Sefiller Kitap Özeti Konusu Karakterler Yorumlar İnceleme, Victor Hugo

0
Advertisement

Victor Hugo Sefiller isimli kitabının konusu, karakterleri, incelemesi, eleştirisi, özetleri. Victor Hugo Sefiller kitap özeti..

Sefiller Kitap Özeti – Victor Hugo

Sefiller Kitap Özeti – Victor Hugo

Romanın Başlıca Karakterleri

Jan Valjean: Romanın başkahramanı. Önce çalışkan bir köylüyken hırsızlıktan hapishaneye düşer, mahkumluktan sonra, ticaretle uğraşır, belediye başkanı olur, bahçıvanlık yapar. Kötülüklerden arınır, topluma yararlı bir insan olur.
Javert: Polis memuru. Dürüst.
Mösyö Beinvenu: D kasabasının Piskoposu. Herkese iyilik yapmakla günlerini geçiren din görevlisi.
Fentine: İyi bir insan ama koşullar yüzünden fahişeliğe sürüklenir.
Cosette: Fentine’nın kızı. Jan Valjean’ın evlatlığı, nazik ve sevimli bir kız.
Albay Baron Georges Pontmercy: Walerloo’da çapkın bir subay. Yaşlanınca huyundan vazgeçmiş, kendini çiçek yetiştirmeye vermiştir.
Marius Pontmecy: Albayın oğlu, kendisini babasının anısına adayan bir genç, Cosette’in arkadaşı.

Sefiller Özeti

1798 Fransız îhtilali’nden sonraki günlerde fakir bir rençber olan Jean Valjean, aç yeğenlerini doyurmak için bir fırından ekmek çalmak zorunda kalır. Yakalanır. Bu yüzden bir kadırgada kürek mahkûmu edilmiştir. Bu devre kanunların en şiddetli olduğu bir dönem olduğundan ufak bir suça dahi büyük bir ceza verilmektedir.

Jean Valjean, bu adaletsizlik yüzünden mahkûmiyeti boyunca cemiyetten, devletten nefret eder. Defalarca kaçmak istediği için mahkûmiyeti on dokuz seneye çıkarılır. Bir gün, hapisten ayrılır. Fakat işsiz güçsüzdür. Hayatını kazanmak, kamını doyurmak için memleketleri dolaşır ve nihayet D şehrine gelir. Bir kürek mahkûmu olduğu için kimse ona yatacak yer vermez. Kasabanın iyiliksever piskoposu Myriel onu misafir eder. Piskoposun misafirperverliğine karşılık Jean Valjean onun gümüş takımlarını çalar. Polis onu yakalar. Piskopos, polislere takımjarı Jean Valjean’a hediye ettiğini söyler. Valjean, seneler sonra ilk defa insan gibi bir muamele ile karşılaşmıştır. Çok duygulanır. Bu hareket onda büyük bir değişiklik yapar ve iyi bir insan olmaya karar verir. Bu piskoposun güvenine layık olmak için faziletli bir insan olmaya, insanların yararına çalışmaya azmeder.

Jean Valjean, ismini Madalenie olarak değiştirir ve hayata yepyeni, iyi bir insan olarak başlar.

Seneler geçmiştir. Fransa’da küçük bir kasabada ucuz mücevharat satıcılığı yapmaktadır. Kasaba halkının güvenini kazanmış, zengin bir insandır. Daha sonra kasabaya belediye reisi seçilir. Bu arada Fantine adlı fakir bir kadın ölünce kızı Cosette’i evlat edinir. Kasabanın polis müfettişi Javert, amirinin kimliğinden şüphelenir. Onu tam yakalatacağı sırada adı Valjaen olan birinin yakalandığını ve kürek mahkûmu olarak kadırgaya gönderildiğini öğrenir. Belediye başkanından özür diler, şüphelendiği için vicdan azabı duyar ve istifa etmek ister. Jean Valjaen istifayı kabul etmez. Fakat Jean Valjean kendisinin yerine başka birinin ceza çektiğini öğrendiği için vicdanen çok rahatsız olur. Kahramanca bir hareketle mahkemeye gider ve suçunu itiraf eder, tekrar küreğe mahkûm edilir.

Advertisement

Bir süre sonra, Jean Valjean bir rahibenin yardımıyla hapisten kaçar. Belediye reisi iken biriktirdiği para ve Cosette ile Paris’e gider. Bir rahibe manastırında bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Cosette de, manastırın mektebine devam etmektedir. Böylece, Javert’ten uzakta, güvenli yıllar geçirirler.

Paris’in uzaklarında bir köşk alırlar. Cosette, büyümüştür.

Paris’te talebe olan Marius Pontmercy adında bir gençle tanışır. Marius’u eski bir burjuva olan büyük babası yetiştirmiştir. Marius, ise eskiden baron olan babasının hatırası ile yaşamaktadır. Yirmi yaşında olan Marius fakir bir hayat sürmeyi ve radikal arkadaşları ile yaşamayı tercih etmektedir. Cosette ve Marius, Luxemburg parkında görüşürler ve birbirlerine âşık olurlar.

Bu arada, Paris’te iç huzursuzluklar baş gösterir. Sosyalistler hanedana karşı başarısızlıkla sonuçlanan bir başkaldırı hareketinde bulunurlar. Valjean da isyana katılır. Marius ve Javert’e yardım eder. Javert’i ölümden kurtarır. Valjean’m bu yardımı, Javert’in hukuka dayanan ahlaki dünyasını altüst eder. Bir mahkûmun kanunlara uyan bir vatandaştan daha iyi olabileceği gerçeği ile yüz yüze gelir. Yıllarca aradığı Valjean’ı tutuklamaz ve boşa geçirdiğini düşündüğü hayatına son verir.

Marius, Valjean’m kendisinin hayatını kurtardığını olay esnasında baygın olduğu için bilmemektedir. Jean Valjean kalan parasını Marius’la Cosette’i evlendirmek için harcar ve onların hayatına gölge düşürmemek için inzivaya çekilir. Bir süre sonra, Valjean, ölüm döşeğinde senelerce önce piskoposun ona verdi-Si şamdanları kızı Cosette’e hediye ederek hayata gözlerini yumar.


SEFİLLER (Kitabın konusu eleştirisi)

Roman beş cilt ve her biri bir roman büyüklüğünde beş kitaptan oluşuyor. Sefiller, Jan Valjean (Jan Valjan) ve polis müfettişi Javert (Javer) arasında sürüp giden bir kovalamacanın, kız kardeşinin çocuktan için ekmek çaldığı için beş yıla mahkum edilen Jan Valjean’ın öyküsüdür.

Jan Valjean, -yalnızca- bir somun ekmekten dolayı kürek cezasına çarptırılır, birkaç kez kaçma girişimiyle cezası on dokuz yıla çıkar. 1815’te serbest kalır, ama hapisten sonra inançlarını yitirmiş, topluma öfke ve kin duymaktadır. Sefil bir halde ” D” kasabasına gider, burada kasabanın piskoposundan gördüğü iyilikle ruhu aydınlanır. Çünkü Piskopos ona çok iyi davranır. Jan Valjean yıllar sonra böylesine güzel bir davranış karşısında çok mutlu olur. Ne var ki Jan Valjean bu güzel davranışı görmez, Piskoposun gümüş yemek takımlarını çalmakla karşılık verir. Ancak yakalandığında polis, yüzleştirmek için Piskoposun karşısına getirdiğinde ise, Piskopos yine güzel davranışın bir başka seçkin örneğini verecek, yemek takımlarını kendisinin hediye ettiğini söyleyecek, dahası ona “Şamdanları unutmuşsun” diyecektir.

Advertisement

Jan Valjean, bu kez Piskopostan özür dileyip artık hayata dürüst ve erdem sahibi iyiliksever bir insan olarak yeniden başlayacağına söz verir. Fransa’nın kuzeyinde ucuz mücevher imalatçılığı yaparak yaşamaya başlar. Geçmişini gizler, kısa sürede zengin olur ve herkesin sevgisini kazanarak, kasabaya belediye başkanı seçilir.

Ne var ki Jan Valjean’ın geçmişini gizlemesi kuşkuları üzerine çeker.

Polis Javert, bir hırsızlık olayından yola çıkarak, araştırmalara başlar. Konu “D” kasabasındaki hırsızlık olayına kadar gelir. Jan Valjean’ı tutuklayacaktır ki, aynı adı taşıyan bir başkası tutuklanır. Bunun üzerine polis Javert, Jan Valjean’dan özür diler, böyle bir yanlışlık karşısında istifa etmek ister, ancak istifası kabul edilmez. Konu kapanır. Ne var ki Valjean’ın ahlâkı, kendi yerine bir başkasının hapsedilmesine izin vermez. Mahkemeye gider, gerçeği anlatarak, suçlu olduğunu söyler. Teslim olur ve hapishaneye girer. Bir gece yattıktan sonra kaçar.

Jan Valjean, teslim olmadan önce sakladığı -hak ederek kazanılmış- paralarını alır, eski bir fahişe olan Fantina’nın ölümünden sonra üvey anne babası tarafından kötü yetiştirilen, Fantina’nın kızı Cosette’i (Kozet) bulur ve onu da yanına alarak bir manastıra sığınır. Manastırın bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Evlat edindiği Cosette ise, rahibe okuluna gider. Sanki polis müfettişi Javert’den kurtulmuş gibidir. Güvenlik içinde yaşar. Yıllar böyle sakin geçerken, Cosette’in genç ve güzel bir genç kız olmasıyla değişir. Cosette, babası Napolyon ordusunda subaylık yapmış birinin oğlu olan öğrenci Marius’a (Maryüs) âşık olur. Zengin dedesi tarafından büyütülen Marius, her zaman haklıdan yana olan Jan Valjean gibi, 1832’de isyan eden sosyalistlerin safındadır.. Cosette ile Marius, Paris’in Luxemburg Gardens adındaki parkında tanışırlar ve Valjean’ın kendisini gizli tutmasına rağmen, gizli gizli mektuplaşırlar Paris ayaklanmıştır.

Sosyalistler, 1832’de, Paris’te hanedanlığa karşı başarısız kalan bir başkaldırma hareketine başvururlar.

Marius ve arkadaşları, bu başkaldırıya katılırlar. Jan Valjean da onların içindedir. Paris kanla yıkanırken, Javert ile Jan Valjean yine karşı karşıya gelirler. Jan Valjean, Javert’i ve Marius’ü ölümden kurtarır. Javert, Valjean’ı tutuklamaz. Valjean da fırsattan yararlanıp Javert’i öldürmeye kalkmaz. Ancak bu soylu davranış karşısında bütün inandığı değerlerin sarsıldığını gören Javert, hayatında ilk kez olarak, bir mahkumun, kanuna saygı duyan bir vatandaştan daha iyi bir insan olacağına inanır. Bir polis memuru olarak bugüne kadar sahte olasılılıklara göre işleri yürüttüğü inancına varır. Valjean’ı tutuklama yerine kendini öldürür.

Başkaldıranların durumu parlak değildir. Marius ağır yaralanır ve Valjean onu yeraltındaki kanalizasyonlardan Kaçırarak kurtarır. Büyükbabasının evine getirir. Kendisini kimin kurtardığını bilmemektedir.

Cosette’in bu genci sevdiğini anlayan Valjean, onların arasına girmeme karar verir. Cosette’nin Marius’u sevdiğini, onunla evlenmek istediğini anlar. Cosette’ye büyük miktarda para verir. Şimdi bir barones olan Cosette’nin eski bir kürek mahkumunun kızı olarak kendisinin bilinmesini istemez ve yalnız yaşamak ister. Oysa Marius, hayatım kurtaran kişinin Valjean olduğunu öğrenmiştir. İki genç, ölüm yatağında son anlarını yaşayan Valjean’a koşarlar. Yatağında onları karşılar. Bu karşılaşmada duygusal anlar yaşanır. Her üçü de gözyaşlarını tutamaz. Ölüm yatağında bile onların mutlu olmasını dile getirir. Yıllarca önce piskoposun büyük bir erdemli davranışla kendisine hediye ettiği ve böylece ruhunu kazandığı gümüş şamdanları Cosette’e verir. Cosette ve Marius evlenirler. Jan Valjean yatağa düşer.

Victor Hugo

VICTOR HUGO

1802-1885 yılları arasında yaşamıştır. Napolyon’un generallerinden birinin oğludur. Üç İspanyol vilayetinin valiliğini yürüten babası sayesinde Hugo, aristokratlar için kurulan özel bir okulda öğrenim görmüştür. Napolyon tahttan inince Hugo’nun ailesinin durumu da bozulur. Aile Paris’e yerleşir, Hugo, eğitimini sistematik olmayan bir tarzda sürdürebilir.

Yirmi yaşında iken ilk şiirleri yayınlanır. XVIII. Louis, Hugo’ya aylık bağlar. Romantizm akımın etkisiyle eserler yazmaya başlar. Çağının ünlü edebiyatçıları arasında yerini alır. 1841’de Fransız Akademisine seçilir. Cumhuriyetçiliği seçmiş, ve III. Nopolyon hakkında şiddetli yazılar yazmıştır. 1855 yılında ölmüştür. Başlıca eserleri, Sefiller, Nötre Dame’ın Kamburu, Cromwell, Hernani, Waverly’dir.

1840-1861 yılları arasında yazılan Sefiller, Victor Hugo’nun en meşhur romanıdır. Adaletsizliğe karşı bir hücum niteliği olan roman yaklaşık beş cilt hâlinde yayınlanmıştır. 1863’te yayınlanan eser, romantizm akımının şaheseridir.

Jean Valjean, Mösyö Bienvenu, Cosette, Fantine, Ja-vert ve Marius romanın belli başlı kahramanlarıdır.

Advertisement


Yorum yapılmamış

Reply To ceren Cancel Reply