Pompeii Nerededir? Antik Pompeii Kentinin Tarihi ve Eserlerin Özellikleri

0
Advertisement

Pompeii hangi ülkededir? Pompeii tarihi, nerededir, tarihçesi, eserleri, İtalya Pompeii hakkında bilgi.

Pompeii

Pompeii Antik Kenti ( Kaynak : pixabay.com)

Pompeii; İtalya’da Napoli Yönetim Birimi’nde, Vezüv Yanardağı‘nın güneydoğusunda tarihsel kenttir. Kentte bulunan Madonna di Pompeii Hac Kilisesi önemli bir kutsal ziyaret yeridir. Bölgenin başlıca pazar yerlerinden biri olan kentte Jeofizik Gözlemevi ile Vezüv Müzesi vardır.

Tarihi:

Antik Pompeii Kenti’ne İÖ 7. yüzyıldan başlayarak, önce Osklar, daha sonra Etrüskler ve Samnitler yerleşti. İÖ 80’de bir Roma kolonisi olan kent, bu tarihten sonra, orta tabakadan Romalıların yeğlediği bir yerleşim yeri oldu. Kentin dışında birçok önemli kır villası kuruldu. İS 62’de bir deprem sonucunda yıkılan kent, kısmen yeniden kuruldu. İS 24 Ağustos 79’da Vezüv Yanardağı’nın yeniden püskürmesiyle yaklaşık 12.000-15.000 nüfuslu yerleşme tümüyle lavlar altında kaldı. 1748′ de başlatılan kazılar 1860’tan sonra sistemli ve bilimsel duruma geldi. Yüksekliği kimi yerde 6 m’yi bulan volkan artıklarınca örtülen kentin büyük bir bölümü kazılarak ortaya çıkarıldı. Bu durumuyla Pompeii, Roma erken imparatorluk döneminin zengin bir taşra kentinin yaşamından benzersiz bir görüntü sunar.

Alexander Mozaik, Faun Evi, Pompeii

Alexander Mozaik, Faun Evi, Pompeii (Kaynak : wikipedia.org)

Meydanları, tapınakları, kamu yapılan, mezarları, çeşitli konutları, dükkânları, zanaatçı atölyeleri, ev ve mutfak eşyaları, gündelik araç-gereçlerin yanı sıra küçük haberler, ilanlar, seçim propagandaları, gladyatör şakaları, aşk ilanları, yergi yazıları ve p…ografik çizimlerden oluşan duvar yazıları (graffiti), kentin günlük yaşantısını çok canlı bir biçimde yansıtır. Kent surları içinde güneybatıda üç yanı kemeraltı forum çevresinde yer alan tapınakları, resmi yapılar, ticaret yerleri ve bazilikanın bulunduğu eski kent merkezi bulunur. Güneyde İÖ 6. yüzyıldan kalma bir Dor tapınağının kalıntıları, Büyük ve Küçük Tiyatro, güneydoğuda Amphi-tiyatro ve Büyük Palestra, kentin merkezinde Stabiae Hamamları yer alır. Kentteki evler çoğunlukla atriumludur (orta avlulu). Bu avluların çoğunun döşemesi mozayiklerle bezelidir.

Toponomi (Pompeii İsminin Kökeni Nedir?)

Pompeii yer adının kökeni farklı yorumlara açıktır. Bunlardan başlıcalarından biri, Magna Graecia bağlamında kıyı ile iç kısım arasında ticari bir bağlantı olarak önemli rolü nedeniyle Yunanca pémpo (göndermek) teriminden türeyendir. Pompeii’nin adı, kentin adının türetileceği bir ifade olan Herkül’ü (yani, “Herkül’ün zaferinden”) gösteriş yapmak için on iki çalışmasından dönen mitolojik kurucusu Herkül’ün kahramanlıklarından türemiştir.

Başka bir klasik teori, adını Oscan pumpe’den ( beş) alır ve şehrin beş köyden oluşacağını çıkarır. Coğrafyacı Strabon ise Pompeii’nin “malları alıp göndermeye” (Yunanca, εκπεμπέιν , ekpempein ) hizmet eden bir nehrin yakınında bulunduğunu belirterek başka bir etimoloji önerdi.

Advertisement

Pompeii’nin Keşfi

Dağın eteğinde bulunan iki şehri kaplayan kalın kül tabakaları nedeniyle isimleri ve tam yerleri yüzyıllar boyunca unutulmuştur. 1710’da, civarda işlenmiş mermerin keşfinden haberdar olan Elboeuf prensi, şimdi bildiğimiz Herculaneum’u oluşturduğunu şaftlar ve tüneller aracılığıyla keşfetmeye başladı. Antik tiyatroyu keşfedecek kadar şanslıydı – şimdiye kadar bulunan ilk eksiksiz Roma örneği – ama her şeyden önce koleksiyonu için sanat eserleriyle ilgileniyordu.

Konumlarına dair herhangi bir kayıt tutmadan onları çıkardı. Elboeuf’u taklit ederek, Herculaneum arayışı 1738’de Roque Joaquin de Alcubierre tarafından biraz daha sistematik bir şekilde devam etti. 1748’de Pompeii, Napoli kral ve kraliçesinin himayesine girdi, ancak kraliyet sarayını süslemek için eski başyapıtları çıkarmaktan fazlasını yapmadılar. Herculaneum, kısmen kül ve piroklastik malzemeden oluşan bir manto içinde 15 ila 18 m derinlikte gömülüdür ve şehrin sadece %4’ü keşfedilebilmişken, Pompeii ortalama 6-7 m derinliğe sahip bir kül tabakasının altında kalmıştır. Felaketten sonra, şehirlerin yerini tespit etmek için pek başarılı olamayan girişimlerde bulunuldu, ancak 1592’ye kadar yüzyıllar boyunca yavaş yavaş unutulmaya başladılar.


Leave A Reply