Pusula Nedir? Nasıl Çalışır? Ne İşe Yarar? Pusulanın Tarihçesi ve Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Pusula nedir? Pusula nasıl çalışır? İcadı ile insanlık tarihinin akışını değiştirmiş bir alet olan pusula nedir ve tam olarak ne işe yarar? Pusula hakkında bilgiler

Pusula

Kaynak : Pixabay.com

Bir eksen çevresinde serbestçe dönecek şekilde yerleştirilmiş küçük bir mıknatıs çubuğudur. Bu çubuk her zaman, Dünya’nın magnetik alanı etkisinde kalarak, kuzey-güney doğrultusunu aldığı için, yönlerin bulunmasında işe yarar. Gemilerde, uçaklarda, hatta kara yolculuğunda yön bulmak için pusula kullanılır.

Pusula , ferromanyetik malzemelerin manyetik özelliklerine ve Dünya’nın manyetik alanına dayalı bir navigasyon ve rehberlik aracıdır. Pusula kelimesi, şimşir ağacının “küçük kutusu” anlamına gelen İtalyanca bussola‘dan gelir.

Pusulalar, genellikle yatay bir düzlemde yerleştirilmiş ve serbestçe dönebilmesi için ağırlık merkezi tarafından askıya alınmış ve noktanın vurgulanması için her zaman coğrafi kuzey-güney yönüne yakın bir yöne yönlendirilmiş manyetize bir iğneden oluşur.

Pusula çok eski çağlardan beri bilinmektedir. M.Ö. bin yıllarında bile Çinliler mıknatıslı taşları bir ipin ucuna asarak yönlerini buluyorlardı. Pusulayı Çinliler’den öğrenen Müslümanlar XIV. yüzyılda Avrupa’ya tanıttılar. Aradan geçen zamanla pusula tekniğinde birçok ilerlemeler oldu. Bugün gemilerde kullanılan çok modern pusulalar vardır. Bunlarda pusula göstergesinin magnetik alan içindeki dönmesi çok kolaylaştırılmış, sürtünme zorlanmaları çok küçültülmüştür. Ayrıca, bu pusulalarda, küçük mıknatıs çubuğunu her zaman yatay tutmak için bazı donanımlar da bulunur. Geminin dalgalarla yalpalaması pusulayı etkilemez.

Pusulanın Tarihçesi

Pusula, Çinliler tarafından icat edilen ve navigasyonda kullanılan bir cihazdır. O zamanlar hala “deniz iğnesi” olarak adlandırılan pusula, 13. yüzyılda Avrupa’da geniş çapta kullanılmaya başlandı.

Advertisement

Aslında, 1514 yılında, deniz pilotu João de Lisboa tarafından yazılacak olan “Marear İğnesinin İncelemesi” metninde anlatılmaktadır. Bu çalışmadan, ilk bakışta , denizciler arasında, daha sonra pusula olarak adlandırılan deniz iğnesinin hareketi ile geçtiği yerlerin boylamı arasında bir ilişki olacağı konusunda zaten bir anlayış olduğu anlaşılıyor.

Pusula, muhtemelen en önemlisi olduğu için, muhtemelen Keşif Çağı’nın en iyi bilinen aracıdır. Her zaman manyetik kuzey yönünü gösteren, yani yaklaşık olarak coğrafi kuzeyi gösteren bu alet, herhangi bir denizci için vazgeçilmezdi. Eşdeğerlik, manyetik kuzey ve coğrafi kuzey kutuplarının dünyanın eşit yarım kürelerinde bulunmasından kaynaklanmaktadır.

1538’de João de Lisboa’nın meridyenlerin işleyişiyle ilgili teorilerini mükemmelleştiren D. João de Castro, gemilerdeki manyetik fenomenlerin incelenmesine de önemli katkılarda bulundu. Aslında, kayıtlarında, örneğin toplar gibi büyük metalik metalik cisimlerin varlığında deniz iğnelerinin davranışlarını değiştirdiğini ve şaşkına döndüğünü belirtti. Her halükarda, gemilerin ahşaptan yapıldığı düşünülürse, bu sorun kolayca çözülmüştür, ancak daha sonra, yüzyıllar sonra, metalik kapların ortaya çıkmasıyla önemli bir katkı sağlamıştır.

Pusula

Kaynak: pixabay.com

Modernite ve Pusulanın Kullanımı

Mevcut olanlar birbirinden biraz değişiyor, ancak aynı temel bileşenlere sahipler. Aynı adı taşıyan pusula, gezegenin manyetosferinin güney manyetik kutbunun yönünü belirtmek için bir iğne kullanan herhangi bir manyetik cihaz ve aynı amaca sahip herhangi bir elektronik alet olarak adlandırılabilir.

Pusulanın kesin amaçlar için kullanılması, coğrafi kuzeyi doğru bir şekilde konumlandırmak için pusulanın ham okumasında yapılacak düzeltmeyi gösteren bir kartografik haritanızın da olmasını gerektirir. Pusula okuması, yerel çevre koşullarından doğrudan etkilenir. Örneğin, zeminde büyük miktarda ferromanyetik malzeme bulunması pusulayı etkiler. Navigasyon çizelgeleri genellikle bu bilgiyi konumun “manyetik sapması” adı altında sunar.

Bir Dünya manyetik alanı ile yapıldığı için, daha büyük iğne her zaman kuzeyi gösterir. Pusula gülü gibi, aşağıdaki gibi ana ve yan noktalara sahiptir: Ana noktalar: kuzey (K), güney (G), doğu (D) ve batı (B), (K) kuzeydoğu, (G) güneydoğu, (So) güneybatı ve (No) kuzeybatı.

Advertisement

Kaynak – 2

Mıknatıslanmayan bir maddeden yapılan üstünde ağırlık merkezinin çevresinde hareket eden ve uçları sürekli yeryüzünün magnetik kutuplarına yönelerek kuzey doğrultusunu gösteren mıknatıslanmış bir ibre bulunan aygıta pusula denir.

Mıknatısın kutuplanma özelliğinin yeryüzünün bunun üzerindeki yönlendirici etkisinin ilk kez Çinliler tarafından bulunduğu sanılır. Günümüzde biçimiyle ilk pusulanın 1483’te Portekizli Ferranda tarafından yapıldığı sanılır. 16. yüzyılda coğrafi kuzeyle magnetik kuzey arasında belirgin bir fark bulunduğu anlaşıldı. 1493’te Kristof Kolomb’un Amerika’ya yaptığı ikinci yolculuğunda magnetik sapmaya göre ayarlanmış pusulalar kullanmış olması onun pusulanın coğrafi kuzeyi değil magnetik kuzeyi gösterdiğini ortaya koyan ilk kişi olarak kabul edilmesine yol açtı. Bundan sonra girişilen birçok araştırma yeryüzünün dev bir mıknatıs olduğunu ve magnetik kuzeyle coğrafi kuzey arasında fark bulunduğunu kanıtladı. Magnetik sapmaları veren ilk çağdaş tablolar 1701’de Edmond Halley tarafından yayımladı.


Leave A Reply