Osmanlı’da Tarım ve Ticaret

0
Advertisement

Osmanlı Devleti’nde tarım ve ticaret nasıldı? Osmanlı’da tarım, toprak sistemi, ticaretteki gelişmeler hakkında bilgi.

Osmanlı’da Tarım ve Ticaret

Tarım: Osmanlı imparatorluğu yalnız silâh kuvvetine değil, aynı zamanda ekonomik temellere de dayanmakta idi.

Osmanlı devletinin ekonomisinin temeli topraktı. Halkın çoğu çiftçi ve çobandı. Yeni elde edilen bir memlekette bütün tarlalar, bağ ve bahçeler yazılır, dirliklere bölünerek askerler arasında pay edilirdi.

Dirlik sahipleri, dirliklerinin (tımar, zeamet ve has) verimli olması için uğraşırlar, toprak sahibi olan köylüye gerektiği zaman para, hayvan ve tohumluk vererek gelirin artmasına çalışırlardı. Bazen hükümet de köylüye yardım ederdi. Bununla beraber toprağını üç yıl üst üste ekmeyen köylünün tarlası elinden alınır, bir başkasına verilirdi. Hükümet hiç bir toprağın boş kalmasını istemezdi. Yeni fethedilen bir yere derhal Anadolu’dan göçebeler yollanarak yerleştirilirdi. Bu suretle hem göçebeler toprağa bağlanır, hem de yeni alınan yerlerin boş bırakılmamasına ve yerli halkın Türkleşmesine çalışılmış olurdu.

Osmanlı devletinde çiftçilik hayatı tımar sistemiyle çok yakından ilgili olduğu için bu sistemin düzenli olduğu zamanlarda çok verimli olmuştu. Fakat tımar sistemi bozulduktan sonra toprağa önem verilmez oldu, köylü yardımsız kaldı. Hele hükümet başkentinin kudretini kaybetmesi, yönetiminin bozulması, savaşların uzun sürmesi, Türk köylüsünün sınır boylarında erimesi, memleketin yaşayışını da bozdu. Bu yüzden her yerde haydutluk, soygunculuk, eşkıyalık ve vurgunculuk çoğaldı. İsyan ve ihtilâller Anadolu topraklarım bakımsız ve harap bir hale getirdi. Halk ve köylü bu sürekli isyanlar ve savaşlardan dolayı perişan oldu. Aç ve sefil kaldı. Esasen devlet Anadolu tarafından çok imparatorluğun başka bölgelerine önem vermiş, Anadolu’yu ihmal etmişti.

Advertisement

Ticaret: Osmanlı devleti, XIX. yüzyılın ilk yarısına kadar ekonomik alanda Avrupalılara muhtaç olmamıştı. Bu devirde Osmanlıların Avrupa’dan aldığı şeyler, kadife, ayna, saat ve çuha gibi lüks sayılan eşyalardı.

Osmanlı devletinin coğrafya durumu ticarete elverişliydi. Eskiden Asya’dan gelen kara yolları Anadolu’dan geçer, Akdeniz ve Karadeniz limanlarına inerdi. Ayrıca Kızıldeniz üzerinden Hindistan’la ticaret yapılırdı. Bu yolun en önemli iskelesi iskenderiye şehriydi.

Osmanlı devletinin kurulduğu XIV. ve XV. yüzyıllarda Anadolu’nun Akdeniz ve Karadeniz limanları pek büyük önem taşıyorlardı. Fakat Asya ticaretinin deniz yollarına geçtiği XVI. yüzyıldan itibaren Asya kara yollarının eski önemi kalmadı. Osmanlılar da bu sırada sürekli savaşlarla uğraştıkları için bu yolların yeniden açılmasına önem vermediler. Bu yüzden zamanla, yalnız kendi ürünlerinin ticaretiyle uğraşan bir memleket haline geldiler.


Leave A Reply