Saat Nedir? Saatin Tarihçesi, Özellikleri, Çeşitleri Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Saat nedir, ne işe yarar? Saatin özellikleri, tarihçesi, çeşitleri nelerdir, saatin kullanımı, Saat hakkında bilgi.

saat

Kaynak : pixabay.com

Saat

Saat; bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit zaman parçasıdır. Günün zamanını ölçmeye yarayan araç da yine bu adla anılır. İlkçağ inşanı zamanı önce kum ve su saatleriyle, sonra da gölge saatleri ve güneş kadranlarıyla ölçerlerdi. İslam dininin doğuşundan önce Arapların, İranlıların, Türklerin kullandıkları saatler güneş saatiydi. Güneyin doğuşuyla, batışı arasında geçen süre birtakım bölümlere ayrılıyor, bunlar bir buçuk üzerine ya da özel olarak bir yere dikilen direğe, taşa işaretleniyordu. Her işaret bir zaman süresini gösteriyordu. Eski Türkler daha çok bu zaman ölçeğini kullandılar.

Saat Türleri

Gerek Türklerin, gerek Arapların kullandığı güneş saati birkaç türlüydü. Bunlardan biri, bir ağacın ya da uzun taşın üzerine çizilen ve her biri günün belli bir süresini gösteren işaretlerle yapılan saatti. Bu saat belli bir yerde durur, güneş ışınlarının izdüşümlerini belirtmeye dayanan işaretlere göre ayarlanırdı. Her işaret, günün belli bir süresi içinde güneş ışığının önünü keser, karşısına gelen kertiği gölgelerdi. Böylece, direk ya da taş boyunca belli aralıklarla sıralanan çizgiler günün hangi bölümünde bulunduğunu gösterirdi. Bu direk ya da uzun taş güneşin doğuşu, göğün en yüksek yerinde bulunuşu ve tam batısı gibi üçüzlü hareketine dayanıyordu. Böylece sabah, öğle ve akşam gibi üç kesin zaman başlangıcı belirleniyordu. Sonraları, bu zaman sürelerinin araları da eşit bölümlere ayrıldı. Kuşluk, ikindi, grup gibi zaman sürelerinin araları da eşit bölümlere ayrıldı. Kuşluk, ikindi, grup gibi zaman sürelerinin araları da eşit bölümlere ayrıldı.

Kuşluk, ikindi, grup gibi zaman ayrımları ortaya çıktı. Başka çeşitleri de bulunan ve uzun süre kullanılan güneş saatleri sonraları yerlerini su ve kum saatlerine bıraktılar. Kum saati Arapların, su saatini Mısır ve Mezopotamyalılar’ın bulunduğu ileri sürülür. Kum ve su saatleri Çin’de de kullanılıyordu. Asya Türkleri bu iki saat türünü de kullandılar. Gerek kum saati, gerek su saati, birbirine bitişik iki kaba konan kum ya da suyun, bir kaptan ötekine akması esasına dayanırdı. Su ya da kumun bir kaptan öteki kaba aktığı süre eşit aralıklı bölümlere ayrılıyor, bunların süresi belli bir zaman bölümünü gösteriyordu. Su ve kum saatleri İslam ülkelerinde 16. yüzyıl sonlarına kadar kullanıldı. Evlerde su ve kum, medreselerde, kütüphanelerde, daha çok gündüz çalışılan yerlerde güneş saati kullanıldı. Güneş olmadığı günlerde kum ve su saatleri daha çok uygulanırdı. Ayrıca geceleri, ayın ve yıldızların hareketlerine, ışık sürelerine dayanan gece saatleri de kullanıldı.

güneş saati

Kaynak: pixabay.com

Tarihçesi

İslam ülkelerinde, madeni saat yapımının ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, 9. yüzyılda halife Harunür-Reşid döneminde madeni çalar saatlerin bulunduğu, sarayda kullanıldığı bilinir. Bunlar belli bir yerde duran, kolay taşınamayan duvar ya da büyük masa saatleriydi. Sonraları bunların küçükleri de yapılmaya başlandı. İslâm ülkelerinde, saat kullanma gereği, daha çok namaz, oruç gibi dinsel görevlerin belli zamanlarda yapılması sonucu ortaya çıktı.

Batı’da ilk ağırlıklı saat 10. yüzyıla doğru Papa II. Silvester tarafından ortaya kondu. Galilei sarkacın özelliklerini buldu ve bu buluşundan oğlunun yardımıyla, 1638’de zamanı ölçmede yararlandı. 1673’te Huygens Horologium oscillatorium adını verdiği gerçek bir sarkaçlı saat yaptı ve bunun kuramını oluşturdu. Avrupa’daki en ünlü saatler arasında İsveç’teki London saati, Dijon Jakmarı, Strasbourg Katedrali’nin 14. yüzyıldan kalan ve 1840 ‘ta yeniden yapılan büyük yıldız saati ve Paris Adalet Sarayı’nın 16. yüzyıla uzanan saati sayılabilir. İlk kol saati 16. yüzyılın başında Peter Henlein tarafından Nümberg’de yapıldı. Zembereğin bulunması ve çelik bir zincire kovana bağlanmasıyla gelişen saatler, 1674’te Huygens’in spiral yaylı ayar düzeneğini bulmasıyla aşağı yukarı son biçimini alan mekanizmalarına kavuştular. Kısa bir süre sonra, İngiliz Barlow 1676’da çalar saati gerçekleştirdi. 20. yüzyılda gelişen teknolojiyle birlikte kuvarz, elektrikli, atom ve dijital saatler üretildi.

Advertisement

Leave A Reply