her hizmeti başkalarından bekleyen tembeller için söylenen bir söz.
*** it ölüsü gibi
çok ağır.
  • *** kahrından ölmek
    1) çok üzülmek; 2) aşırı üzüntü, ölümüne neden olmak.
  • *** kör itin öldüğü yer
    çok uzakta olan yer: “Sabah sabah kör itin öldüğü yerlerde işim yok.” -O. Kemal.
  • *** kürünü öldürmek
    hlk. gururunu kırmak, güçsüzlüğünü kabul etmek.
  • *** meraktan ölmek
    çok kaygılanmak.
  • *** ölü gibi
    1) hiç kımıldamadan: “Arkadaşlarım ölü gibi uyuklarken, ben sabahlara kadar dans ediyordum.” -R. N. Güntekin. 2) kımıldamayan, hareketsiz.
  • *** ölü gözü gibi
    sönük, fersiz (ışık).
  • *** ölü gözü kadar
    çok az: “Üç yıldır bizim oralarda kuraklık var. Hele bu yıl ölü gözü kadar rahmet görmedik.” -R. N. Güntekin.
  • *** ölü gözünden yaş ummak
    hiç olmayacak yerden, mümkün olmayan durumda yardım veya destek beklemek.
*** ölüevi gibi
üzüntülü, sessiz.
  • *** ölüm Allah’ın emri
    1) “herkes ölecek, ölmek kaçınılmazdır” anlamında kullanılan bir söz; 2) tehlikeli bir karar verme durumunda “ölümden korkmuyorum, ölümü bile göze alıyorum” anlamında kullanılan bir söz: Ölüm Allah’ın emri, bu işi yapacağım.
  • *** ölüm döşeğinde olmak
    son anlarını yaşamak: “Avrupa medeniyeti de ölüm döşeğindedir ama bu ölüme bir türlü katlanamaz yazarın gönlü.” -C. Meriç.
  • *** ölüm gibi
    çok büyük sıkıntı, üzüntü: “Sürgün benim için ölüm gibi bir şey olmuştu.” -R. N. Güntekin.
  • *** ölüm kalım meselesi (savaşı) yapmak (olmak)
    yok olmamak amacıyla mücadeleye girişmek: “Kurtuluş Savaşı’nda bir ölüm kalım savaşı içinde idik.” -H. Taner.
  • *** ölüm sessizliği çökmek
    yoğun ve derin bir sessizlik kaplamak: “Masanın başına oturduğum zaman ortalığa gerçekten ölüm sessizliği çöktü.” -R. N. Güntekin.
*** ölüme koşmak
kendisini bile bile tehlikeye atmak.
  • *** ölümle burun buruna gelmek
    ölümle sonuçlanabilecek çok büyük bir tehlike ile karşılaşmak.
  • *** ölümle pençeleşmek
    can çekişmek.
  • *** ölümü gör (öp)
    bir konuda karşısındakini ikna etmek için kullanılan yemin sözü: “Sevim, Beyhan’ın ölümü öp diye ısrarla getirdiği pastasından bir dilim yedi.” -H. Taner.
  • *** ölümü göze almak
    elde etmek istediği sonuç uğruna ölüm de dâhil her türlü tehlikeye açık olmak: “Daha İstanbul’da iken buna ahdetmiş, bu yolda ölümü göze alarak Anadolu’ya çıkmıştı.” -E. C. Güney.
  • *** ölümün soluğunu ensesinde duymak (hissetmek)
    her an öleceğini beklemek, ölüm korkusu ile dolu olmak: “Yüz yaşından daha çok insan ne kadar yaşar ki ölümün soluğunu ensemde duyuyorum.” -Y. Kemal.
  • *** ölümüne susamak
    ölümle sonuçlanabilecek davranışlarda bulunmak: “Ölümüne susamış kimse meydana çıksın.” -O. V. Kanık.
  • *** ölüp ölüp dirilmek
    çok sıkıntı, acı çekmek veya çok ağır hastalık geçirmek: “Çünkü çiçek kokusu. Proust’un tıknefes nöbetlerinde ölüp ölüp dirilmesine yol açarmış.” -S. Birsel.
  • *** ölür müsün, öldürür müsün?
    çok kızılacak bir terslik karşısında kalındığında söylenen bir söz.
  • *** ölüsü bile yetmek
    en zayıf olduğu durumda bile başarılı olmak.
  • *** ölüsü ortada kalmak
    cenazesini kaldıracak kimse bulunmamak.
  • *** ölüyü güldürmek
    çok güldürmek: “Nadide Hanım, ilahi kadın nereden de bulur? Vallahi ölüyü güldürür, derdi.” -R. N. Güntekin.
*** ört ki ölem
çok önemli şeyleri elde edemeyen kişilerce “Nasıl yaşarım?” anlamında kullanılan bir söz.
  • *** üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi
    1) tembel, uyuşuk, cansız, miskin; 2) çok derin bir biçimde.
  • *** üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi
    üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi: “Aldım eve getirdim kuşu. Başka zaman olsa üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi uyurdum. Gece uyku girmedi gözüme. Arada bir uyanıp kuşa baktım.” -T. Dursun K.
  • *** vakit öldürmek
    zamanı yararsız, gereksiz işlerle veya iş yapmadan geçirmek: “Fakat sandal sahibi olur olmaz zaten yarı keyif, yarı kazanç için vakit öldürdüğü balıkçılık sanatında karar kılmıştı.” -S. F. Abasıyanık.
  • *** vur dediyse öldür demedi
    bir dileği yerine getirirken aşırılığa düşen için söylenen bir söz.
  • *** zaman öldürmek
    boş şeylerle vakit geçirmek.

Ört Ki Ölem

Anlamı; Bu deyim, “Artık elimden bir şey gelmez koyver gitsin, benim derdimin dermanı yok..” diyenlerin, ümitsiz durumlarını anlatmak için kullanılır.

Hikayesi; Cimriliği ile meşhur bir zengin, gıdasızlıktan hastalanmış. Halk arasında “Varyemez” diye adlandırılan ve kendi canına acımayan bu pintiye oğulları acımış, doktor getirmişler. Doktor muayene ettikten sonra kuvvetli gıdalar tavsiye etmiş. Pirzola, tereyağı, reçel, yumurta, süt, kaymak, muhallebi vesaire yemezse ölür demiş. Küçük oğlu, doktorun tavsiye ettiği bu yiyecekleri almak için, babasından para istemiş.

Dermansız, mecalsiz, oğlunun yüzüne bakan Varyemez: “Hele oğul, ört ki ölem, öyle pahalı yaşamaktansa, böyle ucuz ölmek daha iyidir…” demiş.


2 yorum

  1. Nuri Hakan Tataroğlu on

    ÖLÜYOR

    AYVA SARARIYOR
    TAZE DUT KARARIYOR
    SİNİRLİ KİŞİ BAĞIRIYOR
    EŞEK AHIRDA ANIRIYOR
    NEŞELİ OLANLAR GÜLÜYOR
    YARALILAR KAN ARIYOR
    ALIŞVERİŞ YAPANLAR ELBİSE ALIYOR
    KİMSESİZLER YALNIZ KALIYOR
    TATİLDE GEZENLER TEMİZ HAVA SOLUYOR
    KÖYDE KIZLAR HALI DOKUYOR
    AKILLI TÜCCARLAR ZENGİN OLUYOR
    BİLGİLİ KİŞİLER ÇOK KİTAP OKUYOR
    UYKUSUZLUK VÜCUDU YORUYOR
    SUSUZ KALAN BİTKİLER KURUYOR
    ŞİŞMANLAR FAZLA YEMEK YİYİYOR
    ECELİ GELENLER ÖLÜYOR……

    Ankara,11.7.2020.gezgin bezgin sezgin gurme halk ozanı aşık yazar araştırmacı yazar (Koca Hoca) NURİ HAKAN TATAROĞLU (birfanizat) tarafından yazılan özgün özel güzel bu şiirin okunmasını tavsiye ederim, yorumları beklerim.

Leave A Reply