Osmanlı İlmiye Teşkilatı Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Osmanlı İlmiye Teşkilatı (Sınıfı) ile ilgili olarak maddeler halinde genel özelliklerin ve tanımlamaların yer aldığı yazımız.

Osmanlılarda din, eğitim ve adalet işlerine bakanlar alim diye adlandırılır; bu gruba girenlere genel olarak ulema denirdi.

Ulemanın belirli bir kıyafeti vardı. Kendilerine idam cezası uygulanmazdı.

Şeyhülislâm

• İlmiye teşkilatının başıydı.

• Sadrazamdan sonra gelen görevlidir.

Advertisement

• Din işleri, vakıflar, eğitim ve kültür kurumları mahkemeler şeyhülislamın denetimindeydi.

• En önemli görevi fetva vermekti, (fetva: Müftü ya da şeyhülislâmın belli bir konuda düşüncesini belirtmesidir).

Kazaskerler

Şeyhülislamın yardımcılarıydı. Anadolu ve Rumeli olmak üzere iki kazasker vardı. Rumeli kazaskeri daha önemliydi.

Kadılar

Kendilerine getirilen davalara bakarlardı. Kararlar adli defterlere kaydedilirdi.

Kadının verdiği kararı ancak kazasker ya da divan bozabilirdi.

Advertisement

Kadıların, medresenin yüksek bölümünden diplomalı olması şarttı.

Kadıların ticaretle uğraşması yasaktı.

Osmanlı ülkesinde en büyük kadı, Taht Kadısı ya da İstanbul Efendisi diye adlandırılan İstanbul kadısıydı.

Müftü

Müftüler, din temsilcileri ve cami görevlileriydi. XVII. yüzyılda diğer kurumlarda olduğu gibi, ulema tabakası da bozuldu.

Beşik uleması denilen gerçekte ilimle ilgisi olmayan ulemalar türedi.

Kayırma ve rüşvetle ulema olunmaya başlandı.

Zaman zaman ilmiye teşkilâtı içinden bazıları yeniliklere cephe almıştır.

VAKIF SİSTEMİ

Halkın;

– sosyal ve ekonomik hayat seviyesini yükseltmek

– sağlık, eğitim ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak

Advertisement

açısından Osmanlılarda vakıflar, çok önemli roller üstlenmiştir.

Vakıf; bir insanın malından bir bölümünü, insanların iyiliğine olacak bir iş için tahsis etmesidir.

Vakfedecek kişi, vakıf belgesini kadı ve tanıklar huzurunda düzenlerdi. Belirtilen şartlar ışığında yönetilmek üzere vakıfa bir yönetici tayin edilirdi.

Vakıflar yoluyla cami, medrese, mektep, çeşme, yol, köprü, imaret (aşevi) gibi dinî ve sosyal kurumlar inşa edilmiş ve yaşatılmıştır.

Başta padişahlar olmak üzere, hanedan üyeleri, yüksek dereceli görevliler, toplumun seçkin insanları birçok vakıf kurmuşlardır.


Leave A Reply