Roma Nerededir? Roma’nın Tarihi, Gezilecek Yerleri Tarihi Eserleri Özellikleri

0
Advertisement

Roma hangi ülkededir? Roma ilinin tarihi özellikleri, nerededir, tarihçesi, gezilecek yerler, tarihi eserler hakkında bilgi.

Roma

Roma; İtalya’nın başkentidir; Latium Bölgesi ve aynı adı taşıyan yönetim biriminin merkezidir. Devlet ve papalık yönetimi, kültür, sanat, turizm, ticaret, borsa, endüstri ve ulaştırma merkezidir. Bankaların genel merkezleri, sigorta şirketleri, kamu kuruluşlarının yönetim merkezleri, radyo ve TV istasyonları başkentte toplanmıştır.

roma

Kaynak: commons.wikimedia.org

Tiber Irmağı vadisinde tepelik bir bölgede, ırmağın her iki kıyısında, Tiren Denizi’ne açılan ağzından 25 km içeridedir. Başkent olmasından sonra (1871), kente göçlerle nüfusu hızla artmasına karşın, kent merkezinin nüfusu, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra % 50 azaldı. Eski evlerin yerini işyerleri aldığından, günümüzde konut açığı büyük bir sorundur. Ekonomi, turizm, inşaat, yapım endüstrilerine dayalıdır. Nüfusun % 70’i hizmet sektöründe çalışır, metalurju, elektronik, grafik, moda ve sinema başlıca endüstri etkinlikleridir. İki devlet üniversitesi (1903, 1977). Uluslararası Sosyal Bilimler Üniversitesi (1945), çeşitli yüksekokullar, papalık yüksekokulları, birçok enstitü, fakülte ve akademi, Ulusal Sanat ve Tiyatro Akademisi, Dans ve İtalyan Coğrafya Kurumu, Devlet Araştırma Kurumu, birçok yabancı kuruluşlar önemli eğitim kurumlarıdır.

Müzeleri

Roma müzelerindeki sanat eserleri, dünyanın en zengin koleksiyonlarını içerir. En zengin antika koleksiyonu, Capolitolino ve Thermon Müzesi’nde (Vatikan) olup, Etrüsk Müzesi (Villa Giulia) bunları izler. Vatikan’daki Pinakothek, Galleria Borghese, Galleria Nazionale, Palazzo Venezia Müzesi, roma Müzesi, Galleria Spada, Galleria d’Arte Moderna, en önemli resim galerileridir. Birçok ünlü kitaplık (Ulusal Kitaplık, Vatikan Kitaplığı ve Arşivi, FAO Kitaplığı, Alman Enstitüsü’nün kitaplıkları), opera ve tiyatro, öteki önde gelen kültür kurumlarıdır. Roma İtalya’nın hava ve demiryolu kavşağı olup Stazione Termini (tren istasyonu), Leonardo da Vinci Havaalanı, Civitavecchia Limanı, ulusal ve uluslararası ulaşımda önemli yer tutar.

Tarihi

Dünya tarihinde önemli bir yer tutan Roma Kenti’nin tarihi bir bakıma Roma Devleti’nin tarihi ile özdeş olduğundan ve devletin tarihi anlatılırken sık sık değinileceğinden, Roma Kenti’nin tarihini Roma İmparatorluğu’nun 395’te ikiye ayrılmasından günümüze kadar getirmek daha doğru olacaktır. Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasından 100 yıl kadar sonra kent, Vizigot Kralı Alarik tarafından ele geçirildi. 476’da son Roma İmparatoru Romulus Augustus’un Ostrogot Komutanı Odoaker tarafından tahttan indirilmesiyle Batı Roma İmparatorluğu tarihe karıştı. 535-554 arasında Roma, Bizans’ın yönetim birimlerinden biriydi. 568’de Lombardlar İtalya’yı işgal ettiler. 774’te Frank Kralı Charlemagne, Lombard Krallığı’nın yıkılmasından sonra Bizans etkisi de Kuzey İtalya’ dan silindi. 8. ve 9. yüzyıllarda Karolenjlerin korumasındaki Roma, bir yandan onarımlar geçirirken, öte yandan da çeşitli yapılar ve kiliselerle donatıldı.

846’da barbar saldırıları sonucunda St. Pietro Kilisesi’nin yağmalanması üzerine, Papa IV. Leo, Vatikan çevresine bir sur yaptırdı. Sur içinde kalan kent 1929’a kadar bağımsız Vatikan Devleti’nin çekirdeğini oluşturdu. Roma Kenti ve Papalık Devletleri 9. yüzyılda kanlı olaylarla bir dönem geçirdi. 962’de Alman Kralı I. Otto, Ro-ma’ya geldi ve Charlemagne’ı örnek alarak imparator tacını giydi. 11. ve 12. yüzyıllarda papaların çeşitli tartışmalarından sonra III. Frederick, Roma’da taç giyen son imparator oldu (1452). Papa VII. Greogorius ve Kut-sal-Roma Germen İmparatoru IV. Heinrich arasında kilise malları ve toprakları yüzünden çıkan çekişme sonucunda IV. Heinrich 1084’te Roma’yı ele geçirdi. 1143’teki sivil devrim sonucunda Papalık denetiminden uzak, bağımsız bir hükümet kuruldu. 1154’te Roma’da Papa III. Clementius bir komün devletinin kurulmasına izin verdi.

Advertisement
antik roma

Palatine’nin Antik-İmparatorluk-Roma sarayları – Kaynak: commons.wikimedia.org

Devletin Yapısı

1198-1216 arasında Roma valisi, Kilise’nin memuru sayıldı. Pek çok arazi Kilise’nin yönetimine girdi. III. Innocentius Roma’nın yayılma politikasını da destekleyerek kendi ailesinin üyelerini önemli görevlere getirdi. Innocentius ile Orsini aileleri arasında büyüyen rekabet, kentte çeşitli antik yapılara zarar veren bir savaşa yol açtı (1204). Kutsal-Roma Germen İmparatoru II. Frederick’in ölümünden sonra, Papalık rejimi, gelişen Roma komününün yeniden bir araya gelmesini sağladı. Kutsal kutlama yılı olan 1300’de Roma’nın kiliselerinde Avrupa’nın her yanından gelen ziyaretçilerden büyük miktarlarda bağış toplandı. Bu gelirle kilise ve anıtların bakım ve onarımı yapıldı. Trastevere’de Roma Üniversitesi kuruldu.

1300 yılı Roma Kenti tarihinin bu dönüm noktasını oluşturur. Bu dönemden sonra Papalık Roma’yı terk ederek saygınlığını ve önemini yitirmeye başladı. Papa XII. Benedictus (1334-1342) döneminde Roma, Papalıkla iyi ilişkiler kurdu. 1347’de kendini Roma’nın tribünü sayan Cola di Rienzo’nun diktatörlüğü yaşandı. Bu dönemde yaşanan veba salgını Roma nüfusunu 20.000’e kadar indirdi. 1378’de papalar yeniden Roma’da oturmaya başladılarsa da bu dönüş Roma etkinliğinde bir artış sağlamadı. Papa V. Martinus’un Roma’ya gelişi (1420), 1870’teki İtalyan Birliği’nin kuruluşuna kadar sürecek olan Papalığın mutlak rejimininadeta habercisi oldu. Nitekim bir süre sonra Roma Komünü, Orta İtalya’ya egemen olan Papalık Devleti’nin, dolayısıyla Kilise memurlarının yönetimine girdi. Papalık, Roma’yı 15. yüzyılda Rönesans kültürünün odağı durumuna getirdiler. Papa X. Leo (1513-1521) döneminde Roma sanat ve kültür açısından en yüksek düzeyine ulaştı. X. Leo, St. Pietro Katedrali’nin tasarımını Michelangelo ve Rafaello gibi büyük sanatçılara teslim etti.

Kutsal Roma-Germen İmparatoru

1527’de Kutsal Roma-Germen İmparatoru V. Karl (1519-1556) kenti bir hafta içinde yağmalayarak yüzlerce sarayı, evi ve kiliseyi yerle bir etti. Buna karşın, Kontr-Reformasyon sonrasında Roma’da yeni ve büyük bir yapım etkinliği başladı. Papa V. Sixtus (1585 -1590) yeni caddeler ve meydanlar (piazza) yaptırdı. Saraylar ve su kemerleri onarıldı. 1570’te Santa Cecilia Konservatuvarı kuruldu. 1600’lerde Roma yeniden kozmopolit bir kent görünümündeydi. 17. yüzyılda başta Bernini olmak üzere öteki barok sanatçılar, gösterişli çeşmeler, meydanlar ve saraylar yaptılar. 18 yüzyıldaki Aydınlanma hareketi, Roma’yı, İtalya’nın öteki kentleri kadar etkilemedi. Papa VI. Pius (1775-1799) Vatikan’da Pio Clementino Müzesi’ni yaptırdı. Bu yüzyılda Papalığın etki alanı giderek daraldı. 1798’de Fransa Ordusu Roma’ yı işgal ederek, kısa bir süre için bir Jakobenler Cumhuriyeti kurdu. 1809′ da Roma ve öteki Papalık devletleri Napolyon’un kurduğu Fransa İmparatorluğu’nun sınırları içinde kaldı. Napolyon’dan sonra Papa XII. Leo (1823-1829), XVI. Gregorius (1831-1846) yeni hastaneler ve hamamlar yaptırdılar.

Papa IV. Pius

Papa IV. Pius’un (1846-1878) ilk iki yılı boyunca Roma, kendi kurduğu hükümetle yöneltildi. Kentin ileri gelenlerinden oluşturulan 100 kişilik bir senato, Papalığın gözetiminde yönetimi ele aldı. 1849 başlarında seçmenler kurulu Roma Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etti. Guseppe Garibaldi kuvvetleriyle Cumhuriyetçi triumvir Guiseppe Mazzini’ye katıldı.

Fransa İmparatoru III. Napolyon’un ordusu Jariculum Tepesi’nde yenilgiye uğratılmasına karşın Garibaldi ve Mazzini Haziran 1849’da Roma’yı terk etmeye zorlandı. Eylül 1860’ta italyan birliğinin önderi Kont Cavour, Roma ve Latium bölgeleri dışında tüm Papalık topraklarının işgal edilmesini buyurdu. Roma 1861’de İtalya Krallığı’nın dışında kaldı. Garibaldi’nin 1862 ve 1867′ de kenti alma girişimleri sonuçsuz kaldı. 1870 Fransa-Prusya Savaşı nedeniyle Fransız birliklerinin Roma’dan çekilmesi üzerine IX. Pius korumasız kaldı. 20 Eylül 1870’te İtalyan birlikleri kente girdiler. Roma halkının İtalyan Krallığı’na katılma isteklerine karşın, IX. Pius bu duruma karşı, çıktıysa da 1870’te Roma’nın ele geçirilmesiyle italyan Birliği kurulurken Roma da yeni kurulan İtalya Krallığı’nın başkenti oldu, bu konumunu günümüzde de sürdürmektedir.

4 Haziran 1944’te Müttefikler Roma’yı savaşmadan ele geçirdiler. Ağustosta ulusal hükümeti Roma’ya döndü. 1946′ da rejim için yapılan referandumda Roma halkı cumhuriyet yönetiminden yana oy verdi. 1950’de Kutsal yıl kutlandı, 25 Mart 1957’de kentte imzalanan Roma Antlaşması ile AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu) kuruldu. 1960 Olimpiyat Oyunları ve 1962-1965 arasında toplanan İkinci Vatikan Konseyi gibi özel olaylar kente turist akımını artırdı.

Advertisement

Tarihsel Eserler

Üç bin yıla yaklaşan tarihiyle Roma dünyanın en eski kentlerinden biridir. Bir tür açıkhava müzesi olan bu tarihsel kentte kuruluş dönemine ait herhangi bir eser günümüze ulaşmamıştır. Krallık ve cumhuriyet dönemlerine ait kazılar sonucunda açığa çıkarılan en eski mimarlık eserleri, Capitol’deki Jupiter Tapınağı, Forum Romanum, Satürn Tapınağı ve Castor Tapınağı’dır. İÖ 5. yüzyılın başlarına tarihlenen bu tapınakların günümüzde ancak temel kalıntılarına rastlanır. Roma sanatının görkemi imparatorluk döneminde görülmektedir. Bu döneme gelinceye kadar Roma’ya İÖ 1. yüzyıla ait Vesta Tapınağı ile Fortuna Virile Tapınağı en belirgin örneklerdendir. Günümüze ulaşan mimarlık eserlerinin çoğunluğu imparatorluk dönemine aittir.

Colosseum

Colosseum – Kaynak: commons.wikimedia.org

Colosseum

İlk İmparator Augustus, kendi adını taşıyan Augustus Forumu’nu yaptırdıktan sonra çeşitli zafer taklarıyla Roma’yı süsledi. Flaviuslar hanedanı döneminde yapılan en görkemli eser Colosseum’dur. İS 90’a tarihlenen Titus Takı Roma’yı süsleyen en güzel anıtlardan biridir. Traianus’un yaptırdığı Traianus Forumu, Roma’yı daha bir görkemli görünüme kavuşturdu. Traianus Tapınağı ve Traianus Sütunu bu imparator dönemine ait başka eserlerdir. Hadrianus döneminin en önemli mimarlık eseri Pantheon’dur. Marcus Aurelius’un Capitol’de bulunan atlı heykeli günümüze sağlam olarak ulaşmıştır. Caracalla’nın yaptırdığı Caracalla Hamamları Roma’nın en görkemli hamam kompleksini oluşturur.

Büyük Constantinus, İstanbul’u kuruncaya kadar Roma’da Maxentius Bazilikası ile kendi adım taşıyan Constantinus Takı’nı yaptırdı. Hristiyanlığın Roma’nın resmi dini kabul edilmesinden sonra yapılan eserler arasında San Giovanni in Laterano, San Celemente, San Lorenzo Fuori le Mura ile bazilika örnekleri sayılabilir. 4. yüzyılda yapılmış olan Santa Maria Maggiore Kilisesi Roma’nın Erken Hristiyan dönemine ait en büyük örneklerden biridir. Roma’da San Pietro’dan sonra en geniş bazilikası son San Paolo Fuorile Mura da 4. yüzyıl yapılarındandır.

Santa Maria sopra Minerva

Santa Maria sopra Minerva – Kaynak: commons.wikimedia.org

Santa Maria sopra Minerva

Rönesans dönemine ait Roma’nın tek gotik kilisesi 1280’lerde yapılmış olan Santa Maria sopra Minerva Kilisesi dir. 15. yüzyılda, yıkılan San Pietro Kilisesini mimarlığını Raffaello ile Bramante, tavan süslemelerini Michelangelo üstlendi. Yapı ancak 1607’de tamamlandı. Rönesans dönemine ilişkin iki kiliseden söz etmek gerekir. İkisinin de mimarlığını Bramante’nin yaptığı bu kiliseler, 1502’de yaptığı Tempietto di San Pietro in Montorio ile Adliye Sarayı’nın içinde bulunan San Biagio della Pagnote kiliseleridir. Barok dönemin Roması’nda yapılan ilk eser Gesu KilisesMix. Bu döneme ait başlıca kiliseler şunlardır: 1625-1685 arasında yapılan Sant’Ignazio Kilisesi; SantTvo alla Sapienza ve San Cario alie Quattro Fontane kiliseleri Santi Luca e Martina Kilisesi.

Roma’nın dinsel yapılarının yanı sıra sarayları, villaları ve çeşmeleri de ünlü ve görkemlidir. Bunların başlıcaları: 1455’lerde yapılmış olan Venezia, 1489-1511 arasında yapılan Palazzo della Cancellino, Bernini’nin 1633’te tamamladığı Berberi’ni Sarayı, Chigui Sarayı, Madama Sarayı, Bernini ve Fontana’nın mimarlığını yaptığı Montecitorio Sarayı, Peruzzi’nin mimarlığını yaptığı Sapienza Sarayı. Günümüzde bu sarayların tümü değişik amaçlarla kullanılır.

Villaların arasında ise en görkemlisi, mimarlığını Peruzzi’nin yaptığı Farnesina Villası!dır (1509-1511). Ötekiler arasında: Algardi’nin mimarlığını yaptığı PamphiliVillası (1644), Gulia Villası, MediciVillası (1540), Bonaparte Villası. Tarihsel özellikler taşıyan başlıca çeşmeler ise şöyle sıralanabilir: Piazza Montecavallo’da Dioskuros Çeşmesi, Bernini’nin eseri olan 1640 tarihli Piazza Berberini’deki Triton Çeşmesi, yine Berberini’nin eseri olan Piazza Navona’daki Fiumu Çeşmesi,, N. Salvi’nin eseri olan Trevi Çeşmesi (1732-1765).


Leave A Reply