Satranç Hakkında Genel Bilgiler

0
Advertisement

Satranç oyunu ile ilgili ansiklopedik bilgiler. Satranç nasıl bir oyundur dünyaya nasıl yayılmıştır ve satranç nasıl oynanır konuları ile ilgili bilgiler.

Satranç

SATRANÇ, iki kişi arasında, hanelere bölünmüş kare bir tahta üzerinde, 16’şardan 32 taşla oynanan bir oyundur. Bazı salon ve kağıt oyunları gibi şansa bağlı bir oyun olmayıp tamamen zekaya ve stratejiye dayanır. Bundan dolayı satranç, eskiden olduğu gibi bugün de, ancak düşünmesini, zihnini işletmesini seven kimselerin zevk aldığı bir oyundur. Bu bakımdan satranç bir çeşit zihin sporu kabul edilir.

Satrancın çok eski bir tarihi vardır. İlk olarak kimlerin icat ettiği kesin şekilde bilinmiyor. Bazı tarihçilere göre satrancı, ilk defa, Truva’nın kuşatılması sırasında askerlerin oyun oynayıp vakit geçirmeleri için Palamides adında bir komutan icat etmiştir. Bazı kaynaklara göre de daha o çağlarda «peteia» denilen, satranca çok benzer bir oyun zaten biliniyordu.

Arap kaynaklarına göre, satranç, Hindistan’da, genç bir prense ders veren bir Brahman rahibi tarafından, kralların bile tek başına hiçbir şey yapamıyacağını, daima başkalarının yardımlarına ihtiyacı olacağını anlatmak için düzenlenmiş bir oyundur. Brahman rahibinin bu oyunu o kadar çok beğenilir ki, rahibe bir mükâfat vermek ister. O da bir miktar buğday verilmesini rica eder. Yalnız, bir şartı vardır: Satranç tahtasının birinci karesi için bir buğday tanesi, ikincisi için iki, üçüncüsü için dört buğday tanesi, verilecek, böylece her kare için bir önceki karedeki tanelerin sayısı bir kat artırılarak 64 kare tamamlanacak.

Başlangıçta bu istek çok basit gözükürse de, kaç buğday tanesi verileceğini hesaplamak için toplanan bilginler işin içinden çıkamazlar. Çünkü hesap sonunda ortaya çıkan 18.446.744.073.709.551.615 buğday tanesini bütün Hindistan’da elde etmeye imkan yoktur. Bu kadar buğdayı elde etmek için bugün bile bütün kıtaların tamamının yüzölçümünden 76 kat daha geniş bir toprak parçasına buğday ekip, ürününü toplamak gerekir.

Advertisement

Satrancın Dünyaya Yayılışı

Bu olayın ne derece doğru olduğu kesin olarak bilinmiyorsa da, tarih kaynakları V. yüzyılda Hindistan’da satranç oynandığını kaydediyor. Satranç o zamanlar da iki kişi arasında, 64 kareli bir tahta üzerinde oynanırdı; yalnız, karelerin hepsi de aynı renkteydî. Satranç Brahmanlar’ın zulmünden kaçan Budistler tarafından hemen hemen bütün Asya’ya yayıldı. Bu arada oyunun bazı kuralları da değiştirilmişti.

Satrancın Avrupa’ya geçmesi ancak IX. yüzyılda oldu. O günlerde oynanan satrançta, taşlardan ikisi hariç, ötekilerinin hareket tarzı bugünkünün aynıydı. Yalnız, «vezir» çaprazlamasına ancak bir kare ilerliyebilirdi; «fil»ler de önleri kapalı oldukları halde ilk hamlelerini yapabilirlerdi. Satranç XV. yüzyılın sonlarına doğru bugünkü şeklini aldı. «Piyade»lerin, tahtanın karşı ucuna kadar gidince, eksik olan taşlardan birinin değerini kazanabileceği de bu sıralarda kabul edildi. Daha önceden bu taşın muhakkak «vezir» olması gerekirdi.

Satranç Nasıl Oynanır

Satranç, «satranç tahtası» denilen bir tahta üzerinde oynanır. 64 küçük kareye bölünmüş olan tahtanın 32 karesi koyu renkli, 32 karesi de açık renklidir. Oyun taşları da «siyahlar», «beyazlar» olmak üzere iki grup halinde toplanmıştır. Her grupta 1 «şah», 1 «vezir», 2 «fil», 2 «at», 2 «kale», 8 «piyade» (piyon) vardır. Oyun, karşı tarafın şahını kaçamayacak duruma getirip esir etmeye dayanır.

Taşların Dizilmesi. — Satranç tahtası her iki oyuncunun önünde birinci sıranın sağına beyaz kare gelecek şekilde konur, bunun üzerine taşlar yerleştirilir. Taşlar renklerine göre ayrılır. Birinci sıranın iki başına kaleler, onların yanına atlar, onların yanına da filler konur. Beyaz taşların veziri filin yanındaki beyaz kareye, şah da boş kalan kareye konur. Önlerindeki ikinci sıraya da sekiz piyade dizilir. Böylece, birinci ve ikinci sırayı bir renk, yedinci ve sekizinci sırayı da öteki renk taşlar almış olur. Oyuncular hangi renk taşlarla oynıyacaklarını kura ile tesbit. ederler, ilk oyunu beyaz taşlarla oynayan oyuncu yapar.

Advertisement

Taşların Hareketleri. — Atlar hariç, öteki taşların hepsi, ancak önleri açık olduğu zaman hareket ederler. Piyadeler önleri açık olursa bir kare ilerlerler, çaprazlama karedeki taşı alabilirler, geriye dönemezler Alınan taşlar oyun dışı bırakılır. İlk seferine mahsus olmak üzere iki kare atlıyabilen piyadeler, karşı renk taşlar tarafından alınmadan tahtanın karşı tarafına kadar giderse büyük değer kazanırlar. Oyuncunun o anda hangi taşa ihtiyacı varsa —şah hariç— piyade de o değeri kazanır.

Kaleler önleri açık bulundukça düz olarak her yöne (sağa, sola, öne, arkaya) hareket edebilirler. Atlar, önleri kapalı da olsa bunların üzerinden atlayabilir Bir önlerindeki karenin çaprazına hareket ederler. Burası boşsa oraya yerleşir, karşı renk bir taş varsa onu alır, oyun dışı bırakır. Siyah karede bulunan bir at, daima beyaz kareye konar.

Fillerin gidişi, bir bakımdan, kalelerin gidişine benzer. Yalnız, kalelerin düz gitmesine karşılık fiiier daima çapraz giderler. Fillerin bîri beyaz karededir. Oyun sonuna kadar beyazda kalır. Siyah karede olanı da siyahta kalır.

Vezir, satranç taşlarının içinde en geniş hareket kabiliyeti olanıdır. Hem kale gibi düz, hem de fil gibi çapraz gider.

Şah, oyunun en değerli taşıdır. Tıpkı vezir gibi her yöne gidebilirse de yalnız bir kare ilerleyebilir. Şahın alınması ile oyun sona erer.

Oyunun Kuralları. — Karşı tarafın şahını ele geçirecek bir durum olunca durum «kış» denilerek haber verilir. Karşı taraf şahını kaçamaz, ya da tehlikeyi ortadan kaldıra-mazsa şah «mat» olmuş sayılır. Şahlardan biri mat olmadıysa da öteki taşların ya oyun dışı kalmış, ya da kendi aralarında sıkışmış olması yüzünden oyun sonu alınamıyacak şekle gelmişse bu duruma «pat» denir, oyuncular berabere kalmış olur.

Şahlarla kalelerden biri oyunun başlangıcından beri hiç yer değiştirmemişse, aralarında da başka bir taş yoksa «rok» yapabilirler. «Büyük rok»ta şah sola doğru iki kare ilerler, o tarafta bulunan kale de şahın eski yerinin yanına gelir. «Küçük rok» da bunun aksi tarafa olanıdır.

Satranç Maçları

Satranç, basit bir oyun değil, çetin bîr zihin sporudur. -Onun için satranç oyununa «maç» denir. Birçok maçlar oynanarak turnuvalar düzenlenir, bir şampiyon çıkar. Satranç muhakeme ve uzun düşünme istiyen bir oyundur. Bu bakımdan iki hamle arası dakikalarca, hattâ bazan saatlerce uzayabilir. Günlerce sürüp giden satranç maçları olmuştur. Bunun yanında, bazı oyuncular her hamle için ancak belirli bir düşünme payı ayırdıkları hızlı maçlar yaparlar. Ayrıca, kendine çok güvenen satranç oyuncuları iki, ya da daha çok sayıda oyuncuyla karşılaşır. Oyuncu sayısı kadar satranç tahtası ile bunların oyuncuları bir sıra halinde dizilirler. Beriki de her satranç tahtasının karşısında birkaç dakika durarak hamlesini yapar, sonra öteki oyuncunun karşısına geçer. Böylece 40 oyuncu ile oynayıp, çoğunu da mat eden ünlü satranç oyuncuları vardır.


Leave A Reply