Şahitlik Nedir? İslamda Şahitliğin Şartları Nelerdir?

0
Advertisement

Şahitlik nedir? İslam dininde şahitliğin şartları nelerdir? Şahitliği makbul olmayanlar kimlerdir? Şahitlik hakkında bilgi

Şahitlik Nedir?

Şahid bir olaya tanık olan ve o sırada hazır bulunan kimsedir. Şahidlik de, tanık olmak ve olayda hazır bulunmak fiilidir. İslâm dininde şahidliğin tanımı şöylece yapılır: Zan ve tahmine dayanarak değil, tam ve açık bir görgüye dayanmak suretiyle, her hangi bir kişinin, bir başkasına olan hakkını haber vermeye “Şehadet/şahidlik” denilir.

Şahidlikte, eğer davacı isterse, şahid gösterilenin bu yükümlülüğü yerine getirmesi zorunludur. Din emri böyledir. Cenab-ı Hakk ve Feyyaz-i Mutlak Kur’ân-ı Mecid’inde bu konuda şöyle emir vermiştir: “Şahidler (şehadeti edâya) çağrıldıkları vakit, kaçınmasın”. Ve arkasında şu ilâhi buyruk onu izlemektedir: “Şahidliği gizlemeyin. Kim onu gizlerse, hakikat şudur ki: Onun kalbi bir günahkârdır.”

Şahitliğin Şartları

Bir şahidin şehadetinin makbul olması için aşağıdaki niteliklerin onda mevcut olması şarttır:

Advertisement

a — Şahidin: Müslüman olması icabeder;
b — Hür olması gerekir;
c — Adalet sahibi olacaktır (Daha açık bir anlatışla iyilikleri kötülüklerine galebe çalacaktır, iyilikleriyle kötülükleri karşılaştırıldığında iyilikler ağır basacaktır);
d — Şahid, buluğa (erginlik çağına) ermiş bulunacaktır;
e —Aklı başında olacaktır (Deli-divâne olmayacaktır);
f — Kör de olmayacaktır (Ama tabiatiyle burada iki göz bahis konusudur);
g — Herhangi bir kimseye zina suçunu yüklemek suretiyle müfteri durumuna düşüp had cezasına çarptırılmış olmayacaktır (Böyle bir cezaya suçlunun kendisini ve başkalarını suç işlemekten alıkoyacak yolda taziri (kamçılamak) ve tedibi (edeplendirilmesi) cezasına uğramış olmayacak),
h — Şahidin, görevini yaparken şehadet lâfzını kullanması da şarttır. Genellikle, İslâm dininde, “Ben şehadet ederim ki…” diyerek ifade vermek icabeder.

Karşı taraf, şahidlerin durumuna itiraz etmedikçe, yargıç, Müslüman şahidlerin adalet sahibi olduklarını kabul eder.

Şahitlikleri Makbul Olanlar

a — Ana ile babanın çocukları ve torunları lehine şahidlikleri makbul değildir;
b — Çocuklar da -aynı şekilde- ana ve babalarıyla dedeleri için şahitlik edemezler;
c — Karı ve kocadan biri, öteki leh ve aleyhine şehadette bulunamaz;
d — Ortaklıkları ile ilgili bir işte, ortaklardan birinin şehadeti de geçerli olmaz;
e — Kötü ve çirkin işleri gelenek durumuna getirenler;
f — Devamlı şarap içip ömrünü eğlencelerde tüketenler;
g — Ölülerin arkasından bağırıp çağıran ağıtçı kadınlar ve daha bir çok kimsenin şahidlikleriyle, birbirine düşman kişilerin-yekdiğeri aleyhine olan – şahidlikleri makbul olmaktan uzaktır.

Her hangi bir şahıs, şahid gösterilmiş olmaksızın da, hukuka ve andlaşmalara dair bildiklerini, gördüklerini, duyduklarını şahid niteliğiyle anlatmaya yetkilidir. Ancak başka bir tanıktan duyduklarına şehadet etmesi geçerli olmaz. Şunu da hatırda tutmak İslâm Hukukunda yararlıdır: Herhangi bir kişi tam bir açıklıkla görmediği bir şey hakkında tanıklıkta bulunmamak durumundadır. Ancak doğum, ölüm, evlenme gibi sorunlarda – güvenilir bir kimsenin haber vermesi üzerine – şehadetine cevaz vardır.

İslâm dininde, şehadet edilen işin —davanın sâbit olduğunu sağlamak hususunda— tanıklarının sayısı da önemlidir. Zina gibi çok önemli ve aile şerefine ilişkin sorunlarda dört erkeğin açık tanıklığına ihtiyaç vardır. (Bu işte kadınların şahidliği geçersizdir). Bir çok hukuki işte: ya iki erkeğin, yahut bir erkekle iki kadının şehadeti gereklidir. (Mali hususlar, vasiyet, nikâh, talak (boşama), vb. böyledir). Doğum gibi işlerle, erkeklerin bilmeleri icabetmeyen bazı kadınlara özgü işlerde sadece, bir kadının şahidliği yeterli görülmüştür.

Advertisement

İslâmiyette yalancı şahidliğin haram olduğu ve böyle bir huyu olanların toplumda sadece teşhir edilmekle kalınmayıp, cezalara çarptırıldıkları da gerçektir.


Leave A Reply