Portekiz Tarihi, Bir Dönemin Güçlü Sömürgeci Ülkesinin Yakın Tarihi

0
Advertisement

Bir dönemin en güçlü devletlerinden olan Portekiz tarihi. Portekiz tarihi ile ilgili bilgiler. Portekiz’in özellikle yakın tarihine özet bir bakış.

En eski yerli halkı, Lusitanyalılar olarak bilinen savaşçı İberiklilerdir. İÖ 9 ile M.S. 1. yüzyıl arasında ülke, Fenikeliler, Kartacalılar, Yunanlılar ve Romalıların yaşam alanı oldu. İS 5-6. yüzyılda bir süre Vizigotlar, ülkeyi egemenlikleri altına aldılarsa da 8. yüzyıldan sonra Afrika’dan gelen Magripliler, Vizigotları ülkeden sürdüler. Latincede yerleşim anlamına gelen Portucallis adı verilen Portu kenti Roma döneminde kuruldu.

Portekiz Bayrağı

Portekiz Bayrağı

Kastilya Kralı, Portucallis’i, Burgundy Kontu Henri’ye verdi, o da sonra Portugal kontu unvanını kullandı. Henri’nin oğlu Alfonso ülke topraklarını genişleterek 1140’ta kendini Portekiz kralı ilan etti. I. John’ın hükümdarlık ettiği süre (1385-1433) Portekiz’in sömürge edinme ve denizde genişleme dönemidir. Yeni keşifleri destekleyen oğlu Denizci Henri, Portekiz’in denizaşırı imparatorluğunun temelini attı. 1488’de, Portekizli Bartolomeo Dias Good, Ümit Burnu’nu dolaştı, 1548′ de Vasco de Gama, deniz yoluyla Hindistan’a kadar uzanırken 1500’de, Pedro Alvares Cabral, Brezilya’ya ulaşarak burayı Portekiz topraklarına kattı.

16. yüzyıl ortalarına doğru imparatorluğun sınırları, Asya ve Afrika’dan Amerika’ya kadar yayılıyordu. İspanya Kralı II. Felippe’nin, 1580’de tahtı eline geçirmesiyle ülke 1690’a kadar İspanya’nın egemenliği altında kaldı. 16. yüzyıl sonunda başlayan gerileme, 17-18. yüzyıllarda, sömürgelerin büyük bölümünün Hollanda ve Büyük Britanya imparatorluklarına kaptırılmasıyla sürdü. Bu süreç, 1822’de Brezilya’nın bağımsızlığını kazanmasıyla en üst düzeye ulaştı. Napolyon 1807’de Portekiz’i istila edince kral, ailesiyle birlikte Brezilya’ya kaçtı. Portekiz ise yarımadada süren savaş yüzünden parçalandı. 19. yüzyıl boyunca ülkede süren huzursuzluğun nedeni, liberallerle kralcılar arasındaki politik iç çatışmaydı. Kral Carlos’un 1908’de Lizbon’da öldürülmesiyle bunalım doruk noktasına tırmandı. Yerine geçen II. Manuel 1910’da tahttan indirildi ve cumhuriyet ilan edildi.

Birinci Dünya Savaşı’nda Portekiz İtilaf Devletleri’nin yanında yer aldı. 1928’de, askeri yönetimce maliye bakanlığına getirilen ekonomi profesörü, Antonio de Oliveira Salazar (1889-1970), 1932’de başbakan oldu.

António de Oliveira Salazar

António de Oliveira Salazar

Salazar, 1933’te, “Yeni Devlet” adını verdiği diktatörlüğe dayalı bir rejim kurdu.

Milliyetçi, Katolik, antikomü-nist, burjuvaziden yana olma vb belirleyici özellikler taşıyan Salazar rejimi, büyük toprak sahiplerini yanına çekerek ekonomiyi, tarımsal gelişmeye, para değerinin korunmasına bağladı. Dış politikada Alman Nazi, İspanyol ve italyan Faşist yönetimlerine yakın bir çizgi izledi. İkinci Dünya Savaşı’nda yansız kaldı. 1949’da, NATO’ya üye olan Portekiz’in BM’ye girmesini, SSCB 1955’e kadar erteledi.

Advertisement

1960’lar da Portekiz Ginesi’nde Mozambik ve Angola’da silahlı direnişler başladı. 1961’de, Portekiz’in, Asya’daki küçük sömürgesi Goa’yı Hindistan ele geçirdi. 1968’de, Salazar’ın sağlık durumunun bozulması üzerine, yerine Dr. Marcello Caetano geçti. Nisan 1974 Devrimi, ülkenin ekonomik durumunu iyice zayıflattı. “Ulusal Kurtarıcı Cunta” yönetimi ele aldı. General Antonio de Spinola, hükümetin başına geçti. Devrimin yarattığı kargaşa, ekonomiyi durma noktasına getirdi.

Son Sömürgelerde Kaybediliyor

General Spinola’nın çekilmesiyle yerine General Costa Gomez geçti. Karanfiller Devrimi’nin birinci yıldönümünde (Nisan 1975), Kurucu Meclis seçimleri, demokrasinin zaferiyle sonuçlandı. Son sömürge topraklarının (Gine Bissau, 1974, Sao-Tome ve Principe 1975, Mozambik 1975) bağımsızlıklarını kazanmaları üzerine, yarım milyon Portekizlinin anavatana göçmesi ekonomiyi olumsuz yönde etkiledi.

Sosyalist Parti lideri Mario Soares’in etkili mitingleri, Komünist Parti’nin çok sayıda örgüt binasının yakılıp yıkılması, askerleri geri adım atmaya zorladı. Güç çekişmesi 1975 Ağustosunda kötencilerin lideri Başbakan Vasco Gonçalves’in istifasıyla sonuçlandı. Gonçalves’in yerine, ılımlı kanadın temsilcisi Amiral Pinheiro de Azevedo atandı. Azevedo’nun, Gonçalves’in ordu içindeki en büyük dayanağı, Kıta harekâtı Komutanlığı’nın başında bulunan Otelo de Carvalho’yu kasımda görevden alması, çekişmenin boyutlarını daha da genişletti. Carvalho yanlısı ayaklanma, yönetime bağlı ordu birlikleri tarafından bastırıldı (25-26 Kasım 1975).

Ayaklanmayı bastıran yarbay Ramalho Eanes generalliğe yükseltilerek kara kuvvetleri kurmay başkanlığına getirildi, ordu kışlasına çekildi. Nisan 1976 genel seçimlerini, 27 Haziranda yapılan ve General Ramalho Eanes’in seçimiyle sonuçlanan başkanlık seçimleri izledi. Bu çalkantılı dönemden sonra ilk anayasal hükümet, Sosyalist Parti Genel Başkanı Mario Soares tarafından kurularak 23 Temmuz 1976’da göreve başladı.

Soares Hükümeti ve Batı İle Entegrasyon

Soares Hükümeti, ülkenin genel anlamda Batı ekonomisiyle ve özellikle de Batı Avrupa ile bütünleşmesini sağlayacak bir politika izleneceğini duyurdu. Eylül 1976’da Avrupa Konseyi’ne katılındı.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi imzalandı; Mart 1977’de AET’ye tam üyelik başvurusunda bulunuldu. Soares Hükümeti’nin tüm çabalarına karşın, o yıllarda ekonominin dünya genelinde bir bunalım geçiliyor olması Portekiz’i de olumsuz etkiledi. Parlamentodan güvenoyu isteyen Soares Hükümeti, alamayınca istifa etti (Aralık 1977). Ancak, Sosyalist Parti, parlamentoda en çok sandalyeyi elinde bulundurduğu için, yeni hükümeti kurmakla yine Soares görevlendirildi. Yeni hükümet (Ocak 1978), temmuz ayında dağıldı. Parlamento dışında bakanlarla yeni bir hükümet kuruldu. Başbakan Alfredo Jorge Nobre da Costa’nın başında olduğu hükümet de uzun ömürlü olamadı (Ağustos-Kasım 1978). Bunu, partiler üstü iki hükümet izledi.

Advertisement

1979 Aralığında yapılan erken seçimden, Sosyal Demokrat Parti ile Toplumsal Demokrat Merkez ve bağımsızların oluşturduğu birlik “Demokratik İttifak” (AD) oyların yüzde 45’ini elde ederek büyük bir başarıyla çıktı. Sosyal Demokrat Parti genel Başkanı Francisco Sa Carneiro’nun kurduğu (Ocak 1980) hükümet, Sa Carneiro’nun aynı yılın aralık ayında kuşkulu bir uçak kazasında ölmesi üzerine son buldu. Yerine geçen (Ocak 1981) Francisco Pinto Balsemao, Carneiro kadar başarılı olamadı ve Eylül 1981’de yeni bir hükümet kurdu. Ancak, izlediği politika halkta olumsuz tepkilere yol açması, Aralık 1980’de ikinci kez cumhurbaşkanı seçilen Ramalho Eanes’in prestijini artırdı. 1982 Temmuzunda Anayasa değişikliği yasası parlamentodan geçti.

Parlamenter Sisteme Geçiş

Cumhurbaşkanının birçok yetkisi elinden alınarak Millet Meclisi’ne verildi; yarı-başkanlık sisteminin yerine klasik parlamenter düzen benimsenmiş oldu. Bu gelişmeler sonucu, aşırı derecede yıpranan hükümet, yerel seçimlerde (Aralık 1982) bozguna uğrayınca istifa etti. Eanes, parlamentoyu dağıtarak 1983 Nisanında erken seçimler yapılacağını bildirdi. Oyların % 36’sını kazanan Sosyalist Parti, M. Saores başkanlığında Sosyal Demokrat Parti bir koalisyon hükümeti kurdu (Haziran 1983). Soares Hükümeti, oldukça başarılı bir politika izlediyse de, koalisyon içi anlaşmazlıklar nedeniyle yaklaşık iki yıl sonra dağıldı. Buna karşılık, Şubat 1986’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini Mario Soarez, az bir farkla da olsa kazandı.

Soares, Meclisi feshetti. Seçimlerin 19 Temmuzda yapılması kararlaştırıldı. Sosyal Demokrat Parti, 148 milletvekilliği kazanarak parlamentoda çoğunluk sağladı. Genel Başkanı Cavaço Silva başbakan oldu. 1986’da Avrupa Ekonomik Topluluğu’na tam üye olarak dış politikada önemli bir atılım gerçekleştiren Portekiz, 1987’de de Çin ile imzaladığı bir antlaşmayla sömürgesi Macao’yu 1999’da Çin’e devretmeyi onayladı. Endonezya ile 1975’ten bu yana arasında sorun olan Doğu Timor Adası üzerinde hak öne sürmekten ve Doğu Timor’un kendi yazgısını belirlemesi için referandum isteminden vazgeçti.

Böylece, Portekiz son sömürgecilik kalıntıları olan ve dış politikasında rahatsızlık yaratan sorunları anlaşmalar yoluyla ve barışçı bir biçimde çözme yolunu izledi. 1991’de girildiğinde, Sosyal Demokrat Parti, iktidarın sürdürürken, cumhurbaşkanlığı seçimini, oyların % 70’ini almayı başaran M. Soares, ikinci kez kazandı (Ocak 1991). Körfez krizi (Ağustos 1990-0cak 1991) ve savaşında (17 Ocak 1991), BM ekonomik ambargosu ve müdahalesi kararlarının yanında yer aldı.


Leave A Reply