Osmanlı Sanatı (Kısaca) Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Uzun yıllar boyunca üç kıtaya hükmetmiş olan Osmanlı İmparatorluğu sanatına kısaca bakış. Osmanlı İmparatorluğu sanatı hakkında kısa bilgiler.

minyaturOSMANLI SANATI BÜYÜK ESERLER YARATMIŞTIR

Osmanlı Türkleri sanatta çok ileriydiler. Bu arada ilk gelişen, mimarlık (yapı sanatı) oldu. Osmanlı mimarlığı ilkin İznik’te doğmuş, Bursa’da, Edirne’de gelişmiş, İstanbul’da en olgun çağına ulaşmıştır. O çağda çöküntü halindeki Bizans sanatının mimarlık gelenekleri Osmanlı mimarlığını etkilememiştir. Osmanlı sanatının başlıca mimarlık yapıtları camiler, saraylar, sebiller, çeşmeler’ dir.

XVIII. yüzyıldan sonra, Osmanlı sanatı Avrupa etkisinde kaldı, önceleri, yabancı kalıplar Türk üslûbuna uydurulurdu. Daha sonraları, barok, rokoko gibi Avrupa mimarlık tarzları Türk mimarlığının özellikleriyle işlenmeye başlandı. XIX. yüzyılda ise, Avrupa üslûplarının karışık bir taklidi başladı, İstanbul’daki Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız sarayları bu tarzda yapılardır.

Osmanlılar’ın yetiştirdiği en ünlü mimarlar, Mimar Sinan, Mimar Mehmet Ağa, Mimar Davut, Dalgıç Ahmet Ağa’dır.

İLK OSMANLI RESMİ: MİNYATÜR

Advertisement

Osmanlılar zamanında Türk resmi ancak minyatür alanında gelişmiştir. Bu arada, yazı sanatı (hattatlık) başlı başına bir sanat dalı haline gelmiştir. Minyatür ressamları portreler, tarihî tasvirler, padişahların hayatını anlatan sahneler yaparlardı. Daha sonraları, Avrupa’da resim öğrenimi yapan birtakım ressamlar ortaya çıktı. 1883’te Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi (Güzel Sanatlar Akademisi) açılınca, Osmanlı resim sanatı da gelişmeye başladı.

RESİM, HEYKEL YASAKTI !

Osmanlı Devleti’nde heykelcilik de ancak bu okulun açılmasından sonra gelişmiştir. O zamana kadar Osmanlılar ancak oymacılık’ta ileriydiler. Oymacılığı da, daha çok büyük yapıların süslenmesinde, mezar taşlarında, çeşmelerde kullanırlardı. İslâm dini yasakladığı için, resimden de, heykelden de uzun süre kaçınılmıştır.

Osmanlılar çinicilik, kakmacılık, oymacılık gibi süsleme sanatlarında çok ileriydiler. Hele çinicilik Osmanlılar’ın ulusal bir sanatı haline gelmişti. Bursa, Kütahya, İznik, İstanbul gibi şehirler çinicilikte büyük ün salmışlardı.

İLK TİYATRO: KARAGÖZ

Osmanlılar’ın ilk tiyatrosu Karagöz oyunudur. Bu oyun XV. yüzyıldan XX. yüzyıla kadar büyük rağbet görmüştür. Karagöz oyunu saraylardan köy kahvelerine kadar yayıldı, Türk halk sanatının en canlı dallarından biri oldu.
Daha sonra, Osmanlı sahnelerinde orta oyunu denen oyunu görüyoruz. Bu oyun daha çok, XX. yüzyılda, İstanbul’ da yayılıp gelişmiş, en parlak çağını XIX. yüzyılda yaşamıştır.

Advertisement

Öte yandan, gene XIX. yüzyılda, meddah denen bir başka oyun türü de ortaya çıktı. Meddah sahneye tek başına çıkar, taklitler yaparak, hikayeler anlatarak ahaliyi eğlendirirdi.

Gerçek anlamda ilk Osmanlı tiyatrosunu ise 1860’ta Naum Efendi kurmuştur. 1908’de, ikinci Meşrutiyetin ilanından sonra, birtakım aydınlar Sahne-i Osmaniye adı altında bir tiyatro derneği kurdular. Bu kuruluş, sonradan Darülbedayi adını aldı. I. Dünya Savaşı sırasında büyük zorluklarla karşılaşan Darülbedayi, her şeye rağmen ayakta kaldı; Cumhuriyet’in ilanından sonra da yıllarca Türk tiyatrosunu tek başına temsil etti.


Leave A Reply