Ortadoğu’da Manda Yönetimlerinin Kurulması Nedenleri Süreci

0
Advertisement

Ortadoğu’da manda yönetimlerinin kurulmasının nedenleri, sürecinde yaşananlar, İngiltere ve Fransa’nın Ortadoğu politikası hakkında bilgi.

Ortadoğu’da Manda Yönetimlerinin Kurulması

Sömürgecilik, bir devletin diğer bir devlet üzerinde maddi ve manevi yönden üstünlük sağlaması ya da kurmasıdır.

Ortadoğu güneybatı Asya’da tarihsel ve kültürel yakınlığı olan ülkelerin oluşturduğu coğrafi bölgedir. Bu tanıma göre Suriye, Irak, İran, Filistin, Suudi Arabistan, Yemen ve Mısır Ortadoğu ülkelerinden bazılarıdır.

Ortadoğu, coğrafi konum olarak, eski dünya kıtalarının merkezi denilebilecek bir bölgedir. Üç kıtanın kesişme noktasında yer alan bu bölge, siyasi, askeri ve ekonomik bakımlardan oldukça önemli bir konumda bulunmaktadır. Bu sebeple, tarihin en eski çağlarından itibaren çeşitli uygarlıklara sahne olmuştur.

Özellikle bölgede çeşitli medeniyetlerin ortaya çıkmış olması, burasını bir çok etnik grubun birbirine karıştığı bir yer durumuna getirmiştir. Bu ise tarihi süreçte siyasi açıdan bölünmüşlüğe, etnik açıdan da kozmopolit bir yapının meydana gelmesine sebep olmuştur.

Advertisement

Adı geçen bölgede, tarih içerisinde genellikle siyasi ve etnik bakımdan birliğin sağlanamaması, bölgeyi zaman zaman bir kaos ortamında sürüklemiştir. Sözü edilen durum da kurulan devletlerin ömrünün kısa olması sonucunu doğurmuştur.

Ancak, Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra huzur ve istikrara kavuşan bölge, bu devletin zayıflamasıyla birlikte, özellikle XIX. yüzyıl sonları ve XX. yüzyıl başlarında tekrar kargaşalı günlerine geri dönmüştür.

Bölgede Osmanlı otoritesinin zayıflamasıyla birlikte, Batılı büyük devletler buraya hakim olabilmek maksadıyla yoğun bir faaliyet başlatmışlardır. Bu çerçevede, özellikle burada yaşayan insanlara karşı, çeşitli oyunlar tertiplenmiş ve bölge halkı mağdur edilmiştir.

Günümüzde de bölgenin karmaşık yapısı ve büyük devletlerin el çekmemesi yüzünden problemleri devam etmektedir. Bunda, özellikle bu gün mevcut olan Ortadoğu devletleri ve haritasının, İtilaf Devletleri’nin I. Dünya Savaşı sırasında verdikleri kararlar ışığında ortaya çıkmasının büyük rolü vardır.

İngiltere ve Fransa’nın Ortadoğu Politikası

Osmanlı Devleti’nin tamamen Almanların eline geçmesinden İngiltere korkuyordu. Çünkü böyle bir durumda İngiltere’nin Uzakdoğu’daki sömürgelerine, yani Hindistan’a, giden yolun güvenliği tehlikeye girecekti. Bunun olmaması yönünde bir politika izleyen İngiltere’nin Ortadoğu ve Osmanlı Devleti’yle ilgili politikalarının esasları şu şekildedir:

  • ***Osmanlı Devleti’ni parçalamak
  • ***Arap memleketlerine hakim olarak, Hindistan’ın güvenliğini sağlamak
  • ***Irak petrollerine sahip olmak
  • ***İslam düşüncesini değerden düşürmek

Son maddeye göre İngiltere, Arabistan içinde bağımsızlıklarını ilan eden yerel yöneticiler ile anlaşarak onlara parasal destek sağlıyordu. Savaşın başladığı günlerde Osmanlı Devleti’nin Almanya’yla yakınlaşmasından tedirgin olan İngiltere, bölgede Osmanlı Devleti’ni ve Müttefiklerini zor durumda bırakmak için Arap dünyasını Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklandırmak istemiş ve Mekke Emiri Şerif Hüseyin’le temasa geçmiştir. Ancak Şerifin Hicaz’ın bağımsızlığını ilan etmek istemesi ve Halifeliğin padişahtan alınması konusunda İngiltere’nin kendisine yardım etmesini şart koşması üzerine İngiltere Şerif Hüseyin olayını askıya aldı. Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesi ile savaşın gittiçe şiddetlenmesi üzerine ingiltere tekrar Şerif Hüseyin’le anlaşma yollarını aramaya başlamıştır. Şerif Hüseyin;

Advertisement

* Bütün Arap Yarımadası ile Suriye’yi ve Irak’ı içine alacak bağımsız bir devlet kurulmasını ve başına da kendisinin getirilmesini istedi, İngiltere, Şerif Hüseyin ile 1916 Ocak ayında yaptığı antlaşma ile kısmen Hüseyin’in isteklerini kabul etti. İngiltere, Şerif Hüseyin ile yaptığı bu antlaşmadan Fransa’yı sonradan haberdar ettiği için aralarının bozulmasını önlemek için Fransa ile 1916’da antlaşma imzaladı.

Antlaşmaya göre; (SYKES – PİCOT)

  • * Beyrut dahil Suriye’nin tüm kıyı bölgesi ile Adana ve Mersin Fransa’nın olacak
  • * Dicle ve Fırat bölgesi İngiltere’nin olacak
  • * Geri kalan topraklarda ise bir Arap devleti kurulacaktı.

Görüldüğü gibi İngiltere hem Şerif Hüseyin’e Suriye’yi vereceğine dair söz vererek hem de buraları bu antlaşmayla Fransa’ya vererek iki yüzlü bir politika takip etmiştir, İngiltere’nin bu iki yüzlü politikası bununla sınırlı kalmamıştır. Necid Emiri ibni Suud ile görüşmelere girişen İngiltere, bu görüşmeler sonunda Suud ile anlaşarak, Suud’un Arabistan ve Basra Körfezi’ndeki bağımsızlığını tanıdı (Oysa ki İngiltere bu topraklarda Şerif Hüseyin’in egemenliğini tanımıştı.)

İngiltere’nin Osmanlı Devleti’ne karşı kendi kontrolünde kukla bir Arap hilafeti yaratmak için kullandığı Şerif Hüseyin, Osmanlı Devleti’ne karşı çıkardığı isyanda başarılı olamayınca yerine oğlu Emir Faysal geçmiştir, İngiltere Faysal ile irtibat kurarak İngiliz ajanı LAWRENCE’yi kendisine danışman olarak atamıştır.

1916’da İngiltere temsilcisi Sir Mark Sykes ile Fransa temsilcisi M. F. George Picot arasında imzalanan söz konusu antlaşma, Osmanlı topraklarını İngiltere, Fransa ve Rusya arasında paylaştırırken, Filistin için de uluslararası bir statü öngörüyordu, işte bu ileride kurulacak olan İsrail Devleti için de ilk adımdı.

İngiltere, Fransa gibi devletler savaş sonrasında Ortadoğu’daki iddalarını güçlendirmek için Yahudiler, Araplar, Ermeniler gibi sözde ezilen halkların savunuculuğunu üstlenmişler.


Leave A Reply