S Harfiyle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

0
Advertisement

S Harfiyle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları, en güzel bebek isimleri ve isimlerin anlamları sözlüğü

bebek kucaklamak

Kaynak : pixabay.com

S Harfiyle Başlayan Erkek Bebek İsimleri
ABCÇDEFG HIİJ KLMNOÖPRSŞTUÜV YZ

Saadettin: Dinin mutluluğu.
Sabahattin: Dinin zarifliği.
Sabit: Yerinde durup kımıldamayan. 2. Kanıtlanmış, saptanmış.
Sabri: Sabra ilişkin, sabırlı kişi, sabreden.
Sacit: Secde eden, yere yüz süren.
Sada: Ses. 2. Yankı.
Sadak: İçine ok konulan torba veya kutu biçiminde kılıf.
Sadettin: Dinin mutluluğu.
Sadık: Doğru. gerçek. 2. Dostluğu ve bağlılığı içten olan.
Sadi: Mutlulukla ilgili.
Sadir: Yürek. 2. Başkan. 3. Sadrazam sözünün kısaltılmışı
Sadrettin: Dinin lideri.
Sadri: Yürekle, göğüsle ilgili.
Sadullah: Allah’ın mutlu kulu.
Sadun: Mutlu.
Sara: Dertsizlik, rahatlık. 2. Berraklık ve saflık.
Sarfet: Saflık. temizlik.
Safi: Katışıksız, duru.
Safter: Düşman saflarını yaran yiğit.
Sağcan: Canlı, yaşayan, sağlıklı.
Sağdıç: Düğünde gelin veya damada kılavuzluk eden.
Sağın: Doğruluk kuralına uygun olan.
Sağınç: Arzu, istek, düşünce.
Sağlam: Dayanıklı, yıkılmaz. 2. Sağlıklı, sıhhatli. 3. Güvenilir. 4. İnanılır bir temeli olan.
Sağlamer: Güvenilir yiğit.
Sağlar: Sağlıklı olan.
Sağlık: Hasta olmayan, esenlik.
Sağman: Sağlıklı.
Sağun: Ağıt söyleyen, ağıtçı
Sahabi: Hz. Muhammedi görme mutluluğuna ermiş olan.
Sahip: Koruyan, arka çıkan, gözeten.
Sahir: Geceleri uyuyamayan, uykusuz kalan. 2. İnsanı büyüleyecek derecede güzel olan.
Saim: Oruçlu.
Saip: Doğru.
Sair: Seyreden ve yürüyen.
Sait: Kutlu, uğurlu. 2. Cennetlik kimse.
Sakın: Tedbiri elden bırakma temennisi.
Sakıp: Parlak ışık veren. 2. Delip geçen.
Saki: Su veren, su dağıtan. 2. Kadehle içki sunan. 3. Kırağı.
Sakin: Durgun, hareket etmeyen, kımıldamayan. 2. Sessiz. 3. Kimseyi rahatsız etmeyen, kızgınlık gösteremeyen 4. Bir yerde oturan kimse.
Salah: İyilik, iyileşme düzelme. 2. Barış. 3. Dine bağlılık.
Salahan: Cuma veya cenaze namazına çağrı için minareden salavat okuyan müezzin.
Salahattin: Dine bağlı kişi.
Salahi: İyilik ve barışla ilgili.
Salar: Komutan, lider.
Salat: Namaz.
Salcan: Baş.
Saldam: Ciddiyet.
Salık: Bir olgu ile ilgili verilen bilgi, haber 2. İyi, uygun olduğunu söylemek.
Salıkbey: Haberci.
Salih: Yararlı, iyi elverişli. 2. Yetkili. 3. Dinin buyruklarına uyan.
Salim: Sağlıklı, sağlam, esen. 2. Eksiksiz. 3. Korkusuz, kendinden emin.
Salkın: Güneşsiz serin yer.
Salman: Kendi başına buyruk, özgür.
Saltan: Yalnızlığı seven gezgin.
Saltı: Gezgin.
Saltık: Kendi başına var olan, bağımsız.
Saltuk: Bağımsız.
Saltukalp: Bağımsız yiğit.
Saltukbey: Bağımsızlığına saygı duyulan.
Sam: Nuh’un üç oğlundan biri.
Samet: Çok yüksek ulu. 2. Tanrı adı. 3. Hiçbir şeye ve kimseye gereksinimi olmayan.
Sami: Duyan, işiten. 2. Yüce, ulu, yüksek 3. Dinleyen, dinleyici.
Samih: Cömert.
Samim: Bir şeyin içi, özü, merkezi, temeli, kökü.
Samin: Sekizinci.
Samir: Darı, ekin.
San: Ün, şan, şöhret, 2. Bir şeyi neyse o yapan nitelik.
Sanaç: Dağarcık.
Sanak: Anlık zaman.
Sanal: Adın duyulsun.
Sanalp: Yiğitliğinle tanın.
Sanay: Ay sanı.
Sanbay: Saygınlığıyla tanınmış olan.
Sanberk: Gücüyle tanınmış.
Sancak: Bayrak.
Sancaktar: Bayrak taşıyan kimse.
Sancar: Kısa kama.
Sancarhan: Bayrak hükümdarı.
Saner: Ünlü tanınmış.
Sani: Yapan, yaratan, işleyen 2. Dönen, çeviren
Sanih: Düşünmeden, kendiliğinden oluşan düşünce, fikir.
Sanlı: Ünlü, tanınmış.
Sanver: Şan, şöhret ver.
Saraç: Koşum ve eyer takımları yapan.
Saral: Sarıl, dolan.
Saran: Kuşatan, çeviren.
Sarbek: Sarışın.
Sargan: Verimsiz arazide biten ot.
Sargın: İçten yürekten.
Sargut: Bağış, ödül.
Sarıalp: Sarışın yiğit.
Sarıbay: Sarışın, saygın.
Sarıbey: Sarışın erkek.
Sarıca: Sarıyı andıran, sarıya yakın. 2. Yaban arısı.
Sarıcabay: Sarışını andıran.
Sarıer: Sarışın yiğit.
Sarıhan: Sarışın hükümdar.
Sarıkan: Sarışın bir soydan gelen.
Sarıkaya: Sarı renkli kaya.
Sarıtaş: Sarı renkli taş.
Sarim: Keskin.
Sarkan: Bir işin üzerine çok düşen.
Sarp: Dik, çıkılması ve geçilmesi güç.
Sarper: Zoru başaran kişi.
Sarphan: Zorlukların üstesinden gelen hükümdar.
Sarpkan: Sert güçlü soydan gelen
Sarvan: Deveci,
Satılmış: Doğumundan önce ermişlere adanan çocuk.
Satvet: Atılma,hücum etme, saldırma.
Sav: İddia, tez. 2. Haber, söz. 3. Atasözü.
Savacı: Haberci, müjdeci. 2. Peygamber.
Savaş: Silahlı mücadele, harp. 2. Uğraşma, kavga.
Savaşer: Savaşan.
Savaşkan: Savaşçı bir soydan gelen.
Savat: Gümüş üzerine işlenen kara nakış.
Saver: Sağlam, zinde.
Savran: Deveci.
Savtekin: Uğurlu olduğunu iddia eden.
Savtunç: Sözünün eri.
Savun: Tehlikelerden kendini koru temennisi.
Sayar: Hürmetkar. saygı gösteren.
Saybey: Saygın bey, beyfendi.
Saygıner: Hürmet edilen.
Sayıl: Hürmet gör.
Sayılgan: Saygı duyulan.
Sayıner: Saygın yiğit.
Saykal: Gösterişli.
Saykut: Azizliğine saygı duyulan kişi.
Saylan: Sayılan, seçkin.
Sayman: Hesap uzmanı, muhasebeci.
Saymaner: Zeki kimse.
Sayvan: Güneşten, yağmurdan korunmak için yapılan çardak.
Sazak: Soğuk ve sert esen rüzgar.
Sazan: Sazlık yerde yaşayan tatlı su balığı.
Sehat: Bir işi sonuna değin sürdürme, direşme.
Sebati: Sözünde duran.
Sebih: Yüzücü, iyi yüzen.
Sebil: Kutsal günlerde karşılık beklemeden, hayır için dağıtılan içme suyu. 2. Genellikle camilere bitişik
özel bir biçimde yapılmış, hayır için içme suyu dağıtılan taş yapı.
Seçkin: Niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, elit.
Seçkiner: Üstünlüğüyle övgü alan kimse.
Sedat: Doğruluk, haklılık. 2. Dikkat.
Sefa: Gönül rahatlığı, sakin olma. 2. Eğlence, zevk, neşe.
Sefer: Yolculuk. 2. Savaşa gitme, savaş
Seferi: Yolculukla ilgili olan. 2. Savaşla ilgili olan. 3. Yolculuk anında, oruç tutmak ve namaz kılmak zorunda olmayan.
Seffah: Hatiplik yönü kuvvetli olan. 2. Cömert, eli açık.
Sefil: Sefalet çeken, yoksul kalan.
Sefir: Elçi. 2. Zengin, soylu.
Segman: Er, piyade eri. 2. Er kişi.
Seha: Cömertlik, el açıklığı.
Sehhar: Büyüleyici, büyülü gibi.
Sehran: Geceleri uyumayan, uykusuzluk çeken.
Selah: “Selahattin”in kısaltılmışı,
Selahattin: Dinine bağlı kişi.
Selahi: Barış, huzur.
Selam: Sonu iyi hayırlı çıkma. 2. Barış, huzur. 3. Ölümsüzlük. 4. Nezaket gösterisi yapmak. 5. Esenlenme.
Selamet: Salim olma, esenlik. 2. Kurtulma. 3. İyi son. 4. Güvenme, emin olma.
Selamettin: Dinin selamete ermesi.
Selami: İyilik, salim olma, esenlik.
Selatin: Sultanlar.
Selcan: Yüreği çoşku dolu olan.
Selçuk: Hatiplik yeteneği olan.
Selef: Bir makamda, bir görevde kendisinden önce bulunmuş kimse, öncel
Selek: Eli açık, cömert.
Selekman: Cömert.
Selgüç: Gücünün çoşkunluğu dışarı taşan.
Selhan: Haberci.
Selışık: Işık seli.
Selim: Sağlam, kusursuz. 2. Doğru, temiz. 3. Kolayca iyileşen.
Selkan: Sel gibi coşkulu.
Selman: İçinde barış ve mutluluk umutları taşıyan.
Selmi: Barış yanlısı, barışsever.
Selok: Sel gibi çoşkun, ok gibi hızlı.
Semai: Bir kurala bağlı olmayıp ancak işitmekle öğrenilen söz . 2. Türk müziğinde iki basit usülden biri. 3. Bir halk şiiri türü.
Semavi: Göksel.
Semender: Ateşte yanmadığı halde ateşi söndürdüğü söylenen efsane hayvan.
Semih: Cömert, eli açık.
Semin: Çok değerli.
Semir: Arkadaş, dost. 2. Meyve veren.
Semiray: Ay gibi dost canlısı.
Semuh: Cömert.
Semyan: Haşmet.
Sena: Övme, övgü.
Senai: Övme ile ilgili.
Sencan: Can kadar sevilen.
Sencer: Kale, askeri siper.
Sener: Yiğit ve güçlüsün.
Senger: Siper. 2. Korugan.
Sengin: Ağırlığı olan.
Senih: Süs,
Ser: Baş. 2. Başkan. 3. Tepe. 4. Uç, kenar, kıyı. 5. Son, nihayet.
Serad: Adı lider olan.
Seralp: Yiğitlerin lideri.
Seratir: Üstün, yüksek.
Serezad: Serbest, hür. 2. Derdi olmayan, rahat ve huzurlu.
Serbay: Önder,lider.
Serbaz: Subay. 2. Korkusuz cesur.
Serbest: Özgür, bağımsız.
Serbülent: Başı yüksek, yüce, ulu.
Sercihan: Sevilen hükümdar.
Serdar: Askerin başı, başkomutan, başbuğ.
Serdar: Lider.
Serdarhan: Hükümdar.
Serdengeçti: Fedai.
Serdeste: Seçkin kimse, mümtaz.
Serdinç: Sakin, rahat.
Serener: Gönderi çeken kişi.
Sereng: Üç renk.
Serfiraz: Kazanan, galip.
Sergen: Raf, vitrin, düzlük yer, yorgun.
Sergüzeşt: İnsanın başından geçen olay. 2. Serüven, macera.
Serhas: Dikenli bitki.
Serhat: Sınır, hudut. 2. Uç.
Serhun: Asil kan, soylu kan.
Seri: Çok hızlı, süratli
Serian: Aceleci.

Serim: Sabırlı.
Serimer: Sabırlı kişi.
Serin: Az soğuk
Serkan: Başkan.
Serkan: Önder, lider.
Serkeşi: Asilik, dik kafalı, iraatsiz.
Serkut: Şansı yerinde olan insan.
Sermedi: Sonsuz.
Sermest: Kendinden geçercesine sevmek.
Sermet: Sürekli, devamlı.
Sermiyan: Efendi, bey, reis.
Sernerm: Uysal, yumuşak başlı.
Serok: Başkan, şef, yönetici.
Serol: Önder ol.
Sertaç: Çok sevilen baştacı edilen.
Sertel: Acımasız, katı.
Serter: Acımasız yiğit.
Sertuğ: Baştacı edilen.
Server: Başkan. 2. Bir topluluğun reisi.
Servet: Zenginlik, varlık, mal, mülk.
Settar: Örten. 2. Tanrı sıfatlarından.
Sevan: Her zaman sevilerek anılan.
Sevener: Seven yiğit.
Sever: Herkesi içtenlikle seven.
Sevgen: İçtenlikle seven.
Sevik: Dost, arkadaş.
Sevkal: Her zaman için sevil.
Sevkan: Sıcakkanlı.
Sevük: Çok sevilen.
Sewgur: Şafak.
Seyda: Elit.
Seyfettin: Dinin askeri.
Seyfi: Askerlikle ilgili.
Seyhun: Akarsu.
Seyit/Seyyit: Efendi, ağa. 2. Hz. Muhammed soyundan gelen kimse.
Seyithan / Seyyithan: Ağaların ağası.
Seylan: Akma, akıntı.
Seymen: Törenlere, yerli giysilerle atlı ve silahlı olarak katılan yiğit.
Seyran: Gezinme. 2. Bakınıp seyretme.
Sezai: Uygun, yaraşır.
Sezal: Sezgili.
Sezek: Duygusal kişi.
Sezgen: Sezgileri güçlü olan.
Sezgin: Sezgileri güçlü olan.
Sezginay: Sezgileri güçlü olan.
Sezi: Sezgi.
Sezim: Sezgi.
Seziş: Hisseden.
Sezmen: Sezen, hisseden.
Sıdal: Olgunlaşmaya başlayan, delikanlı.
Sıdam: Natürel.
Sıddık: Özü sözü bir hiç yalan söylemeyen, çok dürüst.
Sılan: Keyfi, huzuru yerinde olan.
Sılamed: Selamet.
Sıral: Güvenilen kimse.
Sırat: Yol. 2. Mahşer günü, üstünden yalnız günahsızların geçebileceğine inanılan köprü.
Sırrı: Gizlilik.
Sıtkı / Sıdkı: Doğruluk, gerçeklik. 2. İçten bağlılık.
Simavi: Yüz, çehre.
Simt: Doruk, tepe.
Sina: Arap Yarım adası’nın Mısır’la birleştiği yerdeki ada. 2. Bu ada’da bulunan dağ. 3. Hz. Musa’ya Tanrı sözlerinin bu dağda indiğine inanılır
Sinan: Mızrak, süngü.
Sipah: Asker.
Sipahi: Süvari, atlı asker sınıfı.
Sipan: Suphan Dağı.
Sipkan: Ağrı’da Kürt aşireti.
Sirac / Siraç: Işık.
Siracettin: Dinin ışığı.
Sirer: Gözü gönlü tok olan.
Siret / Siyret: Yaşam öyküsü. 2. Bir kimsenin iç dünyası.
Sirmen: Gözü, gönlü tok olan.
Sirt: Sert, haşin.
Sitembar: Kurban, ezilmiş, mazlum.
Sitemkar: Sitem edici, sitem eden.
Siwar: Süvari.
Siyasi: Politik.
Siyavuş: Yağız atlı.
Somel: Güçlü el.
Somer: Güçlü, doğru kişi.
Sonad: Son çocuk.
Sonalp: Son yiğit
Sonat: Bir ya da iki şarkı için yazılmış 3- 4 bölümden oluşan müzik yapıtı.
Sondal: Umut bağlanan çocuk.
Soner: Son doğan erkek çocuk.
Songun: Son olan.
Songur: Şahin.
Songuralp: Şahin gibi yırtıcı yiğit.
Songurhan: Şahin gibi yırtıcı hükümdar.
Songurkan: Yırtıcı bir soydan gelen.
Songurtay: Şahin gibi yırtıcı genç.
Songurtürk: Şahin gibi yırtıcı Türk.
Sonuç: Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice. 2. Bir gelişim veya girişimden elde
edilen şey. 3.-Öz, özet.
Sorgun: Güzel saçlı.
Sorkan: Derikte Kürt aşireti.
Sorkun: Yüksek dağların etekleri. 2. Sepetçi söğüdü
Soyak: Soyu temiz.
Soyalp. Yiğit soydan gelen.
Soydan: Soylu bir ailesi olan.
Soydaner: Yiğitliği soyundan gelen.
Soydaş: Soyları bir olan, hemcins.
Soydinç: Dinç bir soydan gelen.
Soydinçer: Dinç bir soydan gelen.
Soyer: Soyu yiğit olan.
Soyhan: Hükümdar soyundan gelen.
Soykal: Soyunu devam ettir.
Soykan: Soylu kandan gelen.
Soykök: Köklügeçmişi olan bir soydan gelen.
Soykurt: Kurt gibi güçlü ve zeki soydan gelen.
Soykut: Kutsal bir soydan gelen.
Soylu: Asil.
Soylubey: Asil ve saygın kişi.
Soyluer: Asil ve yiğit kişi.
Soylukan: Asil bir geçmişi olan.
Soylutürk: Asil Türk.
Soylutay: Asil ve genç.
Soysal: Soyla ilgili.
Soytekin: Uğurlu soy.
Soyuak: Soyu temiz.
Soyualp: Yiğit soydan gelen.
Soyudinç: Dinç bir soydan gelen.
Soyudinçer: Dinç bir soydan gelen.
Soyuer: Soyu yiğit olan.
Soyugür: Çok kalabalık bir soydan gelen.
Soyuhan: Hükümdar soyundan gelen.
Soyukan: Soylu kandan gelen.
Soyukök: Köklü geçmişi olan bir soydan gelen.
Soyukurt: Kurt gibi güçlü ve zeki soydan gelen.
Soyukut: Kutsal bir soydan gelen.
Soyupak: Temiz ve dürüst bir soyu olan.
Soyutay: Asil ve genç.
Soyutekin: Uğurlu
Soyutürk: Türk soyundan gelen.
Sökmen: Yiğit.
Sökmener: Yiğit.
Sönmez: Her zaman için var olacak olan.
Sönmezalp: Yiğitliğiyle anılacak olan.
Sönmezay: Güzelliğiyle anılacak olan.
Sönmezer: Yiğitliğiyle anılacak olan.
Sözal: Söz vermesini sağla.
Sözen: Hatiplik yeteneği çok iyi olan.
Sözer: Sözünde duran.
Sözmen: Hatiplik yeteneği çok iyi olan.
Sualp: Asker, yiğit.
Suat: Mutlulukla ilgili.
Suavi: Yardımsever.
Subutay: Cengiz Hanım ünlü generalinin adı.
Sudi: Kazanç, kar.
Sulhi: Barışa özgü, barışçı.
Sunal: Sunuş, sunma.
Sunalp: Sunulan yiğit
Sunar: Takdim eden.
Sund: Ant içmek. 2. Yemin eden.
Sunel: Sunulan el.
Suner: Sunulan yiğit.
Sungun: Yetenek. 2. Bağış, lütuf.
Sungur: Doğana benzeyen yırtıcı bir kuş.
Sunguralp: Yırtıcı yiğit
Sungurbey: Yırtıcı ve saygın.
Sunullah: Allah’ın kudreti.
Suphi: Tan vakti.
Sururi: Sevinçli, neşeli, 8. yy. Osmanlı şairi.
Suut: Yükseliş, yukarı doğru yükselme.
Suudi: Kutsal yıldızlar. 2. Yükselme.
Suvari: Su gibi.
Süalp: Yiğit
Süel: Asker eli.
Süer: Yiğit asker.
Süerdem: Faziletli asker.
Süerden: Dürüst asker.
Süergin: Olgun asker.
Süerkan: Yiğitçe bir geçmişe sahip asker.
Süersan: Yiğitliğiyle nam salmış asker.
Süha: Büyük ayı yıldız kümesinden en küçük yıldızı,
Sühan: Söz, lakırdı.
Süheyl: Güney yarım kürede bulunan parlak yıldız, yıldırak.
Sükan: Sakin.
Sükuti: Az konuşan.
Süleyman: Peygamber adı. 2. Huzur anlamında.
Sülü: “Süleyman” isminin kısalarak söylenen bir biçimi.
Sülüman: “Süleyman” isminin bir başka söyleniş biçimi.
Sümer: Aşağı Mezopotamya’da yaşamış bir kavim.
Sümerkan: Sümer soyundan gelen.
Süphan: Doğu Anadolu’da Van Gölü’nün kuzeyinde sönmüş volkan.
Sürsoy: Soyun genişlesin.
Süzen: Topluca yapılan av.
Süvari: Atlı. 2. Atlı asker. 3. Gemi kaptanı.


Leave A Reply