Ortaçağdan Günümüze İtalyan Edebiyatı Önemli Eserleri ve Sanatçıları

0
Advertisement

Orta Çağdan günümüze İtalyan edebiyatı, önemli eserleri, yazarları, şiirleri, İtalya Edebiyatındaki akımlar, gelişmeler ile ilgili bilgi.

İtalyan Edebiyatı öteki Roman ülkeleri edebiyatlarından daha geç başlar. Bunun nedeni kilise gelenekleri yüzünden İtalyan halk dilinin (Volgare); Latince, Provence lehçesi ve Fransızca karşısında ancak 13. yüzyılda tutunabilmiş olmasıdır. 13. yüzyılda yukarı İtalya’da şairler İtalyanca yerine Provence dilini yeğliyorlardı. Sicilya’da ise İtalyanca konuşma dilinde aşk şiirleri yazıldı sone biçimi bu okulun yaratıcısıdır. Sicilya Şairler Okulu’nun tutumu, Kuzey ve Orta İtalyalı şairlerce sürdürüldü. Bunu Toskana’da oluşan yeni aşk şairleri yönelimi izledi. Provence şiirinin aşk anlayışı, yerini ülkücü-gizemci bir aşk düşüncesine bıraktı. Bu çağın düzyazısı çoğunlukla Latince ve Fransızcadan çevirilerden oluşuyordu. Öykücülük de daha bu yüzyılda Novellino adlı derlemelerle ilk adımlarını attı. 14. yüzyıla üç büyük şair, Dante, Petrarca ve Boccaccio egemen oldu. Dante’nin lirik şiirleri (Rime) dölce stil nuova’ya dayanır. Sonraları (1555’te) “Tanrısal” adı verilecek olan alegorik eğitici şiiri Commedia Batı Edebiyatının doruk noktalarından biri sayılır.

Dante Alighieri

Dante Alighieri

Petrarca’nın şiirleri yüzyıllar boyunca İtalya’nın ve Avrupa’nın şairlerine örnek oldu. Ama o, klasik çağ araştırmalarını yeniden canlandırmanın (insancılık: hümanizm) öncüsü kimliğiyle de önemlidir, Petrarca’nın Latince eserleri zamanın tüm sanat biçimlerini (destan, inceleme, araştırma yazısı (trete, tractatus) diyalog, mektup, vb) kapsar. G. Boccaccio, İl Decamerone adlı öyküler derlemesiyle (100 öykü) gerçek İtalyan sanatsal düzyazısını yarattı ve aynı zamanda Antik Çağ yazarlarının incelenmesi yönünde önemli çabalar gösterdi. F. Sacchetti 300 öyküsüyle önde gelen bir düzyazı ustası sayıldı. 15. yüzyılın ikinci yarısında Lorenzo de Medici yönetimindeki Floransa, sanat ve edebiyatın merkezi oldu. Platon’un eserlerinin incelenmesine ağırlık veren Akademi de bulunuyordu. İl Panormita denilen A. Beccadeli, Napoli’de bir akademi kurulmasına önayak oldu ve kurulan akademiyi seçkin bir Latince uzmanı olan G. Pontano yönetti. Çağın “evrensel insanı” olan L. B. Alberti herkesi gölgede bıraktı. Alberti’nin della Famiglia (Aile Üzerine) adlı eseri 15. yüzyılın en önemli kültür tarihi belgelerinden biri sayılır. Leonardo da Vinci ilk büyük bilimsel düzyazı ustası olarak da seçkinleşti.

leonardo da vinci otoportre

Kaynak: commons.wikimedia.org

16. yüzyılda halk dili, Latince karşısında kesin bir zafer kazandı ve İtalyan Edebiyatı yeni bir doruk noktasına ulaştı. P. Bembo Toskana lehçesine dayanan bir dil normu oluşturarak Boccaccio’yu düzyazıya, Petrarca’yı şiire dil örneği olarak öğütledi. Bu yüzyılda ilk İtalyan tragedyası oluştu. Commedia dell’Arte Avrupa’nın her yerinde hayranlarını buldu. Düzyazıda da tüm türler yeni doruk noktalarına ulaştılar. P. Aretino mektupları ve özellikle yergileriyle çekinilen, ateşli kalem kavgalarına girişti. Machiavelli Pirincipe (Prens) 1513 adlı eseriyle çağdaş devlet öğretisini başlattı.

17. yüzyılın kalıcı eserlerinden biri G. Basile’nin Napoli lehçesiyle kaleme aldığı fabllar derlemesidir.

18. yüzyılın önemli başarıları daha çok tiyatro ve opera alanında görüldü. C. Goldoni, V. Alfieri ve P. Metastasio dönemin ünlü yazarlarıdır.

Advertisement

19. yüzyıla ulusal birlik düşüncesi damgasını vurdu. Bu akımın öncüleri arasında filozof V. Gioberti bulunur. V. Monti ve U. Foscolo gibi şairler aydınlanmacılıktan romantizme geçişi gerçekleştirdiler. Foscolo’nun mektup-romanı ve şiirleri, kendisini 19. yüzyıl İtalyan Edebiyatı’nın en büyük temsilcilerinden biri yaptı. Yergisel şiir politikanın hizmetine verildi (G. Giusti). Bu çağın dramatik eserleri önemsiz kalırken, F. de Sanctis romantik edebiyat eleştirisine en büyük katkıyı yaptı. Yüzyılın ikinci yarısında şiir G. Carducci’nin egemenliğindeydi. P. Pascoli yeni bir tür kırsal-idilsi şiiri yarattı. Roman sanatı A. Fogazzaro’nun psikolojik romanları ve E. de Amicis’in gençlik için yazdığı romanlarla parlak bir gelişme gösterdi. İtalyan doğalcılığı sayılan verismo’nun önderi olan yazar G. Verga hepsinden ünlüdür.

Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda İtalya’da gelecekçilik (fütürizm) oluştu. Şiirde İkinci Dünya Savaşı’na kadar Fransız simgeciliğine ve gerçeküstücülüğe yakın bir akım belirleyici oldu. Başka şairler ikinci Dünya Savaşı sonrasında yaşama ve gerçekliğe daha yakın bir tutum içine girdiler. Özellikle “Dördüncü Kuşak” şairleri giderek daha kararlı biçimde güncel ahlak, toplum, politika sorunlarına karşı tavır koydular ve bilinçli olarak zaman zaman düzyazıya yaklaşan bir dil kullandılar. Ungaretti ile Montale’nin yanı sıra yüzyılın ilk yansının en önemli şairi sayılan U. Saba kendi yollarında yürüdüler. İki savaş arasındaki İtalyan yazarları çok sayıda çevirilerle uluslararası düzeyde tanındılar. İ. Svevo psikiyatrik anlatım tekniğinin öncüsü olarak ölümünden sonra ün kazandı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra birçok romanda güncel gerçeklik tüm çıplaklığıyla betimlendi. A. Moravia’nın toplum eleştirel psikolojik romanlanyla V. Pratolini, C. Levi, C. Alvaro ve İ. Silone’nin belirli toplumsal sorunlara dayanan eserleri verismo’ya bağlanmayı düşündüler. Ülke içinde ve dışında en büyük başarıyı C. Malaparte, G. Guareschi ve Alba da Cespedes’in romanları kazandılar. İgnazio Silone acı köy gerçeklerini dile getirdi. G. Testori, P. Volponi, G. Balestrini, S. Strati eserlerinde savaş sonrasının endüstrileşmiş İtalya’sının Yeni Gerçekliğini işlediler. 1950’li yılların sonunda anlatı alanında Yeni Gerçekliğe tepkinin belirtileri görülmeye başlandı; zengin düşlem gücünü yeğleyen sanat anlayışı giderek önem kazandı. L. Sciascia eserlerini İtalya’nın ve özellikle memleketi Sicilya’nın politik ve toplumsal durumuna adadı. Çağdaş İtalyan Edebiyatı’nda deneysel yönelimi Gruppo 63 (E. Sanguinetti, E. Pagliaranı, Lancesohi, N. Balestrini, G. Guglielmi, A. Giuliani, R. Barilli) temsil etti. Son yılların en parlak roman başarısını göstergebilimci Umberto Eco Ortaçağı anlatan ilk romanı Gülün Adı (1980) ile kazandı.

İtalyan tiyatrosu Pirandello’dan sonra en önemli oyun yazan sayılan U. Betti’nin ölümünün ardından eşdeğerde bir yazar çıkaramadı.


Leave A Reply