Osmanlı Devletinde Şehircilik Anlayışı

0
Advertisement

Osmanlı Devleti’nde şehircilik anlayışı nasıldı? Osmanlı Devleti’nin kültürünü yansıtan şehirler ve özellikleri hakkında bilgi.

Osmanlı Devletinde Şehircilik Anlayışı

Anadolu’da şehircilik anlayışı, Türkiye Selçukluları dönemine dayanır.

1071 Malazgirt Savaşı‘yla Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı. Anadolu’nun fethine başlayan Selçuklular bir yandan da doğudan gelen göçebe Türkmen gruplarını Anadolu’nun değişik yerlerine yerleştirmişlerdir.

Türklerin eline geçen Anadolu şehirlerinde önce sosyal tesisler kurulmuştur. Bunların en önemlileri kapalı çarşılardır. Sosyal hayat kapalı çaşrılarda yoğunlaşırdı. Ticaret, han, kervansaray, cami, mescit, hamam ve imarethane gibi yapılar kapalı çarşıların etrafında örgülenirdi.

Böylece halk günlük her türlü ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir ortam ve imkana sahip olurdu. Yapılan faaliyetler bayındırlık hizmeti olarak geçmektedir. Bayındırlık hizmetlerinin geliştiği yerde ise Türk nüfusu hızlı artış göstermiştir. Bu durum Anadolu’nun Türkleşmesini hızlandırmıştır.

Advertisement

Türkiye Selçukluları döneminde başkent Konya olmak üzere Kayseri, Sivas ve Erzurum gelişmiş en önemli şehirlerdir. Bu şehirlerden günümüze birçok cami, medrese, han, kervansaray, hükümet konağı, eğitim kurumları ulaşmıştır.

Bu durum günümüze kadar gelen mimari eserlerde estetik, dayanıklılık ve kullanışlılığın ne kadar ön planda olduğunu göstermektedir.

Topkapı Sarayı

Osmanlılar döneminde ise Bursa, İznik, Edirne ve İstanbul Türk kültürünün yansıtıldığı önemli şehirlerdir.

Osmanlılar da, Selçuklular gibi şehirleşmeye ve bayındırlık faaliyetlerine önem vermişlerdir.

Özellikle Balkanlarda yüzlerce cami, kervansaray, yol, köprü, su kemeri ve medrese gibi mimari eserler yapmışlardır.

Bu eserlerle halkın sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasına büyük önem verilmiştir.

Advertisement

Sosyal hayatta köylü ve göçebelerin yanı sıra şehirliler dediğimiz topluluk ta mevcuttu. Şehirde oturanlar geçimlerini ticaret ve el sanatları olarak tanımlanan zanaat dallan ile sağlamışlardır.

Bazı şehirlerimiz uğraşları ve geleneksel el sanatlarıyla ön plana çıkmıştır. Örneğin Sivas’ta çorapçılık, Bursa ve Denizli’de dokumacılık, Tokat’ta bakırcılık gelişmiştir. Günümüzde de bu şehirlerin ekonomisinde de bu meslekler önemini korumaktadır. Bu durum, Türklerde şehir kültüründe süreklilik olduğuna kanıt olarak gösterilebilir.

Osmanlılar İznik şehrini Bizans İmparatorluğu’ndan tekrar geri alınca ilk önce bir külliye ve medrese yaptırmışlardır.

Fethedilen şehirlerdeki eski medeniyetlere ait eserlere dokunulmamış bunun yanında Türk kültürünü yansıtan birçok mimari eser yapmışlardır.

Günümüze kadar gelen ve her şehirde yaygın olan meslek dalları mevcuttur. Bunlar bıçakçılık, çorapçılık, demircilik, bakırcılık, dokumacılık gibi zanaat dalları şehirlerin en önemli meslekleridir. Birçoğu günümüzde hala varlığını devam ettirmektedir.


Leave A Reply