Omurgalıların Böbrek Tipleri ve Özellikleri Nelerdir?

0
Advertisement

Omurgalılarda görülen böbrek tipleri ve özellikleri nelerdir? Omurgalılarda boşaltım sistemi, boşaltımın evrimsel gelişimi hakkında bilgi.

OMURGALILARIN BÖBREK TİPLERİ

Omurgalılarda üç türlü böbrek görülür: 1) Pronefroz böbrek 2) Mezonefroz böbrek 3) Metanefroz böbrek

Pronefroz Böbrek

Omurgalılardan balık ve kurbağaların embriyolarında görülür. Hiç bir ergin omurgalıda görülmez. Bu tür böbrek, yan yana sıralanmış nefridyumlardan oluşuktur. Nefridyumların kirpikli hunilerinin karşısında kılcal damar yumağı (glomerulus) bulunur.

Glomeruluslardan kirpikli hunilere kandaki artık maddeleri geçer. Nefridyumlar ortak bir kanalla dışarıya açılır. Buna Müller kanalı denir.

Mezonefroz Böbrek

Balık ve kurbağalarının erginleriyle, sürüngen, kuş ve memelilerin embriyolarında görülür.

Advertisement

Bu böbrek tipinde, nefridyumların ucundaki kirpikli huniler, bowman kapsülü biçimini almıştır. Bowman kapsülleri ortak bir kanala bağlıdır. Buna Wolf kanalı denir. Wolf kanalı; balık ve kurbağalarda, boşaltım kanalı görevinin yanında sperm taşınmasında da iş görür. Yani erkek üreme kanalı olarak da görev yapar.

Dişilerde Wolf kanalı, yalnız boşaltım artıklarını atar. Dişi üreme hücreleri, yani yumurta hücreleri ise pronefroz kalıntısı olan Müller kanalıyla dışarı atılır.

Metanefroz Böbrek

Sürüngen, kuş ve memelilerin erginlerinde görülen böbrek tipidir. İncelediğimiz insan böbreği metanefroz böbrektir. Metanefroz böbrek çok sayıda nefronun bir araya gelmesinden oluşur.

Sürüngen, kuş ve memelilerin dişilerinde Müller kanalı gelişerek yumurta kanalını (ovidukt), döl yatağını (uterus) ve vajinayı oluşturur. Sürüngen, kuş ve memelilerin erkeklerinde ise Müller kanalı körelmiştir. Wolf kanalı gelişerek, spermlerin atılmasını sağlayan sperm kanalını oluşturmuştur.

Balık, kurbağa, sürüngen ve kuşlarda boşaltım ve üreme kanalları kalın bağırsağın son bölümüne (Kloak) açılır. Memelilerde ise üreme ve boşaltım kanalları ayrı bir delikten dışarıya açılır.

OMURGALILARDA BOŞALTIMIN EVRİMSEL GELİŞİMİ

Omurgalıların ataları, bugünkü okyanuslar kadar tuzlu olmayan denizlerde yaşamışlardır. Bu omurgalıların vücut sıvılarının yoğunluğu ile denizinki aynıdır. Bu ilkel organizmaların boşaltım sistemlerinin, toprak solucanındaki nefridyumlara benzediği kabul eder.

Advertisement

Daha sonraları, ilkel omurgalıların bazıları tatlı su ağızlarına göç etmişlerdir. Bu yüzden vücuda osmozla su girmiştir. Bu suyun dışarı atılması gerekir. Bu fazla suyun tekrar süzülmesini sağlayan bir sistem gelişmiştir. Bu sistem, glomerulus ve Bowman kapsülünden, yani nefrondan oluşmuştur.

Tatlı suda yaşayan bu canlıların bir başka problemleri de ise ortamdan dışarıya tuz çıkmasıdır. Vücuttaki tuz miktarı; solungaçlardan aktif taşıma ile tuz alınarak dengede tutulur.

Bazı tuzlu su balıklarının hücreleri, dış ortamla osmotik denge halindedir. Vücut ve dış ortamdaki su konsantrasyonu hemen hemen eşittir.

Denizde yaşayan kemikli balıkların çoğunda ise osmotik denge olmadığından vücuttaki su dışarı çıkma eğilimindedir. Kaybedilen su yutularak geri alınır. Bu kez, suyla yutulan tuzun atılması sorunu ortaya çıkar. Fazla tuz solungaçlardan atılır. Bu balıklar fazla tuzu idrarla atmaya kalksalardı, çok su kaybederlerdi. Kemikli balıklarda çoğunlukla glomerulus gelişmediğinden, fazla idrar oluşturulmaz. Çünkü artık maddeler kandan kanalcıklara aktif taşıma ile alındığından kanalcıklarda dışarı atılacak kadar su birikmez. Yani idrar oluşmaz. Bu özellik, su kaybını azaltan bir adaptasyon örneğidir.

Görüldüğü gibi kara ve deniz hayvanlarında iki farklı boşaltım sisteminin gelişmesi, böbreğin esas görevinin iç çevrenin devamlılığını (homeostazis) sağlamak olduğunu gösterir.


Leave A Reply