Rüzgar Eken Fırtına Biçer Ne Demektir? Atasözünün Anlamı Açıklaması, Kompozisyon

3
Advertisement

Rüzgar Eken Fırtına Biçer ne demektir, açıklaması, atasözü ile ilgili kompozisyon, Rüzgar Eken Fırtına Biçer atasözünü açıklayan yazı örneği.

Rüzgar Eken Fırtına Biçer

RÜZGÂR EKEN FIRTINA BİÇER

Atasözleri: herkesin zarar görmesine yol açacak işler yapan kimse, çok sert tepkilerle karşılaşır ve sonunda en büyük zarara kendisi uğrar

ANAFİKİR : Başkasının küçük bir kötülüğünü düşünen en büyük kötülüğe kendisi uğrar.

Kötülük yapan kişi hiç kimse tarafından sevilmez. Özellikle yapılan kötülük topluma yönelik bir kötülük olduğu zaman toplumun bütün fertleri kötülük yapana karşı bir bütün halinde karşı koyar. Kötülük düşüneni, düşündüğü kötülükten daha kötü durumlarda bırakır. Bütün bunları bilen kişi ne başkasının ne de toplumun kötülüğünü ister; huzur içinde yaşamak için herkesle iyi geçinmeye, toplumun huzurunu sağlamak için çalışmaya yönelir.

Kötülük yapan, kötülüğün daha fazlasıyla karşılaşır. Bu sözle, kötülük yapmak isteyenler, ya da o eğilim içinde olanlar, uyarılmak istenmiştir.

Advertisement

Yapılan kötülük, yapıldığı yerde kalmaz, daha büyük şekilde geri döner. Kötülükten zarar görenler, bir köşeye çekilip uslu uslu oturmazlar. Kendilerine gelip toparlandıkları zaman daha şiddetli, daha ağır biçimde karşılık verirler. Çünkü öfke içindedirler, ne yaptıklarını bilmezler. Kötülük yapan, daha büyük zararlara uğrar.

Sözgelimi Orhan, Ali’nin kalemini kırdı. Hiçbir neden yokken kalemi kırılan, bundan büyük üzüntü duyan Ali, olayı sessizce karşılayacak mıdır? Uğradığı zararın doğurduğu öfkeyle o da Orhan’ın çantasını kıramaz mı? Böylece Orhan daha büyük zarara uğramaz mı?

Diyeceksiniz ki, Ali’nin davranışı da yanlıştır. Orhan kadar, Ali de suçludur. Ali’nin yaptığı da yanlıştır ama, yanlışlığa yol açan Orhan’dır.

Yapılacak kötülüğe, daha büyük kötülükle karşılık verilebileceği bilinmeli; davranışlar ölçülü olmalıdır. Kötü sonuç verecek davranışlardan kaçınılmalıdır.

Rüzgar İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

Fırtına

Fırtına; esiş hızı yaklaşık olarak saniyede 21 m olan rüzgâr ve bu rüzgârın denizde ya da kum çöllerinde yarattığı dalgalanmadır. Rüzgâr hızlarını değerlendiren Beaufort ölçeğine göre fırtınalar 8, 9 ve 10 gücünde esen rüzgâr olarak sınıflandırılır. 8 şiddetinde fırtına, ağaç dallarını kırar, yürümeyi güçleştirir. Saniyedeki hızı 17.2-20.7 m arasındadır. 9 şiddetindeki fırtına baca ve dam örtüleri üzerinde zararlı olur. Denizde yüksek dalgalar ve köpükler oluşturur. Deniz kıyısında rüzgârla sürüklenen su damlacıkları görüş uzaklığını azaltır. Yerden 10 m yükseklikte saniyedeki hızı 20.8-24.4 m arasındadır.

10 şiddetindeki fırtına ağaçları sökebilecek güçte olup denizde ve deniz kıyılarında görülür. Denizde çok yüksek dalgalara yol açar, aşırı köpüklenme nedeniyle deniz yüzeyi beyaz bir görünüm alır ve görüş uzaklığı oldukça azalır. Yerden 10 m yükseklikte saniyedeki hızı 24.5-28.4 m arasında değişir. Fırtına yüksek basınç merkezlerinden (antisiklon) alçak basınç (siklon) merkezlerine doğru büyük hızla oluşan hava akımları olarak ortaya çıkmaktadır.

Advertisement

Türkiye’de görülen en belli başlı fırtınalar ve yaklaşık tarihleri: Zemheri (8 Ocak), kocakarı (17 Mart, kırlangıç (8 Nisan ve 18 Ekim), sittci sevr (23 Nisan), gündönümü (22 Haziran, 22 Aralık), koçkatımı (4 Ekim), bağbozumu (21 Ekim), Ülker (29 Ekim).


3 yorum

Leave A Reply