Osmanlıda Pençe Nedir?

0
Advertisement

Osmanlı Devleti’nde pençe nedir? Osmanlıda pençe koyma uygulaması nedir, özellikleri ve tarihçesi hakkında bilgi.

Osmanlıda Pençe Nedir?

Osmanlıda Pençe; Osmanlı Devleti’nde Tanzimat’tan önceki dönemde sadrazam, vezir ve beylerbeylerinin resmî belgelere koydukları özel istifli imza. Bu adın verilmesi, daha eskiden kâğıtlara yetkilinin mürekkebe batırdığı elini (pençe) basmasına ya da bu imza biçiminin pençeye benzemesine bağlanır.

Pençe koyma uygulaması 15. yüzyılda başladı. Pençe bazı özellikleriyle tuğradan ayrılırdı. Tuğranın her zaman belgenin üst ortasına konmasına karşılık pençe, kişinin rütbesine ve görevine bağlı olmak üzere, belgenin kenarında, yukarıya, ortaya ya da aşağıya konurdu. Pençeler tek kavisli olurdu (iki ve üç kavis tuğraya özgüydü). Üst uca konan flamaların sayısı kişinin rütbesini (örn. bir, iki ya da üç tuğlu) gösterirdi; ama bunların birer süs olduğu da ileri sürülür.

Pençe, metin Arapça ise genellikle sağ, Batı dillerinde yazılmışsa sol kenarda yer alırdı. Pençe istifinde kişinin adı, pek ender olarak baba adı, “bende”, “paşa” sözcüklerinden biri ya da ikisi, eyalet adı, bazı durumlarda bir dilek sözcüğü bulunurdu. Pençenin bulunduğu kenardan kâğıdın öbür kenarına, satırın bitimine kadar uzanan bir çizgi çekildiğinde buna “kuyruklu pençe”denirdi. Maliyeden çıkan önemli belgelere defterdarın, saray haremiyle ilgili yazılara da darü’s-saade ağasının kuyruklu pençe koymaları yasa gereğiydi. Divan-ı Hümayun’da işlem gören belgelere, karan gösteren bir buyruldu yazılır ve tarih konurdu; bu işleme de pençe adı verilirdi. Sadrazamların buyruldu-lanna pençe koymaları geleneği, 1861’de Keçecizade Fuad Paşa’nın sadrazamlığı sırasında sona erdi. Sadrazamlar bu tarihten sonra adlarını ve unvanlarını içeren sadaret mührü kullanmaya başladılar.

Advertisement

Leave A Reply