Protagoras Kimdir? Sofistlerin En Önemli ve Kurucu Filozoflarından Protagoras’ın Hayatı ve Eserleri

0
Advertisement

Protagoras Kimdir? Antik Yunan dönemi filozoflarından Protagoras hayatı, biyografisi, felsefesi, eserleri ile ilgili bilgi.

Salvator Rosa tarafından Democritus (ortada) ve Protagoras (sağda) .

Salvator Rosa tarafından Democritus (ortada) ve Protagoras (sağda)

Protagoras; Eski Yunan felsefecisidir (Abdera/Trakya’nın Ege kıyısında İÖ 485-410’a doğru). Atomculuğun kurucusu Demokritos‘un yurttaşı ve çağdaşıydı. Bir süre Leukippos’tan felsefe okudu. Geçimini sağlamak için yük taşıdı, ağır işlerde çalıştı. Felsefeye yakınlığını gören Demokritos‘un önerisi üzerine yolculuklar yaparak, ücret karşılığında felsefe, dilbilgisi, retorik ve politika dersleri verdi. Büyük bir servet oluşturduktan sonra Atina’ya giderek orada uzun süre yaşadı. Tanrıları konu alan eseri tepkiyle karşılandı, Tanrıtanımazlıkla, Atina’nın kutsal inançlarına karşı çıkmakla suçlandı. Tutuklanmaktan kurtulmak için Sicilya’ya kaçmak zorunda kaldıysa da yolda geçirdiği bir deniz kazasında öldü. Doğa felsefesinin karşısında olan Protagoras’a göre, kendisinden önce felsefenin başlıca konusu olan kosmos (evren) sorunuyla uğraşmak boşunadır. Bu felsefede objektif olarak geçerli bir bilginin olmadığını Herakleitos‘un öğretisine dayanarak tanımlamaya çalışır. Tüm olabirliği kendisinde toplayan anamadde sürekli bir akış içindedir; bu yüzden hiçbir şey belli bir şey değildir; bir şey, her an başka şeylere göre şöyle ya da böyle bir şey olmaktadır.

Salt bir varlık yoktur; nesnelerin nitelikleri. bir andaki birbirleri üzerindeki etkiden doğar. Bundan dolayı hiçbir nesne için “bu, şudur” diyemeyiz; olsa olsa boyuna değişen bağıntıları içinde onun başka nesnelere göre ne olmakta olduğunu söyleyebiliriz. Duyumlar da, duyumlayanın o andaki durumuna bağlıdır. Onun için algı, objeyi bize ancak algılayanın anındaki durumunu nasıl görmüşse öyle bildirir. Protagoras için duyu algısı ve bundan doğan sanı (doxa) biricik bilgimizdir. Bundan da şu sonuç çıkar: Her sanı doğrudur, hiç kimse yanlış bir şey düşünemez ya da onun ünlü sözüyle söylenecek olursa: “İnsan her şeyin ölçüsüdür, var olanların varlıklarının da”. Onun bu anlayışına göre, üstünde herkesin anlaştığı, herkesin doğru saydığı bir yargıya varmanın olanağı yoktur. Bu görüşleriyle Protagoras felsefede göreciliğin, dolaylı olarak da kuşkuculuğun ve öznel idealizmin başlatıcı olarak kabul edilir. Ancak onun asıl öğretmek istediği, dili sistemli bir biçimde kullanarak inandırmak sanatı’dır. Eserlerinden hiçbiri günümüze ulaşamamıştır. Düşünceleri özellikle Platon‘un Protagoras ve Theaitetos adlı eserlerinde anlatılır.

Eserleri ve Felsefesi

Görünüşe göre Protagoras birçok eser yazdı, bunlardan ikisi kesin bilgimiz var: “Alethia” (“Hakikat”) ve “Peritheon” (“Tanrılar Üzerine”). Ne yazık ki, eserlerinin hiçbiri çağların yıkımından kurtulamadı. Onun eserleri hakkında bildiklerimiz, diğer filozofların, özellikle de Platon, Aristoteles, Diogenes Laërtus ve Sextus Empiricus’un yazılarında alıntılanan sadece birkaç parçadır.

Neredeyse Sokrates’in çağdaşı olmasına rağmen, Protagoras, Sokrates ve takipçilerinin, Platon ve Aristoteles’in daha açıklayıcı yönteminden daha fazla İyon eleştiri geleneğini takip ettiği için, Sokrates öncesi bir düşünür olarak kabul edilir. Bununla birlikte, felsefeye, daha az geçerli olanı (“antiloji” olarak bilinir) atarak daha iyi bir argüman bulma yöntemine katkıda bulundu. “Durum ne kadar kötü, o kadar iyi” olabileceği iddiası, Atina’nın son derece tartışmalı yarı-demokrasisinde yararlı bir hitabet becerisiydi, ancak aynı zamanda çoğu Atinalı’nın adaletsizlik veya ahlaksızlık olarak kabul ettiği şeyi teşvik etme potansiyeline sahipti ve artan bir artışa yol açtı.

Daha sonraki bir çalışmasında bağlam dışında alıntılanmış olmasına rağmen, en ünlü sözü aslen “Hakikat” indendir: “İnsan her şeyin ölçüsüdür: var olan, olan ve olmayan, olmayan şeylerin ölçüsüdür.” . Diogenes Laërtus’un “Seçkin Filozofların Yaşamları“nda alıntılanan bir başka Protagoras dizesi şudur: “Her sorunun iki yönü vardır.” Bunlar, Relativizm (hiçbir şeyin münhasıran iyi veya kötü, doğru veya yanlış olmadığı ve genel veya nesnel bir gerçeğin olmadığı) ve daha spesifik olarak Ahlaki Görelilik doktrininin kısa ifadeleridir. Yargıların ve bilginin bir şekilde yargılayan veya bilen kişiyle ilişkili olduğu (ve aslında dünyadaki bireyler kadar iyi ve kötünün farklı ölçekleri olduğu), öznelcilik etik olarak bilinir hale geldiği fikridir. Protagoras, “Tanrılar Üzerine” adlı kayıp eserinde şunları yazdı: “Tanrılara gelince, onların var olup olmadıklarını ya da ne tür olduklarını bilmenin hiçbir yolu yok, konunun belirsizliği ve kısa olması nedeniyle“.

Advertisement

Leave A Reply