Advertisement
P harfi, Türkçede bulunan P harfi ile başlayan eş anlamlı sözcükler, kelimeler listesi ve anlamları. P Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
P Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
- pabuç: ayakkabı, kundura,
- padişah: hükümdar, hakan, sultan.
- paha: değer, fiyat, eder, karşılık,
- pak: temiz, an.
- pakt: antlaşma,
- palavra: uydurma, yalan söz.
- palazlanmak: 1. irileşmek. 2.gelişmek,
- panayır: fuar.
- panel: açık oturum,
- panik: korku, ürkü.
- paralamak: parçalamak,
- paralel: koşut, müvazi, enlem,
- paralı: zengin,
- paramparça: hurdahaş,
- parantez: ayraç,
- parasız: 1. fakir, yoksul. 2.bedava,
- paratoner: yıldırımlık,
- parazit: 1. asalak. 2. cızırtı.
- Parça: 1. bölüm. 2. tane. 3. kısım.
- parçalamak: bölmek,
- parıltı: parlaklık,
- pas: aktarma,
- pasaj: bölüm, parça,
- pasak: kir.
- pasaklı: kirli, dağınık, düzensiz,
- pasif: eylemsiz, edilgin,
- patak: dayak,
- patika: keçiyolu.
- patlama: infilâk,
- patron: işveren,
- pay: hisse,
- paydaş: hissedar,
- paye: aşama.
- payidar: kalımlı, ölümsüz,
- paylamak: azarlamak,
- payitaht: başkent,
- paylaşmak: üleşmek, taksim etmek,
- pedagog: eğitimci,
- peder: baba.
- pehlivan: güreşçi,
- pejmürde: 1. eski püskü, yırtık. 2. dağınık.
- pek az: ender, nadir,
- pek çok: 1. gayet. 2. çok fazla.
- pekiştirmek: 1. sertleştirmek, katılaştırmak. 2. sağlamlaştırmak,
- perişan: 1. zavallı. 2. dağınık,
- perva: korku, çekinme,
- pervasız: korkusuz, çekinmez, sakınmaz,
- peşkir: havlu,
- peşinen: önceden,
- peşin hüküm: önyargı,
- petrol: yeryağı.
- peyda: belli, açık.
- Peygamber: Yalvaç, Resul.
- Peygamberler: Enbiya,
- peyk: uydu.
- peyzaj: görünüm,
- pınar: kaynak,
- pırtı: 1. değersiz, eskice. 2. eşya.
- pısırık: tutuk, utangaç, çekingen, uyuşuk,
- pikap: 1. plakçalar. 2. kamyonet,
- pingpong: masatopu.
- pinti: cimri, eli sıkı.
- pir: 1. yaşlı. 2. iyice.
- pirelenmek: huylanmak, kuşkulanmak, tasalanmak, işkillenmek,
- pirüpak: tertemiz, lekesiz,
- pis: kirli,
- pisboğaz: obur.
- pişdar: öncü.
- pişman: nadim,
- piştov: tabanca,
- piyes: oyun.
- plâj: kumsal.
- plân: düşünce, tasan, düzenek.
- plânlı: hesaplı, ölçülü,
- plâto: 1. düzlük. 2. yayla,
- pohpohlamak: kompliman,
- koltuklamak, övmek, politika: siyaset.
- Polonez: Polonyalı,
- pomat: merhem,
- portatif: taşınabilir,
- posa: artık, poz: duruş.
- pozisyon: durum, konum,
- pozitif: artı, olumlu,
- pozitivizm: olguculuk,
- pratik: uygulamalı,
- prensip: ilke.
- pres: sıkıştırıcı, mengene,
- prestij: itibar,
- problem: sorun,
- prodüksiyon: üretim, yapım, üretme,
- prodüktör: yapımcı,
- projeksiyon: izdüşüm, gösterim,
- projektör: ışıldak,
- proleter: emekçi,
- prospektüs: tarife,
- protesto: ihtarname, reddetme.
- prova: deneme,
- psikoloji: ruhbilim.
- puan: 1. sayı. 2. benek,
- puanlı: benekli,
- punt: fırsat,
- pus: buğu, sis.
- puslu: kapalı, bulanık, donuk,
- pusmak: sinmek,
- putatapar: putperest,
- püre: ezme.
- pürtük: çıkıntı, kabarcık,
- pürüz: 1. engel, güçlük. 2. kabarcık, çıkıntı.
Yorum yapılmamış
padişah, hükümdar, sultan
palazlanmak, varlanmak
para, pul
pasak, kir
payitaht, başkent, başşehir
pek, çok, katı, sert
perde, paravan, zar
pestil, kak
peyk, uydu
pir, ihtiyar, koca
pişe, zanaat
politika, siyaset
puslu, dumanlı