Piyano Nedir? Piyanonun Tarihçesi, Tarihsel Gelişimi

0
Advertisement

Piyano nedir? İlk piyano ne zaman yapıldı? Piyanonun tarihçesi ve tarihi gelişimi ile ilgili genel bilgilerin yer aldığı sayfamız.

Piyano

Piyano, tuşlarına basıldığında harekete geçen çekiçlerin tellerine vurmasıyla ses çıkaran bir çalgı. Tellerin titreşimi, üzerine gerili oldukları eşik aracılığıyla ses tablasına iletilir. Ses tablası sesi büyüterek niteliğini etkiler. Tellere vuran çekiçler tuşların en ucuna dayanan bir düzeneğe bağlıdır. Çekiç ve düzenek “aksiyon”u yani “hareket düzenini” oluşturur. Bu düzenek, çekicin hareketini hızlandırmak, geriye fırlatıldığında çekici yakalamak, sonraki atılım için yerinde tutmak işlevini görür. Çağdaş çekiçler keçe ile kaplıdır.

Piyano
Eskiden çekiçler deri ile kaplanıyordu. Modern piyanolarda tellerin büyük gerilimini karşılayabilmesi için dökme demirden yapılmış bir çerçeve ya da şasi kullanılmaktadır. İlk piyanolarda ise tahta şasiler vardı; bu yüzden de teller pek fazla gerilemiyordu. Modern piyanoların 18. yüzyıl piyanolarından daha gür sesli olmalarının nedeni budur. Ses gücündeki bu artışı biraz da 19. yüzyılda konser salonlarının büyümesi zorunlu kılmıştır. Çoğu piyanoda yer alan sağdaki ses uzatıcı pedal (susturucu ya da güçlü pedal olarak da bilinir), bütün keçe ses kısıcılarını kaldırarak tellerin serbest titreşmelerine olanak verir. Sol pedal çekiçlerin tuş ve aksiyon yönünde hareketlerini engelleyerek her orta ya da tiz ses alanındaki iki ya da üç telden oluşan ses tellerinden yalnızca bir tanesine vurmasını sağlar (bas seslerin telleri tektir). Orta pedal ise genellikle basılan tuşların ses kısıcılarını kaldırarak yukarı konumda tutar.

İlk piyanoyu kimin yaptığı çok tartışmalı bir konudur. Bununla birlikte ilk piyanoyu yapan kişinin Fransa’da yaklaşık 1709’da gravicembalo col piano e forte sini tasarımlayan Bartolomeo Cristofori olduğuna pek kuşku yoktur. Klavye vuruş hareket düzenini kullanan ilk çalgı bu değildir; piyano ilkesi daha 1440’ta biliniyordu. Cristofori 1726’da modern piyanonuh aksiyonunun temellerini saptadı ve onun piyanosunun gelişmesiyle modern piyano ortaya çıktı.

18. yüzyılda, çeşitli biçimlerdeki piyanolar çok geniş kesimlere yayıldı. Daha hafif, daha yumuşak tuşeli, daha ucuz bir çalgıyı tercih eden Alman piyano yapımcıları masa piyanoyu geliştirdiler. Mozart ile Muzio Clementi’nin piyano için beste yapmaya başlamaları üzerine, kendine özgü bir piyano çalış ve besteleyiş üslubu gelişti. Ardından, piyano salon müziğinin, oda müziğinin, konserlerin ve şarkı eşliğinin tercih edilen çalgısı haline geldi.

Yaklaşık 1860’a gelindiğinde evlerde konsol piyano neredeyse bütünüyle masa piyanonun yerini almıştı. İlk konsol piyanolarda. telleri klavye düzeyinden yukarıya doğru yükselen konsol klavsenlerin biçimi benimsenmişti. O yüzden de bu çalgılar çok uzun ve çok şık biçimlerde yapılıyordu. Bununla birlikte John Isaac Hawkins telleri döşeme düzeyinden başlatarak konsol piyanonun boyunu kısalttı ve küçük odalara daha uygun duruma soktu.

Advertisement

Bunu 19. ve 20. yüzyıllardaki gelişmeler izledi. 1862’de 16 ton olarak belirlenmiş olan tel gerimi modern çalgılarda 30 tona çıktı. Bunun sonucu yüksek bir ses gürlüğü ve sostanuto (bir sesi uzatma olanağı) ile, Frederic Chopin, Ludwig van Beethoven, hatta Franz Liszt’in bile bilmedikleri bir tonal spektrum elde edildi. Piyano bütün solo çalgıların en geniş anlatım alanına sahip olanıdır. Ayrıca bak. konsol piyano: masa piyano; otomatik piyano; sokak piyanosu.

piyano

Kaynak: pixabay.com

Piyanonun Tarihçesi

Piyano; Klavyeli, telli, ağır, büyük bir müzik aletidir. Hem esas melodinin, hem de armoninin çalınmasını sağlaması bakımından müzik aletlerinin en zengin seslilerindendir. Müzik aletlerinin arasında aynı imkânları sağlayan yalnız orgla harp vardır.

Piyano, tarih boyunca birçok müzik aletlerinin birbiriyle karıştırılıp geliştirilmesiyle elde edilmiştir. Ortaçağ’da orga klâvye uygulanmış, böylece çalış rahatlığı sağlanmıştı. Piyano da, bu bakımdan, telli bir saza uygulanmasıyla elde edilmiş bir müzik aleti sayılabilir. XIII. yüzyılda «dülsimer» ve «monolord» denen iki müzik aleti vardı. Bunlardan dülsimer üçgen biçimindeki bir kutu üzerine yan yana gerilmiş tellere elle tokmaklar vurularak çalınan, bizim santuru, kanunu andıran bir çalgıydı. XIV. yüzyılda buna klavye uygulanarak «klavisiteryum» denen alet elde edildi. Bu, içi boş bir tahta kasa üzerine gerili tellerle yapılmış bir aletti. Parmakla basılan tuşlar küçük tüyleri harekete getiriyor, böylece tellere dokununca istenilen sesler çıkıyordu.

XVI. yüzyılda bu aletteki bağırsaktan teller yerine madeni teller gerilerek “klavsen”e benzer bir alet elde edildi. Bu, beş oktavlıydı. Zamanla gelişti, klavseni meydana getirdi. Biçim olarak bugünkü kuyruklu piyanolara benziyor, ayrıca sesi uzatacak pedalları bulunuyordu.

1598 yıllarında İtalya’da Modena’da «piano e forte» (yumuşak ve kuvvetli) denen klavyeli bir müzik aleti yapıldı (1709). Bunu yapan Bartolomeo Cristofori (1655-1731) adındaki İtalyan, tüyler yerine, hafif küçük tokmaklar yerleştirmişti. Tuşlara basılınca bu tokmakçıklar harekete geçip tellere vuruyordu. Onun bu çalışmaları başkalarına da istendiği zaman hafif ve tatlı, ya da sert ve kuvvetli sesler çıkartılabilen bir müzik aleti yapmak fikrini verdi. 1716-1745 yılları arasında Almanlar’dan Christian Gottlieb Schroeter, Gottfried Silbermann, İtalyanlar’dan Dominico de Mela da Gagliano, Christian Ernst Frederici gibi bazı kimseler piyanoya benziyen çeşitli müzik aletleri yaptılar.

Piyanonun asıl gelişip bugünkü halini bulması asıl o tarihten sonraki çalışmalarla oldu. Bu arada, Stein sesi yumuşatıcı pedalı piyanoya uyguladı. İlk altı oktavlı piyanoyu John Broadwood 1794’te yaptı. 1796’da Erard ilk «kuyruklu piyano»yu geliştirdi.

Advertisement


Leave A Reply