Robotik Cerrahi Nedir? Robotik Cerrahinin Uygulama Alanlarına Örnekler

0
Advertisement

Robotik Cerrahi nedir? Robotik Cerrahinin kullanım, uygulama alanları nelerdir? Örneklerle Robotik Cerrahinin kullanımı hakkında bilgi.

Robotik Cerrahi

Robotik Cerrahi

İnsanlar üzerinde ameliyat yapmak gibi önemli sonuçları olan hassas bir iş makineleşmenin en olası adayı gibi durmayabilir Ama robotların yapıp en yetenekli cerrahların bile yapamadığı işler de vardır Robotlar hastanın içini çok büyütülmüş olarak görebilir ve ergonomik olarak zor yapılan küçük hareketleri sıfır titremeyle gerçekleştirir Hem de hiç yorulmadan.

1980’lerde uygulanmaya başlanan robot yardımlı cerrahi bugün prostat ameliyatlarında, histerektomi gibi jinekolojik ameliyatlarda, koroner baypas ve mitral kapak onarımı gibi kalp ameliyatlarında giderek daha fazla kullanılır Uygulama sırasında cerrah üç robot kolu ve yüksek çözünürlüklü bir kameradan oluşan birimi çalıştıran bir bilgisayar konsolunda oturur Hastanın içine çok küçük kesiklerle erişilir

Birçok kişi bu yöntemin hasta için daha hızlı ve daha az eziyetli iyileşme anlamına gelen hassas, minimal hareketlere olanak tanıdığını ileri sürse de konu tartışmalı. Bazı cerrahlara göre robot yardımı, aksi halde büyük bir kesik açılmasını gerektiren vakalarda kesinlikle avantajlı olsa da, hastalar açısından deneyimli bir cerrah tarafından yapılan normal laparoskopik ameliyatlardan daha iyi olduğuna ilişkin çok az kanıt var

Endoskopi

Advertisement

ENDOSKOPİ

Endoskop, hastaların vücutlarındaki girintilerin doktor tarafından video ekranında incelenmesine olanak veren, ışık ve küçük bir kamerayla donatılmış uzun ve genellikle esnek bir tüptür. Çeşitli tanı prosedürlerinde -örneğin kolonu ya da solunum yollarını incelemek için- ve minimal invazif (laporoskopik) cerrahiye yol göstermek için kullanılan tıbbi destek aracıdır.

İnsan vücudunun İçini büyük bir cerrahi kesik açmadan inceleme fikri en azından 19. yüzyılın başından beri gündemde. 1806’da Alman doktor Philipp Bozzini sıradan bir mum ve bir dizi aynayla aydınlatılan bir tüpten oluşan ilk dahili görüntüleme aracı olan “ışık iletkeni”ni icat etti.

1910’da, İsveçli dahiliyeci Hans Christian Jacobaeus karnında sıvı olan 17 hastaya uyguladığı bir tanı prosedürünü açıklayan bir rapor yayımladı. Jacobaeus laparotorakoskopi adını verdiği bir prosedürle, lens sistemi ve ışık içeren bir endoskop kullanarak, hastalarının karın ve göğüs boşluğunu inceledi.

Ancak teknolojik gelişmelerin doktorun sadece vücut boşluklarının içini görmesini değil aynı zamanda hassas operasyonlar da yapmasını sağladığı 20. yüzyılda kadar bu inceleme araçları çok işe yaramıyordu. 1950’lerde, ışığı bir dış kaynaktan vücut içine gönderen esnek cam çubuklardan (fiber optik) oluşan ve görüntüleri ekrana yansıtmak için televizyon kamerasına bağlanan bir sistem icat edildi. Dönüm noktası sayılan bu teknoloji, aslında minyatür bir dijital kamera olan yük bağlaşımlı devre (CCD) sistemiydi. Bu kameralar, 1980’lerin ortasından beri cerrahlara vücut içinden net görüntü sağlıyor.

lazer cerrahi

LAZER CERRAHİ

Sıradan beyaz ışık birçok dalga boyundan yani renkten oluşur. Lazer ise eş fazlı olan -birlikte tepeye ulaşan- ve yayılmak yerine tek bir yönde hareket eden dalgalar halinde tek renkli ışık verir.

Advertisement

Bu odaklanmış ışık demetlerinin dokuyu kesmek ya da buharlaştırmak için kullanılması neştere göre büyük avantajlar sağlar. Lazer, dokunun çok küçük bir bölümünün yerini tam olarak belirler. Yaydığı ısı kesiğin kenarlarını sterilize eder ve dağlar (yakar), böylece enfeksiyon ve kanama riskini azaltır. Fiber optik kullanıldığında, lazer ışığını tüpün içinde bükerek vücudun içine ulaşıp tümörleri çıkarmak mümkündür.

Farklı renkler belirli dalga boylarını soğurduğu için lazerin tek dalga boyu belirli doku tiplerinin hedeflenmesini mümkün kılar. Alyuvarlardaki pigment olan hemoglobin, kanamayı durdurmak için kullanılan argon lazerinin yeşil ışığını soğurur. Dokularda bulunan suyun kolayca soğurduğu görünmez kızılötesi ışık veren karbondioksit lazeri, derideki ince doku tabakalarını ve bazı jinekolojik kanserleri, hücreleri buharlaştırarak -yakarak değil- yok etmek için kullanılır.

Halihazırda yemek borusu ve bazı akciğer kanserlerinde kullanılan fotodinamik tedavide, doktorlar hastalara, belirli bir ışık dalga boyuna maruz kaldığında yakınındaki hücreleri öldüren toksinler üreten ışığa duyarlaştırıcı bir madde enjekte ederler. Madde kanser hücrelerinde toplanır ve tek renkli ışığı tümör üzerine odaklamak için lazer kullanılır.

DÖVMELERİN LAZERLE SİLİNMESİ

Açık renkli tende göze çarpan koyu renk gösterişli dövmeler, renkleri tenin tonlarına yakın olan dövmelerden daha kolay silinir.

Çünkü modern dövme silme yöntemlerinde seçici fototermoliz olarak bilinen bir ilkeden yararlanılır. Belirli ışık dalga boylan belirli renkler (ya da daha doğrusu belirli renklerdeki nesneler) tarafından soğurulur. Ve lazerleri yapmak için kullanılan farklı maddeler odaklanmış ışığın farklı dalga boylarını üretir. Bu nedenle istenmeyen dövmelerin silinmesi sırasında dermatolog, bitişik dokuları koruyarak deriye gömülü renkli mürekkep parçacıklarını hedeflemek için uygun bir lazer seçer. Ya da lazerdeki ayarları değiştirir. Lazer, parçacıkları ısıtarak onları vücut tarafından emilecek daha küçük parçalara ayırır;işlemden sonra dövme solar. Yeni tür lazerler ise gücü yüksek, darbeli bir ışın yayıp hedef parçacıkları çok hızlı ısıtır. Böylece çevre hücrelerde ısıya bağlı tahribatı en aza indirir.

Radyal keratotomi

RADYAL KERATOTOMİ

Gözlerinizi ne kadar kısarsanız kısın çok uzaktaki sokak tabelalarını okuyamıyor musunuz? Ya da kendinizden kol boyu uzakta tutmadan gazete okumakta güçlük mü çekiyorsunuz? Bu tür sorunlara kırılma kusurları adı verilir. Gözün ön kısmında yer alan korneadaki bozulmalardan kaynaklanır. En sık rastlanan görme problemleridir. Yüzyıllar boyunca bu sorunları korneanın şeklini dengeleyen gözlükler takarak çözdük. Son yirmi yıl içinde, giderek daha çok insan bizzat korneanın şekillendirildiği ameliyattan sonra gözlüklerini attı.

Kornea, iris ve göz bebeği üzerini kaplayan kubbe şeklinde saydam bir yapıdır. Işık ışınlarını göz yuvarının gerisinde retina üzerine odaklamak için kırarak (bükerek), optik sinir tarafından beyne taşınan bir görüntü yaratır.
Kornea çok bombeliyse, ışığı çok fazla bükerek görüntüyü retinanın önüne odaklar ve uzaktaki nesneler bulanık görünür. Kornea çok düzse veya göz çok sığ ise ışık çok az bükülür. Görüntü retinanın arkasındaki bir noktada odaklanır ve yakındaki nesneler bulanıklaşır

Radyal keratotomi sırasında, cerrah korneanın merkezi etrafında kesikler yapar bu da korneanın düzleşmesine neden olarak miyopluğu azaltır. Ama 1990’lardan bu yana, elmas bıçakla uygulanan bu prosedürün yerini büyük ölçüde lazer yardımıyla korneanın yerinde şekillendirilmesi (LASIK-laser-assisted in situ keratomileusis) veya fotorefraktif keratektomi aldı. LASIK yönteminde cerrah, korneanın üst tabakasında küçük bir parça kesip kaldırır. Sonra korneayı daha bombeli veya daha düz hale getirmek için soğuk ultraviyole lazer kullanarak orta tabakadan malzeme çıkarır. PRK’de ise korneayı yeniden şekillendirmek için lazeri doğrudan korneaya uygular


Leave A Reply