Rahmet Kavramının Anlamı Nedir? Kuran’daki Yeri, Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Kur’an kavramlarından rahmet kavramı ne anlama gelir? Rahmet kavramının özellikleri, Kur’an’daki yeri ve önemi hakkında bilgi.

Kuran-ı Kerim

Kaynak: pixabay.com

RAHMET KAVRAMI VE KUR’AN’DAKİ YERİ

Rahmet, sözlükte acımak, merhamet etmek, incelik göstermek, bağışta bulunmak gibi anlamlara gelir. Kavram olarak rahmet ise; Yüce Rabbimizin yarattıklarını sevmesi, onlara şefkat ve merhametle muamele edilmesi, özellikle insana olan sevgisinden dolayı bütün kâinat ve içindekileri, insanın hizmetine vermesi anlamlarına gelmektedir.

Şu koca kâinatı ısıtan ve aydınlatan ve şenlikli bir yurda çeviren rahmettir. İnsana hizmet için her bir varlığa faydalı görevler yaptıran, bunları insanın yardımına koşturan, hepsine insanın yararına sorumluluklar yükleyen ve aralarındaki düzeni yardımlaşma üzerine kuran yine rahmettir.

İnsanı diğer varlıklardan üstün kılan, ona en güzel şekli veren rahmettir.

İnsanı diğer varlıklardan üstün kılan, ona en güzel şekli veren rahmettir. Böylece insanı yaratıcıya muhatap eden ve sonsuz güzelliklerle donatılmış sonsuz bir cenneti kazandıran apaçık bir rahmettir.

İnsanı bu ıssız ve koca dünyada yalnız bırakmayıp, peygamberlerle aydınlık yolunu gösteren Allah’ın (c.c) rahmetidir. Rehber kitaplar göndererek insanları her türlü tehlikelerden koruyan yine rahmettir.

Canlıları birbirinin yardımına koşturan, güneş gibi, hava gibi, su gibi cansızları canlıların imdadına yetiştiren, engin bir rahmettir. Doğduklarında muhtaç oldukları şefkati, anneleri eliyle uzatıp, öldüklerinde kâinatın yüzünü sorunsuzca temizleyen hiç şüphesiz yine rahmettir.

Advertisement

İnsan hayatının başlangıcı da bir rahmettir

Aslında insan hayatının başlangıcı da bir rahmettir, insanının hayata ve ilk büyümeye başladığı, en uygun bir şekilde korunduğu yere de “ana rahmi” denmiştir. Bu da rahmetten türetilmiş bir kelimedir ve rahmetin insana yansımalarından biridir. Yani hayatın başlangıcı da devamı da böyle derin bir rahmettir.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v): “Allah Teâlâ, rahmetini yüz parçaya ayırdı, doksan dokuzunu yanında bıraktı, bir parçasını yeryüzüne indirdi. İşte o bir parça rahmet sebebiyle bütün yaratıklar birbirine merhamet eder. Hatta yavrulu bir kısrak (at), yavrusunun daha rahat emebilmesi için ayağını kaldırır” sözleriyle bize rahmetin kâinata, insana ve hayatına yansıyan şeklini bildirmektedir.

Rahmete ve merhamete sebep olan şey, insandaki iman ettikten sonra iyi olmak ve faydalı olmak, istek ve arzusudur. Bu gerçeği Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim: “Ayetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman onlara: ‘Selam sizlere!’ de! Rabbiniz merhameti kendine temel bir ilke edinmiştir. Sizden kim bilmeyerek bir günah işler de, sonra ardından tövbe eder ve hâlini düzeltirse, O’nun da affedici ve çok merhametli (Rahim) olduğunu bilmelidir.” ayetiyle ifade buyurmaktadır. Ayette Yüce Allah, insan iman edip iyi olmaya karar verdikten sonra bilmeden bir günah bile işlese, ona merhametiyle muamele edip affedeceğini söylemektedir.

Yine başka bir ayette de, “Rahmetim ise her şeyi kaplar. O rahmetimi de Allah’a karşı gelmekten korunan, zekât veren ve özellikle Bizim ayetlerimize iman edenlere nasib edeceğim.” buyurmaktadır. Bu ayette Yüce Rabbimiz, günah ve kötülüklerden uzak duranlara ve zekâtını verenlere rahmeti ile yani merhamet ve bağışlaması ile muamele edeceğini söylemektedir. Aynı hakikati: “Mallarının zekâtını vermeyen topluluğa semadan rahmet kapıları kapanır, yağmurdan mahrum kalırlar. Şayet hayvanlar da olmasa, onlar yağmurdan nasip alamazlar.” buyurarak Peygamber Efendimiz de toplumdaki fakirlere karşı bir görevimiz olan zekâtı vermeyenlere, yardım etmeyenlere, Yüce Allah’ın rahmetinin kesileceğini açıkça ifade etmiştir.

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim de bir rahmettir.

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim de bir rahmettir. “Bu Kitabı (Kur’an’ı) sana, her şeyin açıklaması, bir hidayet ve rahmet kaynağı, Müslümanlar için de bir müjdeci olarak gönderdik” demek suretiyle Yüce Rabbimiz, bize Kur’an-ı Kerimin de başlı başına bir rahmet olduğu hakikatini hatırlatmaktadır.

Hz. Muhammed de (s.a.v), başlı başına bir rahmettir.

Hz. Muhammed de (s.a.v), başlı başına bir rahmettir. “Biz seni, (Ey Habibim Muhammedi) alemlere rahmet olarak gönderdik” buyuran Yüce Allah, Hz. Peygamberimize, “Sen olmasaydın (Ey Muhammed) kâinatı yaratmazdım.” diye hitap etmiştir. Hz. Peygamberimiz hem dünyada bütün insanlara kurtuluş vesilesi olmuş hem de ahirette bütün inananların kurtuluşuna vesile olacaktır.

Advertisement

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) ifade buyurduğu kutsi bir hadisinde de, Yüce Rabbimizin: “Rahmetim (merhametim), gazabımı (öfkemi) geçmiştir.” dediğini bildirmektedir.

Yüce Rabbimizin kâinata cömertçe serpilen bu rahmetinin kaynağı O’nun “Rahman”(esirgeyen) ve “Rahim” (bağışlayan) isimleridir. Bu isimlerin, bir de “Erhamürrahimin” (merhametlilerin en merhametlisi) ve “Hayrürrahi-min” (merhametlilerin en hayırlısı), şeklinde kullanımı vardır ki, dualarda bu şekilde anılmaları daha uygundur. Duanın kabul olunmasına vesiledir. Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de sık sık geçen bu isimleri, Allah’ın (c.c) rahmetinin bitmez, tükenmez derecede çok olduğunu ve her şeyi kuşattığını göstermekle birlikte akıllı olanları bu rahmetten istifadeye davet eder.

Akıllı bir insan bilmeli ki, kendini rahmetiyle kuşatan ve her ihtiyacında koca kâinata “lebbeyk”, yani “buyur, senin hizmetindeyim” dedirten, her şeye gücü yeten, Rahman ve Rahim olan bir zat var. Bu rahmet sahibi, onu görmekte ve bilmektedir. Ondan haberdar olduğunu ve bildiğini engin rahmetiyle bildirmektedir. Aklı bozulmamış insan da, Rabb’ini bilir. Hürmet ve ibadetle, bildiğini bildirir. Sonsuz acizlik ve ihtiyaçlar içinde kıvranan, zayıf ve küçücük bir insana, koca kâinatı hizmetçi etmek ve onun yardımına koşturmak; ne kadar büyük bir rahmet olduğunu kesinlikler anlar. Böyle bir rahmet, sürekli ve samimi bir şükür, ciddi ve içten bir karşılık gerektirir.

İnsan, her işini Rahman ve Rahim olan Yüce Allah’ın adına ve O’nun istekleri doğrultusunda yapmakla, bu rahmetin amacına uygun hareket edebilir. Madem ki rahmet bu kadar sevimlidir. Öyle ise insan, o rahmeti gönderene itimat edip, izni ve emirleri dairesinde hareket etmelidir. Ancak bu şekilde rahmetin sahibi olan Rahman’ın şefkatine sığınıp, O’na kul olduğunu ilan ederek her sıkıntıdan kurtulur.


Leave A Reply